Bölüm 1... Poyraz'ın hayatı.

468 161 61
                                    

Ben Poyraz, kendimi bilip aklım başıma geldiğinde 6 yaşındaydım, yıl 1913'ü, 1'inci dünya savaşı başlamadan bir yıl önce.

Şimdiki adıyla Türkiye olan Osmanlı devletinde doğmuşum, bizim ırkımıza Yelen derler. Yelen'in anlamı insan olmayan fani dünya dışı insansı varlıklar demek. Yelen'lerinde farklı türleri ve isimleri vardır, benim türümün adı (Ases) di, ismi alma sebebimiz çok güçlü ve acı hissiyatımızın minimumda olmasıydı, birde babamın anlattığı ezeli düşman Yelen ırkından Arger'ler vardı, daha Yelen'lerin birçok türü var ama en önde gelenleri bu iki ırktı.

Sabah annemin güzel sesiyle uyanmıştık abimle, abim babamın ilk karısından olan kardeşimdi, kadın babamın ilgisizliliğine dayanamayarak ayrılmış kardeşimide bırakmak zorunda kalmıştı, benim annem bana nasıl davranıyorsa, abimede aynı şekilde ilgi gösteriyordu. Babam annemle evlendiğinde kardeşim 4 yaşındaymış, aramızda 5 yaş var ve her zaman beni korur kollar.

Tamamen büyüyene kadar bizler için yaşın önemli olmadığını anlamamıştım, yaş alma sadece ölümlü insanları ilgilendiren bir konuydu. Uyandıktan sonra annemin güzel kahvaltısını yaparak mektebe gittik.

Öğrenim hayatına başlamış ve mutluydum yada mutlu olmaya çalışan bir çocuk. Babam ilgisiz sert ve iktidar peşinde olan bir adamdı, aile hayatına önem vermez bizi yanlız bırakırdı, özellikle anneme hiç iyi davranmazdı, lazım olduğunda arkadaşlarına mutlu aile tablosu çizerdi.

Akşam olup abimle gülerek kapıyı açıp eve girdiğimizde kavga seslerini duyduk. Abim hemen kulaklarımı kapadı ve odamıza götürdü, yine babamın sert sesi kulaklarıma geliyordu.

"Çöplükte yaşıyordun, güçsüzdün, seni karım yaptım, sana güzellikler verdim,elindekilerle yetin yoksa acımam kapının önünde bulursun kendini ve çocuklarına hasret kalırsın."

diyerek kapıyı çarpıp çıktı, abimle bizbirimize bakarak, üst kattaki salona annemin yanına gittik, annem diz çökmüş ağlıyordu, bizi farkedince hemen kendini toparladı.

"Benim kuzularım mı gelmiş? "

diyerek bize sarıldı,biz ise hiç konuşmadan annemizi öptük, hava kararıyordu, annem bütün mumları ve gaz lambalarını yakarak bize sofra hazırladı.

Bugünlerde biz Yelenler bazen Bagletler tarafından saldırılara uğruyorduk, bugün hayatımın en acı günü olacağını bilemezdim. Yatmaya hazırlanırken dışardan gelen seslerle korku içinde uykumuz kaçtı, annem koşarak odamıza geldi bize

"Acele edin giyinin!!!"

dedi, hızla hazırlandığımızda bizi malikanenin bodrum katına indirerek sakladı.

Annemin arkasından ağlayarak;

" Anne gitme ."

Desemde bizim için çıkarak kendini feda etti. Bagletler artık, Yelenler den korkmuyırlardı. Bunun da en büyük sebebi Lanetlinin onların yanında olmasıydı.

( Lanetli bileğinde  harfi ile doğan bütün Yelenlerin gücünü etkisiz hale getirip bir ölümlüye dönüştüre bilen melez türüdür.)

Ölmemizden zevk alır olmuşlardı. Abim beni sakinleştirip sessiz olmamı istiyordu, orda ne kadar kaldık bilmiyorum ama bir süre sonra mahsenin kapısı açıldı, mum ışığının altından bakanı gördüğümde babam olduğunu anladım, koşarak bize sarıldı.

"Şükürler olsun iyisiniz. "

diyerek bizi öpüyordu, ilk kez yaptığı için çok şaşırmıştım.

Hiç vakit kaybetmeden annemi sordum ama babam cevap vermedi, yukarı çıktığımızda camların kırık eşyaların ateşe verildiğini gördüm, gözlerimle annemi arıyor, bulmaya çalışıyordum. Babamsa bizi kolumuzdan çekiştirerek, dışarı çıkarmaya çalışıyordu.

SERA.. 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin