yirmi yedi

5.3K 311 85
                                    

"Ozan çabuk götür o kediyi! İstemiyorum evde kedi falan!" dedi Samet sinirle. Ozan ve Arda geldiğinden beridir kavga ediyordu Ozan'la.

Arda ise salondaki koltuklardan birine oturmuş etrafını sessizce izliyordu. Karşı koltukta oturup ona bakan Mert ile çok rahatsız olsa da ses edemiyordu.

"Ya baba, Samet babama bir şey de!" dedi Ozan sitemle Mert babasından ümit beklerken.

"Asıl Mert oğluna bir şey de! Kim toparlayacak bu kedinin arkasından!" dedi sinirle bakışları kediye dönerken.

"Gençken seninde köpeğin varmış ama baba. Lütfen, lütfen, lütfen!"

"Ben bakabilecek akla sahiptim. Sende o var mı emin değilim." dedi Samet göğsünde kollarını birleştirerek. "Ayrıca ben hala gencim."

Yerde onlara sessizce bakan Aran ufak adımlarla Samet'in ayağının dibinde bitti. Sanki onu istemediğini biliyordu. Başını onun bacağına sürüp miyavlayınca Samet'in yüzü yumuşadı.

"Bu miniği nasıl sokağa atalım geri?" dedi Ozan ağlamaklı bir ifadeyle.

Samet eğilip kedinin başını okşadı şefkatle. "Seni eve alırım ama şartlarım var. Eşya tırmalamak yok, yerde kakanı görmeyeceğim. Yoksa direk dışarı anladın mı beni?!"

Ozan'ın yüzüne gülümseme yayılırken babasının sonunda kabullenmesiyle derin bir nefes aldı. Samet kediyi eline alıp Ozan'a uzattı. "Adını koydunuz mu?"

Ozan kediyi alınca kedi memnun bir şekilde onun kollarına kıvrıldı. "Aran."

Samet bir anda aklına dank eden şeyle gözleri sonuna kadar açıldı. "Çabuk banyoya. Kediyi yıka, dışardan geldiniz. Ayrıca yarın veterinere götürüp aşılarını yaptırıyorsun. Öğreniyorsun ne gerekiyorsa. Kedi sahiplendiysen adam akıllı bakacaksın." dedi ve Ozan'ın koluna yapıştı.

Onu banyoya doğru çekiştirmeye başladı. Baba oğul gözden kaybolurken Arda tedirgin bir şekilde ellerini oynuyor, Mert dışında her yere bakıyordu.

"Nasılsın Arda?" dedi Mert sert sesiyle.

"İyiyim. Teşekkür ederim. Siz nasılsınız?" Arda dudağını ısırıp karışısında baba imajını sonuna kadar yansıtan ama bir o kadar da yakışıklı adama baktı.

"İyiyim oğlum." dedi Mert. "Hasan Dede'nin torunuymuşsun. Hiç görmedim seni. "

"Ben pek dışarı çıkmam." dedi gergince gülümseyerek.

Samet içeri girince ikilinin bakışları ona dönmüştü. "Ozan iyice temizle!" diye bağırdı koridora doğru. Sonra eşinin yanına gelip karşısında onlardan çekinen oğlana bakıp güldü.

"Ardacım sana da bir hoşgeldin diyemedim. Kusura bakma. Dedeni aradım birazdan burada olacakmış." dedi Samet samimi bir şekilde.

"Önemli değil efendim. Habersiz geldim ben. Ozan çok ısrar etti."

"Gel tabi oğlum damad- yani oğlumuzun ağzından düşürmediği çocuğu tanımak istiyorduk bizde." dedi Samet. Kırdığı potu toparlamaya çalışarak sırıttı.

Fakat Arda ne demek istediğini anlamış dudağını ısırmıştı.

"Fırına attın mı tavuğu?" dedi bu sefer Samet eşine dönerek.

"Hayır. Ben atacağım dedin." dedi Mert.

Samet kaşlarını çattı. "Ben çöpü atacağım dedim. Sana fırına at dediğim tavuğu."

Hızla ayaklanıp mutfağa ilerledi. Beş dakika sonra döndüğünde kaşları çatıktı. "Sosunu da yapmamışsın Mert. Bu evde her işi ben mi yapacağım?"

Ağır Mevzular 'Yarı texting' bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin