ℰ𝓃 𝑔ü𝓏𝑒𝓁 𝒾𝒽𝓉𝒾𝒽𝒶𝓇

8K 681 170
                                    

Önümde kocaman bir mezarlık, etrafı taş duvarlarla örülmüş , mumlar konulmuş her mezar taşının üstüne aydınlatsın etrafı diye, ama sanki ölümün karartısı çökmüş üstlerine .

Ölüme tezat , çürümüş bedenlere tezat her yer gül kokuyor, gözlerini kapatsan cennettesin .

Kocaman alanda mezarlığa giden yoldan başka yol yok . Tek başıma ilerliyorum. Ta ki Yula'ya kadar.

Üstüne beyaz kıyafetler geçirmiş . Normalde çok yakışır ama bu gün bir ayrı olmuş, çökmüş gibi duruyor, hayatın yükü altında ezilmiş gibi...

Elinde de minicik bir erkek çocuğu. Üçümüz yürümeye başlıyoruz yolda. Ben ne kadar tereddütle atsam da adımlarımı o bir o kadar kendinden emin ilerliyor yolda .

' Yula , nereye gidiyoruz?'

Sadece gülümsüyor bana , onu kaybetmemek için koşuyorum arkasından ama önüme ağaçlar çıkıyor, otlar , rüzgâr, yağmur...

Kaybediyorum onu ....

Sonra bir çocuk ağlaması, içine içine ağlıyor ...

Az önce Yula'nın kucağındaki bebek bu .

Yanına yaklaşıyorum , etrafa bakıyorum ama benim bebeğimi göremiyorum.

Ufak bedene eğiliyorum, o an fark ediyorum üstümdekileri , simsiyah giyinmişim , toprak rengi gibi duruyor güneşte.

' Yula nerde çocuk?'.

Yumru olan ellerini üstünde tek mum bulunmayan mezara çeviriyor, ' babam orada uyuyor'

Başımdan ayağı kaynar sular dökülüyor...

Ellerim titrese de , tırnaklarım kırılsa da kazıyorum mezarı .

O beyaz kıyafeti çamur olmuş ' sana beyaz hiç yakışmıyor' kollarım arasına alıyorum kanayan ellerimi umursamadan .

' ben zaten beyaz sevmem ki '

Eliyle işaret ediyor beyaz gülleri ,

Tamamen kırmızıya boyuyorum....

..............

Aniden yatağımdan kalktığımda terden vücudum yapış yapış olmuştu , aklıma gördüğüm rüya gelirken içimde hala huzursuzluğu barınıyordu .

Ellerim ile yüzümü sıvazladıktan sonra açık camdan giren ışık ile yola çıkmamız gerektiğini farkettim .

O görüntü gözlerimin önünden gitmezken el mecbur dünden hazırlanan kıyafetlerimi giymek için ayaklandım.

Gözlerim hazırlanan siyah kıyafetler ile buluştuğunda hatrımdan gitmeyen rüyanın o gerçekçi hissi tekrar doldu iliklerime kadar bedenime...

O an fark ettim ağladığımı , onu kaybetme korkusu , hiç bu kadar içten yaşamamıştım .

Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra hazırlanan siyah kıyafetlere tezat en renkli kıyafetlerimi giydim uyumsuz olmasını umursamadan.

Çalan kapım ile hazırlanmış bir Yula girdi içeri.

Şehlaları yorgun bakarken iyileşip iyileşmediğini ölçmeye çalışıyordum.

' Günaydın! İyi misin bugün Yula?'

' Evet efendim, teşekkür ederim ilgilendiğiniz için.'

Elindeki minik örme çantayı önünde tutarken benim ağır çantalarıma da uzandığında durdurdum minik ellerini.

ᴘʀᴇɴꜱᴇꜱᴇ ʙxʙHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin