yirmi yedi

8.8K 221 23
                                    


"Bunların hepsini sen mi hazırladın?"

Salondaki kanepeye oturmuş, boş boş Begüm'e bakıyordum. Masadaki her şeyden büyük bir iştahla yiyor, bir yandan da bana laf yetiştiriyordu. "Evet. Beğenemedin mi?"

Gözlerini devirdi. "Ay niye ters yapıyorsun, eline sağlık diyecektim."

"Begüm, geldiğinden beri tıkınıyorsun." dedim masayı işaret ederken. "Bir şey demeyecek misin? Boşa mı anlattım onca şeyi?"

"Yavrum diyecek bir şey yok ki," Egemen'in hiç dokunmadığı süt dolu bardağına uzandı. "Adam haklı. Sen de farkındasın bunun. Ben daha ne diyeyim?"

"Ben haksız mıyım?" dedim isyan eder gibi. "Niye kimseye anlatamıyorum derdimi ya? Şimdi her şeyi söylesek, Yağız kollarını açıp bizi tebrik mi edecek?"

"Ross Geller gibi... my best friend and my sister!!" Kendi kendine güldü. "Bir gün cidden o konumda olabilir ama şu an bence de değil. Haklısın."

Başımı salladım. "Evet, bunu diyorum işte."

Begüm çikolataya bulamış bıçağını bana uzattı. "Ama bu hâlâ eniştemi haklı yapıyor. Yağız'a söylememeyi geçtim, Mete ile ayrıldığını söylememen... olmadı."

"Of." deyip elimle yüzümü sıvazladım. "Biliyorum ama başka bir şey gelmiyor aklıma. Ne yapsam işler hızlanacak ve ben bunu istemiyorum."

"Peki ne istiyorsun güzelim?" Kimsenin yüzüne bakmadığı poğaçadan koca bir ısırık aldı. Çiğnedi, çiğnedi.

"Sadece Egemen'i istiyorum." diye mırıldandım durgun bir şekilde. "Herkes görsün, gizli saklı olmasın istiyorum."

"Bunun için ne yapman gerektiğini biliyorsun."

"Yağız'a da yalan söylüyorum." İç çektim. "Egemen de söylüyor ve kendimden bile çok onu düşünüyorum." Begüm'e baktım. "Öyle güzel bir ilişkileri var ki, abim öyle çok seviyor ki Egemen'i... gerçekleri öğrenince yıkılacak."

Begüm kalkıp çayını tazeledi. "Biraz fazla abartmıyor musun Yasemin?" demini ve suyunu doldurup tekrar yerine oturdu. Üzerinde siyah güzel bir elbise ve açık renk bir ceket vardı. "Yani, evet illa ki adam bir şaşır, sinirlenir ama yıkılacak falan? Bence o kadar da büyük bir tepki vermez."

"Verir." dedim başımı sallarken. "Bir kere arkasından iş çeviriyoruz. Yalan söylüyoruz ki Egemen bunu çok daha uzun süredir yapıyor. Ben onun kardeşiyim ve Egemen'i de kendi gibi gördüğümü sanıyor."

"Nasıl yani?"

"Egemen beni hastaneye götürdüğünde, Yağız laf arasında, Yasemin senin de kardeşin sayılır demişti."

"Bilerek mi?" Begüm ağzındaki lokmayı yavaşça yuttu. "Yani olur ya öyle, bazen bir şeyler sezersin ve açık açık uyarmak yerine, alttan alta ima edersin. Öyle bir şey miydi acaba Yağız abininki de?"

Başımı iki yana salladım. "Hayır, o zaman daha ben bile emin değildim ne Egemen'den ne de kendimden." Gözüm bahçeye kaydı. Güneş tam tepedeydi ve açık pencereden yüzüme vuruyordu. "Samimi bir şekilde söyledi. Bana abilik yaptığını ve zaten yapması gerektiğini düşünerek yani."

"Bilemiyorum Yaso, iki ucu boklu değnek."

"Peki ben nasıl gönlünü alacağım bu adamın?" Sıkıntılı bir soluk bıraktım. "Giderken gördün yüzünü değil mi?"

Begüm onaylarcasına başını salladı. "Gördüm."

"Of."

"Ben ilk bir görünce, Allah'ım dedim bunları bastım mı, böldüm mü bu suratlar ne?"

Sen Benimsin | texting Where stories live. Discover now