yirmi dört

6.3K 344 54
                                    

Medyadaki şarkı ile okursanız daha iyi duygu geçer.
****

Kucağında Arda ile usul usul Arda'nın odasına yürüdü Ozan.
Sarışını kafasını boynuna sokmuş, derin derin nefeslerle kokusunu soluyordu.

Kapıyı açıp içeri girdi ve ayağıyla geri itip kapattı. Arda'yı yatağın üstüne bıraktı. Arda kafasını yastığa koyup gözlerini esmere çevirdi. Ozan titrek bir nefes alıp tişörtünün eteklerinden tuttu. Tişörtü bir tarafa fırlatıp bir dizini yatağa bastırdı, Arda'nın üzerine doğru eğildi.

Diğer dizini de bastırırken hareket edip sarışının dizlerine oturdu. Yüzünü yüzüne yaklaştırıp gözlerinin içine baktı. "Senden tek istediğim bana odaklanman. Sana dokunanın ben olduğumu sakın aklından bir an olsun bile çıkarma." dudaklarından nefesi onun dudaklarına akıyordu. Burnundan sert bir nefes verip "Eğer kötü hissedersen anında duracağım." dedi.

Arda dudaklarını ıslatıp başını salladı. Ozan komutu alırken dudaklarını onun dudaklarına bastırdı. Sert ve hızlıydı hareketleri. Arda'yı fark ettiğinden beridir ona karşı olan arzusu gün geçtikçe büyüyordu. Şu an büyük bir arzunun yanında da tedirginlik vardı. Tek bir an olsun bile bir şeyler hatırlatmaktan korkuyordu. Ama biliyordu ki korkular üzerine gidilmedikçe aşılmaz.

Arda ise gözlerini kapatmış dudağının üstündeki yumuşak dudaklara odaklanmış, tek yaptığı Ozan'a karşılık vermekti. Aklında tek zikrettiği isim Ozan'dı şu an. En az esmer kadar o da tedirgindi. Fakat aşmak gerekiyordu artık bu acıları. Bunu Ozan'la yapmak istiyordu. Onun için acıları silen Ozan olsun istiyordu.

Ellerini Ozanı'ın beline atıp sıktı. Ozan ise dudaklarını çenesine getirmiştir yara izine ard arda öpücükler bırakıyordu. Yavaş yavaş boynuna ilerledi. Boynuna ufak bir öpücük kondurup, öptüğü yeri ısırınca aldığı inleme ile gözlerini kapattı. Isırdığı yerin üzerinden diliyle geçip aynı işlevi farklı yerlerde tekrarladı.

Eğilip göbek deliğinin yanını öptü. Beyaz tenine iz bırakıyordu.  Dudakları göbeğinde, hafif belirgin karın kasların da işini devam ederken Arda ise tavanı izliyor, aldığı zevkle dudaklarını dişliyordu. Nefes nefeseydi. Arzu ve korku, ikisi kuşatmıştı iki genci de. Hangisi daha fazlaydı tartışılır ama şu an ikisi de arzunun kontrolü altındaydı.

Arda Ozan'ı eliyle ittirip dirseklerinin üzerinde doğruldu. Ozan saçı başı dağılmış bir halde, kısık gözlerle ona baktı. Sarışın dikleşirken elleri Ozan'ın kalçasını buldu ve onu kendine çekerken dudaklarına hasret kalmış bir şekilde yapıştı.

Ozan'ın kalçalarını okşuyor, arada da sıkıyordu. Ve aldığı inlemeler onu tahrik ediyordu. Ozan dudaklarını ayırıp göğüslerine ilerledi. Arda'nın sağ göğsünü koşarken, sol göğsünü öptü. Dilini ufak tomurcuğa (nasıl bir yarrak kelime bu) değdirirken daha fazlasını istemesiyle dişleri arasına aldı. "Ozan!"

Arda'nın acıyla birleşmiş zevk çığlığı, onu daha da zora sokuyordu. Bunu yaşamak güzeldi. Bunu Arda ile yaşamak güzeldi. Ondan başkası ile asla olamayacağını düşündü o an. Dünya da bu kadar insan varken sadece bir kişinin, Arda'nın varlığına köle olurum diye düşündü.

Ozan Arda'nın Pantolonuna elini atarken, sarışın elini Ozan'ın terden ıslanmış koluna koydu. 
"Ozan.." şimdi ise sesi yalvarıyor gibiydi. Nefes nefeseydi.

"Sadece sana dokunmak istiyorum. Sana tek bir soru soracağım. Nasıl hissediyorsun? "

Arda göğsü körük gibi kalkıp inerken düşündü. Kötü hissediyor muydu şuan? Ozan'ın dokunuşları kötü hissettiriyor muydu? Korkuları baş göstermiş miydi? Evet, bir korku vardı. Bunu inkar edecek değildi. Ama bu korku 'ya anımsarsam' korkusuydu. Yani ona dokunmasının verdiği bir şey değildi.

Ağır Mevzular 'Yarı texting' bxb Where stories live. Discover now