özel bölüm 2

3.8K 195 47
                                    

"Ağzına bir tane çarparım senin şerefsiz! O herifle ne diye bu kadar yakınsın? Proje ödevi falan anlamam ben!" Ozan'ın sinirle bağırırken Yakup önüne geçmiş onu tutuyordu.

"Sana hesap mı vereceğim? Sevgilimsin diye her bokuna boyun eğeceğim sanma! Seninde nasıl kızlarla konuştuğunu anlattırma bana şimdi!" Arda'nın da Ozan'dan farkı yoktu. Onu da Enver tutuyordu.

Arda ve Ozan aynı şehri tutturunca birlikte bir ev tutmuş hem sevgililerinin tadını çıkarıyorlar hemde birlikte yaşamanın keyfine varıyorlardı. Fakat böyle tartışmalar illa aralarında oluyordu.

Arda Eczacılık kazanmış, Ozan da istediği gibi hukuk tutturmuştu. Enver Antalya da kalırken, Yakup da Edirne'deydi. Talat'ta bizimkilerin yanında İzmir'deydi. Fakat onlarla birlikte değilde yurtta kalıyordu.

"Beyler abartmayın!" Yakup Ozan'ı tutmaya çalışırken resmen ter içinde kalmıştı. Bir bıraksa Arda'ya saldıracaktı.

Enver ile birlikte ikiliyi ziyarete gelmeye karar vermişlerdi. Bir haftadır da onlardaydılar.

"Siktir git! Senin peşinden neden geldiysem?!" dedi Ozan sinirle.

"Sana gel dedim mi? Gelmeseydin! Ödev diyorum proje diyorum ille de sikim diyorsun!" dedi Arda.

Ozan gözlerini büyütüp yalandan bir şaşkınlıkla Arda'ya baktı. "Kim diyor öyle? Ben Tuana ile ödev yaparken üstüme atlayan kimdi?"

"O Tuana'nın ne bok olduğunu bütün İzmir biliyor! Kız sana yavşıyor ya ondan  rahatsın dimi sen? Sana evet diyerek hata yapmışım ben. Daha bir kızın yavşması ile bu hale gelsiyden... Güzel anılar biriktirmek istediğim adama bak. Aldatıp kötü anılar eklemesin diye korkuyoruz!"

Ozan Yakup'u ittirip Arda'ya son bir kırgın bakış attı ve bir saat önce sinirle koltuğa attığı ceketini alıp kapıyı çekti ve çıktı.

Arda Enver'i ittirip koltuğa attı kendini. Ailelerinin yardımı ile evlerini döşemişlerdi. Aslında çoğu ikinci eldi ama salonlarındaki ikinci el L koltuğu hiç bir şeye değişmezlerdi.

"Niye ağır sözler söyledin çocuğa?" Enver Arda'nın yanına oturup ona sinirle bakmaya başladı.

"Bırak ya! Kendini bir sik sanıyor!"

"Sanmasın mı? Sevgilin olm o çocuk senin. Senin için ne kadar uğraştı, ben biliyorum."

Arda öfkeyle ona döndü. "Sende git onu savunuyorsan."

Yakup Arda'nın diğer yanına oturup elini dizine koydu. "Arda biz seni veya onu savunmuyoruz. Biz böyle saçma bir sebepten kavga etmenize laf söylüyoruz."

"Kendi kavga çıkartıyor! Yok o Berkay ile niye dip dibeymişim, niye sürekli evine gidiyormuşum falan filan. Sanki istediğimizden giriyoruz. İşimiz var, anlamıyor ki!"

Sarışının sözlerinden bir süre sonra sessizlik hakim oldu. Bu birazcık sessizlikte bile Arda söylediği sözlerin ağırlığını, özellikle Ozan'ı ne kadar kırabileceğini anlamış, içini bir pişmanlık kaplamıştı.

Enver telefonuna dalmış oynarken Yakup sessizce oturuyordu.

Arda'nın aklında nereye gittiğine dair bir sürü düşünce oluştu. Tuana'ya gitmiş olma düşüncesiyle kaşlarını çatarken kafasını iki yana salladı. Ozan böyle bir şey yapmazdı.

"Ozan'ı arasak mı?" dedi sessizce. Kafasını eğmiş yere bakıyordu.

"Aramaya gerek yok." Enver'in sesi ile dudağını büzdü.

"Doğru arasak açmaz. Çok kızmıştır bana." Yine sessizce söylendi. Kendini şuan çok kötü hissediyordu.

"Açamaz ama kızdığından değil, herifin telefonu burada." Arda hızla başını kaldırıp Enver'e baktı. Enver eliyle koltuğun kenarına düşmüş telefonu gösterdi. Demek ki ceketini alıp giderken düşürmüştü.

Ağır Mevzular 'Yarı texting' bxb Where stories live. Discover now