Again

258 37 3
                                    

  Bileğindeki sıcaklık onu gafil avlamıştı.

  Sonunda diye düşündü, sonunda. 

  Görüntüsü asla değişmemiş 

  Sesi hala aynı 

  Sevdiğim...

  Sevdiğim!

  Ah sevdiğim...

  Xian umutsuzca gözlerinin en derinine baktı ve sordu.

''Neden? Neden Xian?'' 

 Dedektif Wang sessizleşti. Ona kendi adının neden Xian olduğunu mu soruyordu? Sonrasında eğer Wuxian'ın duyguları olsaydı gözlerinden şaşkınlık ve hayalkırıklığı geçerdi çünkü bunca zaman kavuşmak için kendini ateşlere attığı adam ona sanki bir yabancıymış gibi bakıyordu. 

  Yabancı... Onca anı? Bunca anıya rağmen hala yabancı olunabilirler miydi ki?

  Wuxian yüzünde ve gözlerinde gösteremese bile duygularını hareketleriyle gösterebilirdi, acısını. Hala havada uçan kargayı yavaş yavaş tüylerini rüzgarla kopararak çığlıkları saldı. Dakikalar sonrasında gelen diğer çığlık ondan değildi ancak tanıdıktı.

  Liu Haikuan... Ne öncesinde ne de şimdi izin vermiyordu ki sevdiğine sarılsın! Vücudunu böldüğü yetmezmiş gibi şimdi onu kendisinden uzaklaştıracaktı ha!

  Dedektif Wang Müdürüne yöneldiği zaman Wuxian'ın yaraları 'sızlamıştı'. Biriciğine dokunmak için uzattıysa bile elini o yüzü bulamamıştı kendisinde. Binlerce yıl bulamamışken onu şimdi nasıl yanında kalmasını isteyebilirdi ki!

 Lakin hissetti, irin dolu kıskançlığı hissetti. Kendisi bile anlayamadan sevdiği adamın ceketini tuttu ve yalnızca onların girebileceği bir evrene götürdü onu. Onu korurken bile dokunamamıştı tenine, istemezdi Lan Zhan onun gibi bir başarısızın kendisine dokunmasını. 

  Binlerce yıl gelmeyeni aradığınızda her şeyi düşünmek için zamanınız olur ve elbette bu düşünceler arasında kendinizi kaybetmek de zor değildir.

  Wuxian konuşmayı bile unutmuştu, kimse onu görmezken kimse onu duymazken yaptığı iyilikleri hissetmezken.... Ne yapabilirdi ki sevdiğini beklemekten başka? 

Gözlerim Gözlerine Değdiğinde-YizhanWhere stories live. Discover now