Bölüm 12

96 45 2
                                    

Savaş istiyorlardı, bunun için ellerinden geleni yapacaklardı. Her şeyi yapacaklardı, bu savaşa son vermek istesem de, o küçük kızı zalimce öldürdükleri için baglerlerin yanında yer alacağımı düşünüyorum.
Bir şekilde savaş çıkmasın diye uğraşacağım, fakat bu pek de mümkün olmayacak gibi. Asi guruba destek olan Yelenlere engel olmam gerek bu acımasılığa bir son veremem gerek ama nasıl.

"Baglet kanını son damlasını akıtacağız diyorlar. "

Benim gibi bir melez daha var. Belki birçok melez var birçoğu anladığım kadarıyla çok güçlü. Poyraz'ın söylediğine göre  harfi olanlar, diğer melezler den daha güçlüymüş. Kaç kişide bu harften var bulup tespit etmem gerek...

fakat güçlü olmak demek acımasız olmak demek değildir. Bagletler sözlerini tutmuş, 
Yuki lere saldırıda bulunmamışlardı. Onca saldırıya rağmen.  Bana güvenmeleri çok güzeldi.

" Sera ne çılgınlık böyle.Senden böyle bir şey hiç beklemiyordum bebek"

dediğin de doğruldum Poyraz bana yardımcı olarak, Ayağa kalkmamı sağladı. Hakan'ın omzunda destek alarak.

" Biliyor musun Hakan, ne olursa olsun yanımdasın, yanımdasınız. Bunu bilmek çok güzel. İkiniz de benim için çok özelsiniz"

diyerek dışarı baktım, nerede olduğumuzu bilmek istiyorum. Hastanede değildik, bir evde değil, ormanın içinde de değildi . çölün ortasındaydik sanki.

Kurumuş toprağı gördüğümde nerede olduğumuzu düşünmüştüm. Burası tam olarak nere kestiremedim.  Dışarı çıkmak için can atsam halsizim, 2 ay boyunca uyumama rağmen yine de güçsüzüm. En kısa sürede gücümü toparlamam gerektiğinin de farkındayım.

Bu 2 ay içerisinde kim bilir Asiler, bagletlere ne zulümler etmişlerdir. Şöyle bir düşünüyorum da bu 2 ay içerisinde kaç tane çocuk ölmüştür. Kim bilir kaç tane kadına neler yapmışlardır .Sırf zevk için öldürüyorlar. Acaba babam o kadar Yelen'i öldürdükten sonra, bana ne tepki verdi .
Telefonu komidinin üstünde gördüğümde Poyraz dan destek alarak komedine doğru gittim ve telefonumu aldım .Hiç mesaj yoktu, herhangi bir arama da. Tabi iki ay boyunca bu telefon nasıl şarj oldu bilmiyorum. Komik olan ise Poyraz'ın benim için fazlaca endişelenmesi .

İkisinden destek almayı bırakarak kendim yürümeye çalıştım, biraz başım dönmesi normal olduğunu söylemişti Poyraz, artık alışmıştım başımın dönmesinin umursamıyorum acı çekmeyi . Hatta hoşuma gidiyordu sanki acı çekmek, bir yerimin acıması , benim canım yandıkça bagletler kurtuluyordu.

Bir can daha kurtara biliyordum.
Bu ne kadar güzel bir duygu anlatamam. Tamam kabul bunun uğruna Yelenler ölüyor , öyle bir kin beslemişler ki Asiler acımasızlıklarına son veremiyorum.
Hakan belimden tutarak beni yatağa geri oturttu.

" Yorulmuş olmalısın, fazla ayakta durma yarın yola çıkacağız. Yarına kadar toparlanman gerek bebeğim, biliyor musun .? Bu 2 ay boyunca başından hiç ayrılmadım. "

Poyraz'ın elini sıktığını gördüğümde bu durumdan rahatsız olduğunu fark ettim.  Hakan'a gülümseyerek

" Bunun için gerçekten çok teşekkür ederim, ikinize de çok teşekkür ederim. Benim için endişelendiniz, beni yalnız bırakmadınız "

Poyraz Hakan'a doğru baktı .

"Seni asla yalnız bırakmam sevgilim.  Her zaman yanında olduğumu biliyorsun, bunun için sakın bana teşekkür etme. Ben teşekkür edecek hiçbir şey yapmadım . Sana birşey olursa kesilirse ben biterim, sana asla bir şey olmasına izin vermem, vermedim de şu an çok güçsüzsün biraz uyu biz çıkalım. Yarın uzun bir yolculuğumuz var .. "

diyerek ikisi de odadan çıktı.
Gözlerimi kapattım sanki hiç kimseyi öldürmemişçesini rahattım. Daha önce birisi bana , sen onca insanı öldüreceksin ve vicdanın rahat olacak deseler, hayatta inanmazdım. bir zamanlar okulda bir arkadaşım bana kehanetten bahsettiklerinde onlara inanmamıştım. . Sadece bir kehanet demiştim, ama bu kehanet gerçekleşiyor sanki . Bu durum beni korkutsa da bir ölümlünün daha yaşamasına sebep olacaksam. Onlara yardım etmekten onur duyarım. Yelenlere ihanet etmedim, onların kendi ırklarına dur denemesi ve destek olmaları yüzünden ihanetle suçlandım.

Sabahın ilk ışıklarında Poyraz beni uyandırdı. Hava daha yeni aydınlanıyor. telaşlıydı.

" Küçüğüm hadi kalk , sabah oldu gitmemiz gerek, kimsenin bizi görmeden buradan uzaklaşmamız gerekiyor, yine yerimizi bulmuşlar. Aylardır bu şekilde saklanıyoruz, i Sana kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğim. Bundan emin olabilirsin. "

Poyraz dolapta olan birkaç elbisemi çantaya koydu ve sırtına geçirdi sonra da üzerime hırka giymem için bana yardım etti. Aslında kendimi çok iyi hissediyorum, diğer güne göre fazla iyiydim. Enerjim tamamen yerine gelmişti. Sesler bize doğru yaklaştığında, Poyraz ne yapacağını bilmez halde , sadece düşünüyordu . Hakan hızlıca odaya girdi.

"Hadi gitmemiz gerek çok yaklaştılar"

dediğinde koşarak arabaya bindik. Bizi görmeyecekleri bir yere saklandık, uzaktan evi görebiliyorduk her yeri ateşe verdiler. Bundan zevk alıyorlardı, benim öldüğümden emin olmak istiyorlardı. Yangın söndüğün de bizi aradılar. Bulamadıklarında küfürler ediyorlar, yine ellerinden kaçırdıkları için isyanlardaydılar. Beni o kadar çok öldürmek istiyorlardı ki, bu artık bir kine dönüşmüştü. Onları evin etrafında gezmeye devam ediyorlar kükreyen sesleri beni bulamadıkları için telefondan birine hesap veriyorlardı. Arabaya binip oradan uzaklaşyıktan sonra ana yola çıkıp bir bilinmeze gidiyormuşuz gibi gelmişti.
Ne kadar yol gittik bilmiyorum, son gördüğümde tabelada Bolu yazıyordu, nereye gideceğimizi bilmeden yol alıyor, Çankırı yazdığında Poyraz, gülümsüyordu.

" Burası güvenli kimse bizi burada bulamaz , kimsenin aklına gelmezdi. Çok küçük bir yer, kasaba gibi ve burada tamamen baglerler yaşıyor, araştırdım kesinlikle Yelen yok burada. "

Hakan da gülümseyerek

" Sonunda bagletler içinde yaşayacağım, eskisi gibi değil mi bebeğim? "

" Nerede kalacağız peki, ne yapacaksın. "

diye sorduğumda, Poyraz kuşkusuz bir şekilde.

" Sen orasını düşünme küçüğüm, Burada o kadar çok kalacak güvenli yerimiz var ki, bir süre rahatlıkla burada yaşayabiliriz . En azından sen kendini birazcık toparlayasıya kadar. Şu haline bakılırsa, kendimi çoktan toparladın. İki günde. Bu senin için, yani bir melez için çok güzel bir haber biliyorsun. Sen de daha çok Yelen kanı var. Kendini artık daha çabuk iyileştirebiliyorsun. Eskisi gibi değilsin. Güçlüsün ve bu gücünü artık kullanmanın vakti geldiğini düşünüyorum. Yakında asiler savaşın fitilini atacak,  İstersen buradan uzaklaşabiliriz, "

Bunu bana ikinci söyleyişi Poyraz'ın daha önce gitmemizi söylüyor , benim savaştan kaçmak istercesine sürüklüyor,

" Ben savaş istemiyorum Poyraz.Ben bagletlerin, yelenlerin birlikte yaşamasını istiyorum. Mümkün değil mi sence, çok mu şey istiyorum? Bilmiyorum, fakat kesinlikle savaş istemediğimi de biliyorum. sen de biliyorsun. beni anlıyorsun Poyraz demi? "

masum bir öpücük kondurdu boynumdan. Sanki bütün dünya durmuştu. Tamamen kalbimin ritmini dinledim, eskisi gibi kelebekler uçmuyor belki midemde ama, bana dokunması beni her zaman heyecanlandırıyodu. Yeşil bir binanın önünde durduk, balkonlardan bizi alkışlayan baglerleri gördüğümde gözyaşlarıma hakim olamadım. Bana güvenen onca ölümlü vardı. Onları hayal kırıklığına uğratmaktan çok korkuyorum.

SERA.. 2Where stories live. Discover now