Bölüm 28

49 26 0
                                    

Bir hafta bıyunca Esin'le üsse gidip geldik. İşleri kavramış ve ilgileniyordu. Eve gitme vakti geldiğinde yankı yanıma geldi

"seninle konuşmak istediğim bir şey var"

"Evet seni dinliyorum"

"Sana göstermek istediğim bir yer var benimle gelir misin?"

"Nereye"

"Özel bir yer "

"Nasıl özel"

"Merak etme sana çıkma teklif falan etmiyorum, çok önemli bir yer göstereceğim, bu savaşta çok işimize yarayacak"

"tamam Ne zaman gidiyoruz"

"7 gibi senin için uygun mu?"

"tamam"

Yankıyla konuşmadan sonra Esini eve yolladım. Göstereceği şeyi merak ediyordum. Saat yedi olduğunda, Yankı'nın gelmesini bekliyordum. Korna sesi duyduğumda kapıya çıkarak siyah arabanın yavaşça açılan penceresine baktım.

Arabadakinin Yankı olduğunu gördüğümde sakin ve yavaştan adımlarla arabanın yanına kadar geldim. El işareti ile arabaya bindim. Yol boyunca hiç konuşmadık.

Yaklaşık 25 dakika sonra küçük tepeler arasında durdu, Yankı kapıyı açarak arabadan inmem için elini uzattı. İndiğimde "nasıl"diye sordu heycanla.

Etrafa bir baktığımda, büyük dağlardan başka hiçbir şey görmüyordum, kafamda ki soru işaretleri ve anlamamış bir ifade ile Yankı'ya baktım.
Yankı el işareti ile karşıda duran mağarayı gösterdi

"şurayı görüyor musun"

" evet"

"gel benimle"

Arabanın bagajından eline aldığı feneri yakarak elimi tuttu. mağaranın içine girerek merdivenlerden inmeye başladık.

"Yankı nereye gidiyoruz böyle, çok fazla derine indik"

" dayan az kaldı"

En son basamağı indiğimizde mağaranın duvarlarına dokunarak bir şey aramaya başladı, aradığını bulunduğunda düğmeye bastı ve her taraf aydınlandı.

Resmen yerin altında koca bir bina vardı, o anda gördüğüme inanamadım. Binaya uzanan bir teleferiğe binerek aşağıya doğru inmeye başladık.

Aşağıya indiğimizde anlatmaya başladı.

"Burası çok yıllar önce inşa edilmiş bir yer, aslında böyle değildi ama ben tadilattan geçirdim, çok güvenli bir sistem, hiçbir şey buraya zarar veremez, burası savaşta yaralanan insanları tedavi etmek için kullanacağız. Her şey var, her türlü ihtiyacımız burada."

"sen çok iyi birisin, bunca şeyi düşünüp akıl ediyorsun, senin gibi biriyle tanıştığım için çok mutluyum, seni iyi bir arkadaşsın" dediğimde Yankı'nın yüzü düştü.

" Sera ben senin arkadaşın değilim, ben seni seviyorum"

O anda Ne diyeceğimi bilemedim. Yankının yavaş yavaş eğildiğini fark ettim, o anda tökezleyerek bir iki adım geri giyorudum, düşeceğim sırada tanıdık gelen koku beni belimden tuttu.

Poyraz beni bırakıp Yankı'ya çok şiddetli bir yumruk attı.
Yankı kendini yerde bulduğunda ağzından ve burnundan kanlar akıyordu,
Yankı'nın üzerine çıkarak defalarca yumruk vurmaya başladı.

Bu duruma dayanamayarak poyraz'ı durdurmak istedim ama Poyraz dinlemiyor ve ardı ardına Yankı'ya vurmaya devam ediyordu.

Yorulduğunda ayağa kalktı Yankı ise hareketsiz bir şekilde yerde yatıyordu, bu sırada binanın içinden birçok insan çıktı, garip bakışlar arasında yankı'yı alarak içeriye götürdüler.
Sinirle onun kulundan tuttum.

SERA.. 2Where stories live. Discover now