on yedi

9.5K 576 132
                                    

Bir hafta geçmiş Arda'nın ayağı alçıdan çıkmıştı. Beraber yattıkları gecenin sabahı Ozan'ı izlemiş daha sonra Ozan'a yakalanmasıyla bir sürü inkar etmişti.
Bir hafta içinde Ozan her gün Arda'yı Ziyaret etmişti. Selin geldiği zaman bile onu evden kovmuş Arda ile yanlız kalmak için fırsat yaratmıştı.

Bu gün Arda okula geleceği için ayrı bir mutluydu. Eskiden olsa onun gelmemesi için dua ederdi. Şimdiyse ne zaman gelecek diye yolunu gözlüyordu.

Beklediği kişi okulum bahçe kapısından girmişti sonunda. Enver ile konuşup gülüyordu. O gülünce Ozan'ın da yüzüne bir gülümseme belirdi. Arda kafasını kaldırıp Ozan'a doğru bakınca, Ozan ona göz kırpıp öpücük attı.

Onun bu hareketiyle Arda kafasını çevirmiş Enver'e odaklanmıştı. Ozan ne kadar yakın davransa da diğer oğlan tam bir inatçı keçiydi. İnadına buz gibi davranıyordu.

Arda zilin çalmasını beklerken Enver'le bahçedeki banklardan birine oturmuş, sohbetine devam etmişti. Ozan kalkıp onun yanına ilerledi. Selin'in ondan önce davranıp Arda'nın yanına oturmasıyla bahçenin ortasında durdu. Arda'ya sarılırken o da ellerini kızın beline sarmıştı. Kafasını çevirip Ozan'a baktı. Ozan yumruğunu sıkmış, kaşlarını çatmıştı. Bu sadece dışardan görünebilecek tepkilerdi. İçi yıkık döküktü. Demek ki Arda gibi bir hıyardan hoşlanırsan sinir hastası oluyorsun diye düşünüp tekrar geri döndü oturduğu yere.

Arda ise şimdi Selin ile ilgileniyor, olabildiğince yakın davranıyordu ona. Esmer oğlan gözünü kırpmadan ikiyi izlerken Talat'ın sesiyle ona döndü. "Bende Hakkı'ya biri yavşayınca böyle oluyorum."

"Ne?"

Talat onun yanına oturup karşıda oturan üçlüyü izlemeye başladı. "Diyorum ki sen hayırdır?"

"Ne hayırdırı Talat? Aynı meseleler işte." diyip geçiştirdi. Talat ve Hakkı da Arda'yı günahı kadar sevmeyenler grubundaydı. Arda az arkalarından atıp tutmamıştı onlarında.

"Haklısın aynı mesele olabilir ama bu sefer kişi farklı. Bir ay öncesine kadar bu bakışlarının sebebi Selin derdim ama şimdi o olmadığını düşünüyorum."

Ozan susup arkadaşının yüzüne baktı. Her söylediği doğruydu. "Arda'dan hoşlanıyor musun?" dedi sözüne devam ederek Talat.

Derin bir nefes aldı esmer. "Sanırım."

"Onun bundan haberi var mı?"

"Olsa ne olacak ki? Onun dibinden ayrılmıyorum. Sürekli imalar da bulunuyorum ama beni iplemiyor, tersliyor. Ayrıca Selin'den de hoşlanıyor. Belli yani. Biz Selin için çok didiştik. Şimdi ben çekilince Selin ona kaldı. Beni umursar mı?" Ozan bunları söylerken boğazı düğümlenmişti resmen. Kendine yediremediği gerçekleri şuan arkadaşına anlatıyordu.

"Ben öyle düşünmüyorum Ozan. Onun tek amacı seninle olan savaşıydı. Ben Arda'nın Selin'i sevdiğini falan zannetmiyorum."

Ozan omuzlarını düşürdü. Tek engel bu değildi ki. "En önemlisi erkeklerden hoşlanmıyor."

"Sen içini hiç açtın mı Arda'ya?" dedi Talat ve dostça elini onun omuzuna attı.

Olumsuz anlamda kafa salladı Ozan. Selin Arda'nın saçlarını karıştırınca dişlerini sıktı.

"Konuş onunla. Duygularından bahset. Çıkma teklifi et. Hayır derse bile neden olmayacağını sor. Ne bileyim Ozan. Kısaca Seviyorsan git konuş."

"Ders çıkışı onu bir yerlere götüreceğim ve söyleyeceğim." Ozan bunu daha çok kendine söylemişti. Talat kafasına bir tane geçirdi.

"Hah şöyle kardeşim. Kendine gel! Halledersin sen! Şu kaslara bak! Sana düşmeyecek insan tanımıyorum ben."

Ağır Mevzular 'Yarı texting' bxb Where stories live. Discover now