Elindeki kahve ve çikolata kutusuna ardından karşısındaki binaya bakıp iç çekti.
Evet, Zhoucheng'in ısrarlı konuşmalarına ikna olup gelmişti buralara kadar ancak hiç düşünmemişti ne demesi gerektiğini.
'Merhaba beni tanımıyorsun ama hayatımı senin yüzünden ya da sayende tepe taklak ettim . Buyur çikolata ?' Gerçekten mükemmel bir tanıtım.
Ya da sekretere verip kaçabilirdi.
Önündeki kapıya hala bakarken sekreterin ona garipçe baktığını gördü. Kadının bakışları elindeki hediyelere değince sert suratı yumuşadı.
Neden gülümsediğini anlamak için bakışlarını ellerine çevirince yutkundu.
Mükemmel bir hediye olabilirdi tabii sevgilisine verecek olsaydı. Hem neden kurdelelerle süslenmiş bir çikolatayla tül paket kahve almıştı ki?
Sekreter eliyle onu içeri çağırınca kaçmak için çok geç kaldığını anlayarak ağır kapıyı iteledi. Garip yarım bir baş selamından sonra sekretere doğru ilerledi.
"Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim?"
Kadın nazik gülümsemesiyle sorunca utana sıkıla cevapladı.
"Merhaba, biraz garip olacak ama bir hafta önceki silah patlamalarından sonra karşı duvara koşup saatiyle yazan kişiyle görüşmek ve teşekkürlerimi iletmek için gelmiştim de mümkün mü acaba?"
Kadın bu garip istek karşısında şaşırıp duraksadı ardından küçük bir kıkırdayıp eline telefonu aldı.
"Öncesinde sizinle görüşmek ister mi diye sormam gerekiyor. Buyrun , içecek bir şey ister misiniz?"
Cümlenin sonunda arkada bulunan koltukları göstermişti.
"Çok teşekkür ederim. Almayayım sağ olun."
Küçüklü büyüklü adımlarla koltuklara ilerlediğinde elindekileri hemen yanına bıraktı. Stresten elleri terlemeye başlamıştı bile. Hemen ellerini pantolonuna sürüp sallasa bile içindeki garip his yüzünden yerinde duramıyor bacağını sabit tutamıyordu.
Hayır, adam onunla neden görüşsündü ki? Böyle saçma sapan bi nedenle biri kendisiyle görüşmek istese asla kabul etmezdi.
İşaret parmağıyla baş parmağının kenarını oymaya başladığında sekreter kadın tekrar seslendi.
"Bay Wang sizinle görüşeceğini söyledi az sonra burada olur."
Tekrar ve tekrardan teşekkür edip dik durmaya çalıştı. Elleri dizlerinde yere bakıp eylemlerini sorgularken duyduğu adım sesleriyle gözlerini merdivene taraf çekti.
Bir sürü kişi büyük ihtimalle öğle aralarına çıkarken kiminle konuşacağını bilmemesi gülünçtü.
Lensini de takmamıştı ki uzağı görsün.
Kendisine yaklaşan bedenle artık daha ne kadar dik durabilirse durmaya çalışmış göremese bile gözlerini o kişinin yaklaştıkça belirginleşen suratından ayırmamıştı.
Yanına gelen adamı selamlamak için ayağa kalkmış çaktırmadan elini bir kez daha silip uzatmıştı.
"Merhaba Bay Wang. Benimle görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim."
Gülümseyerek söylediği sözlerin ardından el sıkışıp karşısındaki koltuğa geçmişti.
Kaşlarını çatmış yüzünün herbir ayrıntısını inceleyen adam sormuştu sonunda.
"Rica ederim. Adınız neydi?"
"Ah kusura bakmayın lütfen ben Xiao Zhan."
Üzerindeki gözler daha da kısılıp sormuştu.
"Peki Bay Xiao, Benimle neden görüşmek istediniz ?"
Ellerini dizlerine tekrar yerleştirip derince bir nefes aldı. Gözleri önündeki masanın güzelce biçimlendirilmiş ayağındayken konuştu.
"Teşekkür etmek için. Biliyorum garip gelecek belki ancak bir hafta önceye kadar yaşadığım 30 yıllık azaptan kurtardınız beni."
Karşısındaki adam bir şey söylemeden kafasıyla devam etmesini isteyip arkasına yaslanınca devam etti.
"O gün silah patlamalarına ve sizin karşı binaya yazdığınız cümleye o kadar dalmıştım ki sayenizde fark bile etmeden sıyrılıverdim. Siz de yol gösterilmek istiyordunuz fakat farkında bile olmadan bana rehberlik etmiştiniz.
Saçma geliyor olabilir yine de size teşekkür etmeden yeni hayatıma başlamak istemedim. Olaylar benimle alakalı dahi değil ancak teşekkür ederim."
Kafasını eğmiş birkaç saniye sonrasında karşınında hala bir şey söylemeyen adamın gözlerine bakmıştı.
Gülmenin eğreti duran yüzüne kocaman bir sırıtış yansıdığında duraklayıvermişti.
"Olaylar tam da sizin için olduğuna oldukça eminim Bay Xiao. Belki de yol göstericiniz olduğum gibi siz de bana yoldaşlık etmişsinizdir."
Umarım beğenirsiniz💕
O kadar çok bakış dediğim için koydum medyayı ehe
YOU ARE READING
Gözlerim Gözlerine Değdiğinde-Yizhan
Action"Mamihlapinatapei" (Yagan dili) - ikisi de aralarında bir şeyler olmasını aruzlayan ama bunu başlatmakta isteksiz olan iki kişinin anlamlı ama konuşmasız bakışması. Not: Kendim bile başlığı söylerken zorlandığım için değiştirme kararı aldım
