yirmi beş

6.1K 354 224
                                    

"İsa ve İsmet geldi herhalde ben kapıya bakayım." dedi çalan zil sesi ile yerinden kalktı Yakup. Okul çıkışı Enver, Yakup ve Ozan hep birlikte Arda'nın evine gelmişlerdi.

Arda zaten İsa'yı seviyor, İsmet'te kafa dengi çocuk diye onları da çağırmışlardı.

Ozan Arda'nın olduğunu tarafa bakmamaya yeminli gibi o dışında her yere bakıyordu. Arda müdürle ne kadar konuşsada kabul ettirememişti. Kimse gönüllü olmuyordu. İhale de kala kala Arda'nın başına kalmıştı.

Ozan bunu öğrenince daha da sinirlenmişti. Arda'nın suçu olmadığını çok iyi biliyordu ama kendine yediremiyordu. O sevgilisi ile dans herkesin yanında edemiyordu. Üstelik o dans broşürünü görünce heveslenmişti.

İsa ve İsmet içeri girerken, İsa yine kendi tarzında baştan aşağı simsiyah ve bol giyinmiş, metal takılarla da tamamlamıştı. İsmet ise zıttı olduğunu belirtir gibi açık renklerle bürünmüş, muhteşem gülüşü ile içeri girmişti.

"Merhaba herkese!" dedi İsmet mutlu çıkan sesiyle.

"Selam." İsa soğuk bir selamla kendini Arda'nın yanına atmış İsmet ise Enver ile Yakup'un yanına oturmuştu.

Arda ayağa kalkınca bütün gözler ona dönmüştü ama umursamadan Ozan'ın dibine oturdu. Ozan hala ona bakmazken kolunu kaldırıp kendi omzuna koydu ve göğsüne sokuldu. Bu kadar uzak durması onu sinirlendirmiş, kendi suçu olmadığı halde ona tavır alıyordu Ozan. Ama yine de onu anlamaya çalışarak yanına gelmişti. Aralarının boş bir sebeple bozulmasını istemiyordu.

"Kızdırma beni, sarıl!" dedi Arda sinirli sesiyle. Çocuklar onları es geçmiş kendi aralarında sohbete başlamıştı bile.

Ozan dayanamayıp onu sıkı sıkıya sararken yanağını yumuşak sarı saçlarına yasladı.

"Boş bir sebep ama anla işte. Zoruma gidiyor." dedi Ozan mırıldanarak.

"Merak etme sadece bir dans. Benim için hiç bir hükmü, değeri yok. Selin'le dans etmişim, takım olmuşum umrumda değil. Benim için sen önemlisin. Benden boş bir sebep yüzünden uzaklaşma. Ağzını burnunu gerçekten kırarım bak." dedi Arda sonlara doğru sinirlenirken. Ozan'ın belini sıktığında Ozan acıyla inlemiş, daha sonra da gülerek saçına öpücük bırakmıştı.

"Tamam suçluyum. Cezam neyse kabul."

"Herkes gitsin, ceza ondan sonra." dedi Arda yüzünde sinsi bir sırıtış belirmişti.

"Ah ah, çocuğumuza bak Yakup! Ne çabuk büyüyorlar." Enver'in sesiyle herkes Arda ile Ozan'a bakarken ikisi de kaşlarını çatmış Enver'e bakıyorlardı.

"Doğru diyorsun hayatım. Daha dün gibiydi 'Selin, Selin' diye ağladıkları." Yakup Enver'in koluna girip kafasını omzuna koydu ve ikiliye içi gidermiş gibi baktı.

"Anma o şeytan suratlı şırfıntıyı! Evlatlarımı birbirine düşürdü! Evi barkı yıkıla, yıkıla!" Enver'in komik taklidine herkes gülmeye başlarken dayanamamış Arda ile Ozan da gülmüştü.

Tabi İsa kendinden beklendiği gibi anlık sırıtıp geri somurtmuştu.
(Bebeyim :))

"Hafta sonu işiniz var mı? Sinemaya gitmeye ne dersiniz? Güzel bir film gelmiş. Aksiyon, bilim kurgu ve tabiki Aşk." dedi İsmet heyecanlı bir şekilde. Arda ile yeni tanışsada Ozan onun gruplarda sürekli buluşma ayarlayan o kişi olduğunu iyi biliyordu. Çok neşeli ve resmen yerinde duramayan biriydi.

"Aşk ben yokum." dedi İsa elindeki telefonla ilgilenirken. Enver elinde sürekli telefonla ne yaptığını çok merak ediyordu.

Eğilip telefonu alıp "Ne var gardaş bunun içinde? Nude falan mı aldın? Porno sayfasımı kurdun? 35 flört 19 sevgili mi yaptın? Niye sürekli elinde telefon?" dedi telefona bakarken. Gözü açık olan mesajlaşmaya kayarken İsa hızla telefonunu geri aldı ve o soğuk sert bakışlarıyla Enver'in içinden geçti. "Elini telefonuma sürersen, elini kırarım."

Ağır Mevzular 'Yarı texting' bxb Where stories live. Discover now