yedi

9.5K 611 144
                                    

"İyi misin?"

"İlk sorduğunda da iyiydim. Şimdi de iyiyim. Bin beş yüz kere sorma amına koyayım. " dedi Ozan kaşlarını çatarak.

Şuan olduğu yeri sorguluyordu. Üçlü yarım gün hastanede yatmıştı. Ozan bu halde eve gidemeyeceği için Enver'e ona kalıp kalamayacağını sormuştu. Kendi arkadaşları Talat ve Hakkı'ya gidemezdi. Talat'ın sinir bozucu bir babası varken Hakkı da okuldan sonra ölen akrabasının ailesi ile cenazesine gitmişti. 

Enver de bu suratla eve gidemeyeceğini Arda da kalacağını söyleyince sokakta kalmıştı ki Enver'in Arda'ya imalı bakışlar atması ile Arda oflayıp onuda evine almıştı.

Enver, Arda'nın dedesi ile başına gelenleri konuşurken ikili Arda'nın odasına oturmuş birbirlerine sinirli bakışlar atıyorlardı.

"İyilikte yaramıyor sana." dedi Arda.

Yatağında biraz daha yayılıp karşındaki koltukta onun gibi ayaklarını uzatmış, sırtını koltuğun başına yaslamış Ozan'a baktı.

"Yapma o zaman iyilik falan. Sana yap diyen mi oldu? Ayrıca yapsan bile bunu söylemek çok yanlış. Başa kakılmaz iyilik." dedi Ozan.

Arda alayla gülümsedi. "Çok iyi bir insanmışsın gibi konuşma."

"En azından senden daha iyiyim." dedi Ozan tek kaşını kaldırarak.

"Nereden biliyorsun? Kafamızın üstünde haftalık yaptığımız iyilik sayısımı çıkıyor? Selena mısın sen?"

"Ben Yüce Honos'um. Selena sensin." dedi Ozan sırıtırak.

"Hadi oradan yavşak. Benim Selena olduğum yerde sen ancak Hades olursun diyeceğim ama onun bile bir gururu var senin o da yok. Sen ancak Fitnat olursun."

Ozan onun dediklerine gülerken Arda'da gülmüştü fakat Ozan gülmesin diye yüzünü eğmişti.

Gülümsemesini durdurup ciddileşti ve Ozan'a merak ettiği soruları sordu. "Kimdi o adamlar?" sesi net çıkmıştı.

Ozan'ın gülümsemesi donarken omuz silkti. "Sanane."

"Ne demek sanane yarrak? Boşa mı dayak yedik biz?" dedi sinirle Arda. Ozan'ın rahat tavırları ona Silivri yolunu gösteriyordu.

"Karışan sizsiniz. Ben beni kurtarın diye bir şey demedim size." dedi Ozan gıcık tavrıyla. Selin'le Arda'nın yakın geçirdiği bu günün hesabını Arda'yı sinir ederek sorabilirdi.

"Hay amına koyayım Enver. Ben dedim sana yavşak bu şerefsizi siksinler bırak karışma dedim sana." dedi sinirle kendi kendine söylenen Arda. "Ama kabahat bende ne diye gidersin düşmanının yardımına? Ağzını kırsınlar bırak. Sen yorulma. Ah kafam, eşek kafam." diyip yatak başlığına kafasını vurdu.

Ozan onun bu haline piç bir şekilde gülerken Arda'nın yara izinin hemen üstüne aldığı darbeden dolayı yara olan bölgenin kanaması ile gülmesi soldu.

"Yaran kanıyor." dedi.

"Hı?"

"Yara izinin üzerindeki yaran diyorum. Kanıyor." Arda kendine lanetler ederek ayağa kalktı. Ozan'a yara izini bu kadar rahat göstermesine sinir olmuştu. Kesin kullanır bu pezevenk diye düşündü.

Ayağa kalması ile beline giren ağrı ile inledi ve yatağa geri oturdu.

"Niye aniden kalkıyorsun ki gerizekalı?" dedi Ozan.

"Canım öyle istedi. Sanane? Kapa çeneni de sus yat. Yoksa evden kovarım." Arda ona yüzünü dönmezken tekrar ayağa kalkmak istedi fakat bu sefer de bacaklarının ihanetine uğramıştı.

Geri yatağa zorla da olsa yatıp Enver'i beklemeye karar verdi. Telefonu içerde olmasa onu arayabilirdi ama eve gelince salondaki masanın üzerine bırakmıştı.

"Dönsene çok mu kanamış bakayım." dedi Ozan yumuşak sesi ile. Ne kadar yumuşak olsa da Arda'ya beslediği kini barındırıyordu sesi.

"Hayır."

"İnat etme lan bakayım."

"Hayır diyorsam hayırdır yavşak." dedi sinirle Arda. Yeteri kadar göstermişti yarasını ona.

"Meraklı değilim senin tipsiz yüzüne. Bakacağım çok kanadı ise Enver'i arayayım. Bez falan getirsin."

"İstemiyorum." diyip kestirip attı Arda.

"Yara izinden çekiniyorsan amına koyayım Arda. Onu biliyorum zaten. Siktiğimin diğer yarasına bakacağım sadece." diyip ayağa kalktı. Tabi kalması ile karnına giren ağrı ile yüzünü buruşturdu. Ayakları tutuyordu ama Arda'ya olan sinirinden güç alıp yatağa oturdu.

Arda onun yara izini fark etmesine canı sıkılırken yanına gelmesi ile irkilmişti. Ozan elini Arda'nın çenesine atıp kendine dönmesini sağladı. Arda ise hiç bir şey yapmadan sadece ona uydu.

Ozan ciddi bir ifade ile sarışın çocuğun yüzünü inceledi. Ufak bir çizik fazla derin değildi.

"Okuldan birine söylersen bu yara izinden ağzına sıçarım Ozan." dedi tehditkar bir şekilde Arda.

Esmer oğlan aynı ciddiyetle eli hala çenesindeyken sarışın çocuğun yara izinin üzerinde baş parmağını gezdirdi. "Kullansaydım daha önce kullanırdım yavşak."

Arda ağzını açıp şaşkınlıkla ona baktı. "Nereden biliyorsun bunu?" diye düşündü. Acaba iyi kapatamamış mıydı? Veya herkes biliyor muydu? Aklında ki sorular ile gerilmişti.

Ozan alaylı bir gülümseme yerleştirirken dudaklarına, Arda'nın gözü dudaklarına kaysa da kendini toparlayıp gözlerine çıkarttı.

"Gerizekalı senin vücudunu, yüzünü benden daha iyi kimse tanıyamaz." sözleri Arda'nın aklını karıştırmıştı. Ne ima ediyordu şimdi?

"Seni az dövmedim." diye devam etse de Ozan Arda'nın anlaması bulundukları yakınlıktan dolayı uzun sürmüştü.

Kendini toparlayıp çenesini Ozan'ın elinden kurtardı ve omzuna vurdu bir tane. "Sakın bir daha dokunma bana!"

'Hah' diye alayla zorla da olsa ayağa kalktı Ozan ve kendini biraz önceki gibi koltuğa bıraktı. "Sana dokunmak için can atıyorum sanki bende."

"Bilemiyorum sende ve çevrendekiler de her yol var." dedi onun damarına basan Arda. Şuna hali olmadığı için onunla istediği kadar eğlenebilirdi.

"Düzgün konuş." dedi dişlerinin arasından Ozan.

"Konuşmazsam ne olur? Yalan mı hastalıklı insanlar?" dedi Arda ciddileşirken.

"Bak amına koduğumun homofobik yavşağı, Sevgi cinsiyetle alakalı değildir. Sen sırf karşı cinsten hoşlanıyorsun ve başkaları kendi cinsinden hoşlanıyor diye sen normal onlar hastalıklı olmaz. Bunu o bu içinde karınca siki kadar olan beynine şok." dedi Ozan sinirle. Onun sinirine girmeyi her defasında başarıyordu.

"Benim beynim karınca siki kadarsa seninki de sinek siki kadar." dedi Arda onun dediği bir ton lafı boş geçip sadece o kısma takılmıştı.

Ozan ona cevap vermeyip göz devirdi. Yarın ilk iş ailesini kızsa da onların yanına dönmekti.
***

Ağır Mevzular 'Yarı texting' bxb Kde žijí příběhy. Začni objevovat