1.6

538 47 17
                                    



Yanlış Gidişat:Yenilenme

Gözle görülemeyecek denli küçük varlıkların, gecenin karanlığına sığındıkları sakin perdeye göz alıcı sarı ışıklar uzandı. Uzamda asılı kalmış birer molekül gibi etraftaki Dünya'nın hareketli telaşına inat usul usul salınmaktaydılar. Bir çift gözün kendi üstlerinde oyalanan incelemelerine bir anlam vermeksizin bir o yana bir bu yana geçmekteydiler. Genç kadın da bu bakışlara anlam veremiyordu. Yoğun bir kelime çöplüğünü andıran zihninde her yan salaş bir hınçla ortalığa savruluyor, dağılıyordu. Leyla'yı bir kenarda indirir indirmez arabasını Fahişe'nin çalıştığını düşündüğü sokağa yönlendirmişti. Akşam saatleri olmasına karşın onu görme umuduyla onca mesafeyi tepmiş, sokağı aydınlatan farların ölgün ışığında dans eden tozları seyrediyordu. Yol boyu düşünmek istemediği her şey, artık devam edecek bir yol olmadığından hızla zihnine dolmuştu. İlkin, mantıksızlığına bir mana veremiyordu. Kendi karakterinin değişmez yanlarına alışmış kimselere mahsus bir irdelemeyle rahatsızlık duyuyordu. Zira sarsılmaz sanılan yanların dahi vakti gelince değişmesi, diğer yanlarına dair güvensizliği doğuruyordu. Yıllarca inşa etmek için uğraştığı bu karakter maskesinin eksik yanlarının, değişebilir zayıflığının dehşeti içindeydi. Bir yılan gibi derisini çıkartıyordu sanki Kavin. Alttan gelecek olan yeni derinin görüntüsünü bilmiyor ve bu bilinmezlik onu korkutuyordu. Kendiyle alakalı en güvendiği şey, sarsılmaz mantığı ve kontrolüydü. Şimdi ikisi tarafından terk edilmiş hissediyordu.

Fakat bir yandan da onu sıkıştıran bazı etkenlerin mevcudiyetinin bilincindeydi. Bu etkenler ne denli çokluk gösterse de başlangıç noktasının Fahişe ibaresinde durması, tüm bunların baş mümessili olmasına neden sunuyordu. Şimdi de birkaç defa girdiği ve şans eseri sıyrıldığı, üstelik Leyla'nın dediğine göre bir karışıklığın meydana geldiği sokağa gelmesinin nedeni O değil miydi? Peki nedeni neydi? İşte, Kavin'i korkutan en büyük soru da buydu. Sitare'ye karşın belirgin bir karakter zedelenmesi yaşıyordu. Kendi korunaklı alanından çıkıyor ve duvarlarını aşmaya çabalıyordu. Farkında olmaksızın yaptığı bu edimleri, onu içinden çıkılmaz sıkıntıların eşiğine getiriyordu. En büyük sıkıntısı, kendisiydi. Kendinden uzaklaşıyordu Kavin ve bunun nedeninin bizzat kendisi değil de dış etkenler olması kontrolü kaybetmesine sebebiyet veriyordu.

Sıkıntılı bir nefes çekti Kavin. Kaç dakikadır arabada bekliyordu. Neyi beklediğini bilmeksizin vaktini sırtlandığı şu anda evde olduğunu, uzandığını, günün yorgunluğunu atmak için duş aldığını, birkaç sayfa kitap okuyarak uyuduğunu düşündü. Arabanın çalışan motorunu hala susturmamış olması bunun en büyük göstergesiydi. Her an gidecek gibiydi Kavin fakat boynuna dolanmış kararsızlık elleri, onu boğuyordu. Derken arabanın camına vuran elleri gördü. Gözlerini anlık biri irkilişle sağa çevirdiğinde hiç tanımadığı bir suratın kendisine karşın şehvetli bakışlarını seçti. Gözleri, sabit birer taş gibi oldukları yerde ağırlaşıp sertleşirken ısrarcı olmayan bu yeni yetme fahişe, arabadan uzaklaşarak arka taraflara ilerledi. Ne olur ne olmaz diyerek dikiz aynasından arkayı kontrol etti Kavin. Kendisinden başka bir araba daha olduğunu o anda fark etti. Hasta görünümlü sıska bedeniyle topukluların üzerinde hacıyatmaz gibi ilerleyen kadına karşın arabadan bir adam çıktı. Kadını, pazardan sağlam bir domates seçer gibi yokladıktan sonra gözleriyle etrafa baktı. Kavin'in göremeyeceği kör noktadaki bir yere eliyle işaret ettiğinde sıska kadın uzaklaşarak ters bir tarafa gitti. Zira, o noktadan başka bir beden ilerliyordu adama. Niyeyse Kavin, bu manzarayı çobanlarla bir tuttu. Çobanlar da koyunlarını belirli yerlerde otlatıyor ve bir çoban başkasının alanına girmiyordu. Oldu da girecek olursa hızla oradan uzaklaşmak durumunda kalmaktaydı. Bu gösteride de, adamın bir beklediği olmalıydı. Demek daimi müşterisiydi buranın. Orospuluk kadar zevk pezevenkliği de artmıştı.

FAHİŞE'NİN AŞKI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin