Bölüm. 41

21 15 0
                                    

Bütün geceyi Avar'ı düşünerek geçirmiştim. Uykumu alamadan sabah olmuş, masada sessizlik vardı. Poyraz bana kızgındı hemde çok. Ondan birşeyler saklamam hoşuna gitmiyor ve benim ona karşı olan sevgimden şüphe duyuyordu.

Sessizliği bozan Esin oldu "Sera bak söyleyeceklerimi yanlış anlama" dediğinde ona odaklandım.

"Ben küçüktüm ailem  öldüğünde. Büyük babam bana sahip çıkmadı. Beni bildiğin üzere amcam yetiştirdi. Ona sevgim sonsuz, o benim herşeyim. Ama Ailem" derken yutkunarak duraksadı birden. Devam etmesi için bekledim.

"Ama ailemin başına ne geldiğini, ne olduğunu, kimin yaptığını, öğrenmemiz lazım. Lütfen Sera yerlerini söyle" dediğinde, karşımda oturan Esin'in titreyen eline uzanarak tuttum.

"Esin, inan bana bende bunu istiyorum. İşte bu yüzden gerçek bilgileri ben öğrenebilirim. Size açık olucam, bu benim düşüncem. Ben Avara güvenmiyorum, o yüzden lütfen siz bana güvenin" dedikten sonra Poyraz'ında gözlerine bakarak masadan kalktım.

Odama giderek uyumaya çalıştım. Bu seferki başarım çok hızlıydı, gözlerimi kapattığım anda kendimi Silva'nın yanında buldum.

"Silva  yapmamız lazım, onları artık oyalıyamıyorum." Dediğimde, gözlerime derin bir bakış attı.

"Biliyorum, ama ben kendime güvenemiyorum, onları gördüğümde birşey yapmaktan korkuyorum" dedi.

"Bana güven, merak etme hiç birşey olmayacak, duyacakların öfkene galip gelecek" Dedim.

Kafasıyla onaylayınca, buluşma yerimizi ayarladık. Onu tekrar tekrar cesaretlendirerek, herşeyin yolunda gideceğini söyledim.

Gözlerimi açtığımda biraz dinlenmiş hissettim. Saate baktığımda iki olduğunu gördüm. Uykudayken zaman nasılda hızlı geçiyordu.

Odamdan çıkarak salona geldiğimde evde sadece yardımcının olduğunu farkettim. Bir taraftan yemek yapıyor bir taraftanda müzik dinliyordu. Hüzünlü ve düşündürücü bir şeydi.

Eşinden sonra kimsesiz kalmış,tek dayanağı çocuklarıydı, ve bu tamamen bizim yüzümüzdendi. Onu öylece izlerken yanağımı ıslatan göz yaşı kendime gelmemi sağladı.

Elimle yüzümü silerken bunu fark ederek yanıma geldi. "İyimisiniz" dediğinde, ona verecek bir cevabım yoktu.

Kendimi toparlayarak "iyiyim" diyebildim.

"Biliyormusunuz, size çok şey borçluyum" dediğinde, şaşırmıştım.
"Neden" derken onun solgun yüzünü inceledim.

"Çünkü siz olmasaydınız, bu savaş dünyanın sonunu getirebilirdi. Siz olmasaydınız insanlık ölebilirdi. Şu an güven içindeysek bu sizin sayenizde" dedi.

"Ama bizim yüzümüzden eşinden oldun, seni bu hayatta yanlız bıraktık" diyerek ondan bir nevi özür diledim, ırkım adına.

"Hayır yanlış düşünüyorsun, benim eşim öldü evet ama güzel bir amaç için, o canını çocukları için verdi. Onların hak ettiği hayat için." Dediğinde kendimi ağlamamak için zor tuttum.

İşte bagletleri bu yüzden seviyordum, aralarında büyüdüğüm için değil. Hepsi alçak gönüllü ve her kötülüğün içinden bir iylik bulabiliyorlardı.

O işine dönerken bende düşüncelere daldım, bir daha savaş olmasına izin vermeyecektim, hayatını çocukları için vermiş adama ve niceleri ne borçluydum bunu.

Bu düşüncelerle akşamı etmiştim. Poyrazla Esin'in gelmesiyle akşam yemeğine geçtik. Masa Herzamanki gibi sessiz geçti. Yemekten sonra biraz TV'ye baktık, heberler hala kaosla doluydu.

SERA.. 2Where stories live. Discover now