.bölüm 6

159 106 2
                                    

Sadece yürüyor onun bağırmalarını önemsemiyordum. Kolumu tutup kendine çevirdiğinde, kafama hafifçe eğerek büyük mavi gözlerine baktım.

" Bu şekilde davranmamalısın!"

" Ne yaptım ki, ben sadece kendimi korudum.".

" Bak anlamaya çalışıyorum fakat, biraz ileriye gitmedin mi?"

" Hayır.".

diyerek bir süre yürüdükten sonra, eve giriş yaptım. İçeriye girdiğimde direkt odama geçip, kapısını kapatıp yatağa uzandım. Poyraz'ın söylediği şeyleri düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. Gerçekten ileriye gitmişmiydim. Onları öldürmek istemiştim bu biraz fazla mı olmuştu acaba. Kendimi kontrol etme konusunda başarılı olduğumu düşünmüyorum. Ayak sesleri duyduğumda Poyraz'ın odama geleceğini düşünerek hemen pikeyi üzerime örtüp, gözlerimi kapattım. Kapıyı açtığında hızlı nefes alışverişini duyabiliyordum.

"Bir şey söyleyip gidemezsin."

hiç tepki vermedim, kımıldamadan gözlerim kapalı bir şekilde sadece dinliyordum.

"Bir şekilde kendini kontrol altına almayı öğrenmen gerekiyor ve bunu yaparken başkalarına zarar vermemen de önemli. Biliyorum henüz güçlerini kullanmaya yeni başladın, farkındayım kendini kontrol altına almakta güçlük çekiyorsun ama sevgilim acı çektirerek kimseye ders veremezsin."

hiçbir şekilde cevap vermedim, aynı şekilde yatıyordum. Benim sessizliğime kapıyı hızlı bir şekilde vurup odadan çıkmıştı. Bana kızdığını belli etmek için. Bütün enerjimi harcamış olmalıyım ki biraz kırgınlık vardı üzerimde. Sanki hasta olmuşum gibi. Gözlerimi kapatıp, sadece düşünüyordum.

Beni öldürmek isteyen onca yeleni nasıl karşı koyacağımı, bana her saldırdıklarında onlara zarar vermeden bir şekilde ikna etmem gerektiğini. Bunları düşünürken gözlerim uykuya teslim olmuş, gözlerimi açtığımda odanın karanlık olduğunu gördüm. Elimi sağ tarafa koyduğumda Poyraz'ın sol omzuna elimin çarpmasıyla yanımda yattığını fark ettim. Odada süzülen ayın ışığı yüzüne vururken, onu izlemekten alıkoyamamıştım bir anlığına kendimi. Midemin gurultusu bütün atmosferi bozmuş, yataktan kalkıp mutfakğa geçmiştim.

Dolabın kapağını açtım da atıştırmalık ne varsa masaya çıkarttım, her şey konserve olmasına rağmen, tatları kesinlikle mükemmeldi. Herhangi bir tanesini açıp tıkanırken, Poyraz'ın beni izlediğini fark etmemiştim. Ağzım dolu bir şekilde bir şey mi oldu dediğimde, gülümsemesi büyümüş yanıma yavaş adımlarla geliyordu.

"Sera birisi bana bu kadar obez bir kızı seveceğimi söylese, hayatta inanmazdım."...

dediğinde önümdeki yemeğe bakıp, elimdeki çatalı masaya koydum. Ağzımdakini yuttuktan sonra, masada duran beyaz peçete ile ağzımı sildim.

" Aç mısın?".

" Senin kadar olmasa da açım."

"Tamam dolaptan git bir şeyler ye o zaman Poyraz."

" Tamam tamam kızma, ben senin bu halini çok seviyorum."

dediğinde yüzünde hafif bir gülümseme oluşmuştu. Dolaba geçip fasulye konservesi alarak tabağına boşalttı.

"Bununla doyacak mısın?"

" Fazlasıyla."

" Poyraz sana bir şey söylemek istiyorum ama asıl söyleyeceğimi inan bilmiyorum."

elindeki çatalı masaya koyup/ hür dikkat bana bakıyordu.

" Dinliyorum."

" Seninle bunu uzun zamandır konuşmak istiyordum. Fakat nasıl söyleyeceğimi bilemediğim için hep erteledim. Nasıl söylesem."

SERA.. 2Where stories live. Discover now