Wang Yibo evrakların arasında 'Queen Of Pentacles' yazılı eskitme bir kağıt bulduğu sırada başı ağrımaya başlamıştı. Gözlerini sıkıca kırpıp açtıktan sonra elindeki soğumuş kahveyi masaya koyup bakışlarını eskitme kağıtta gezdirdi. Bir tarot kartı adı olduğunu biliyordu ama bu evrakın arasında ne işi vardı? Vücudunu saran garip titremeye engel olamadı. Bu ürperti mantıksız bir şekilde gülümsemesine ve kalbinin hızlanmasına neden oldu.
Bilgisayarına yönelip önceden doldurulmuş raporlara göz atmaya başlamasıyla elinin altındakinden dumanların çıkması bir oldu. Kat bozulan sisteme yakınmaya başlasa bile Yibo çok iyi biliyordu, bu öyle alelade bir çökme değildi. Pencereye doğru ilerlemeye başlamasıyla silah sesleri duyulmaya başlamıştı. Yibo'nun cama doğru attığı her adımın sonunda önünde patlayan kurşunlar herkesi şaşırtsa da o tavrını bozmadan cama ilerlemeye devam etti. Sanki kendisine zarar veremeyeceklermiş gibi hissetmesi ne kadar mantıklıydı bilinmez ama o durmadı, devam etti.
Neler olduğunu anlamıştı ancak mantıklı bir neden bulamamıştı. Belki de nedene ihtiyaç bırakmayan bir duyguydu bu.
Sonunda pencereye ulaştığında bakışları her yerdeydi.Gözleri ne kadar baksa bile bulamayacağını, çok iyi gizlendiğini anladığında kolunu kaldırdı. Belki Yibo onu göremezdi ama emindiki o hem kendisini hem de az sonra saatiyle karşı duvara yazacağı sözcükleri görebileceğini biliyordu.
Bürodaki herkes şaşkınca Yibo'ya baksa da Yibo aldırmadı.
''Bulamam unuttuklarımı, bana yol göster KY.''
Saat tam 13.14'tü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerim Gözlerine Değdiğinde-Yizhan
Action"Mamihlapinatapei" (Yagan dili) - ikisi de aralarında bir şeyler olmasını aruzlayan ama bunu başlatmakta isteksiz olan iki kişinin anlamlı ama konuşmasız bakışması. Not: Kendim bile başlığı söylerken zorlandığım için değiştirme kararı aldım