0.3

877 54 3
                                    

İsyanın Sesi: Kaçış

Uykusuzluğun izlerini taşıyan kanlanmış gözler, bitip tükenmez uyuşukluğun yansıdığı hareketsizlik, tüm yükünü göz altlarına vermiş zihnin tembelliği ile gününü nasıl geçirdiğini bilemeyecek denli yoğun ve yorgundu genç kadın. Zamanın bir noktasında askıya aldığı tüm geçmişi, kendi hayatını kazanabilmek için girdiği çabanın en ferah döneminde gürültüyle yere düşüp ayaklarına dolanmıştı ve bu haliyle hem zihni hem bedeni bitap düşüyordu. Küçük yaşından itibaren kendi hayatını sağlama almak ve eve geldiğinde yalnızlığının dingin sessizliğinde dinlenmek adına karakterini ellerinin altına almış ve tıpkı bir oyun hamuru gibi biçim vererek sertleşmesine göz yummuştu. Şimdi tüm çabasının meyvesini yemesi ve yaşayamadığı zamanını yaşayabilmek adına kendine zaman tanımasının tam vaktiydi. Oysa, küçük kız kardeşinin şımarıklıkları ile vakit harcıyor, onu ehlileştirilmesi gereken bir hayvan gibi kırbaçtan geçirmemek için kendini zor tutuyordu. Şimdiye değin hiçbir zor işte çalışmamış, hep keyfi hareket ederek her yaşının tadını doyasıya çıkarmış olan Leyla'nın kendisinden beklenilen ufacık şeylere hiddetle karşı durmasına anlam veremiyordu. Doğrusu annesini biraz rahata erdirmek ve hem kendinin hem kız kardeşinin okul masraflarını karşılayarak arzu ettiği mesleği icra edebilmesi için o denli çalışıp didindikten sonra hala akıllanmamış toy zihninin kenar mahallelerin renkli dünyasına aldanmasına anlam vermek de istemiyordu. Seneler sonra çürümüş, büzüşmüş cildinin kimse tarafından istenmediği zaman geldiğinde ne yapacaktı? Kenar mahallenin birinde kerhane mi açacaktı, meyhane mi? Beden satıcılığından anladığı neydi, kendisi gibi emeğini satması, birkaç kuruş için saatlerce çalışıp kendine kalan parayla yılda birkaç defaya mahsus tatile gitmesi toplum nezdinde daha onurlu ve güvenli olanı değil miydi? İçinde olduğu ortam ve çevresinde biriken kimseler şüphesiz gün içinde yanımızdan geçip giden ve 'normal' olarak nitelendirdiğimiz ama akşam dolunay çıkınca kendini parçalayıp kurt adama dönüşen doğaüstü yaratıklar gibi birden çirkinleşen, ayrıksılaşan ve gecenin yorganında benliğini yitirerek olmadık işlere girişen kimselerdi. Tekinsiz, güven vermeyen ve Leyla'nın yaptığı işten dolayı onu çoktan gözden düşmüş görerek ezen insanlardı. Hoş, Leyla'nın başına bir gün bir şey gelse kim bir "orospunun" arkasında durabilirdi? Etiketler öyle kuvvetli yer alıyordu ki insanların zihninde, Leyla bir insandan önce orospu, ona zarar veren kimse ise bir insandan önce bir öğretmen, memur, polis, patron, doktordu. Şayet Leyla'ya zarar veren bir dilenci, düşmüş bir kimse, evsiz bir sefil olsaydı o zaman ikisi de görünmez kalırdı. İşte! Mesele de buydu. Leyla görünmez olandı, itilip kakılacak bir orospuydu. Bu nedenle Leyla da, Leyla gibileri de gecenin kültüründe saklanıp karanlığa sığınıyordu, öte türlü toplum onları yer bitirirdi. 

Oysa genç kadının da farkında olduğu gibi, seks mühim bir ihtiyaçtı. Bastırılmış arzuların patlama anında insanların ne gibi felaketlerle karşılaştığı akıl sır ermez bir gizemken bu denli saklanan ve yazık ki bastırılan gerçekliğin karşılanması için illegal yollara elbette ihtiyaç vardı. Günümüzde evliliğin dahi sevişmenin legal yolu olarak görüldüğü göz önüne alınırsa muhakkak ki bu açlığın doyurulması şarttı. Fahişeler, porno sektörü ve bu gibi alt dallar, karanlığa bırakılmış bu "ayıplar" toplumda gerekli olan kademelerdendi. Fakat gece seninle yatan sabah yüzüne para fırlatıyor, en ufak bir toplum karşılaşmasında karşı tarafta saf alarak karşına dikiliyor ve hiçbir şey yaşanmamış gibi bir statü çizgisi çekerek seni ezikliyorsa hala bir şeylerin aşılmamış demekti ve bu toplum zıtlaşması içinde genç kadın, Leyla'yı karşı tarafta görmek istemiyordu. Kendisi şüphesiz tarafsızdı, hiçbir ideolojiyi, ahlaki en ufak bir direktifi benimsemeyecek kadar kayıtsızdı. Gel gör ki Leyla'yı da herhangi bir safta taşlanırken görmek istemiyordu. Bu işi ille yapmak istiyorsa kendisiyle konuşmalıydı, kendisine danışmalı ve (çok düşük bir ihtimal de olsa) beraber bir yol bulabilirlerdi. Ah! Küçük kardeşi kafasını şimdiden ağrıtmaya başlıyordu. 

FAHİŞE'NİN AŞKI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin