elli yedi

6K 258 103
                                    

Keyifli okumalar! Yıldızı tuşlayıp yorum yapmayı unutmayınnnn💥 Bölüm sonu açıklamasında *yeni bir genelge skcmelcl* görüşürüz!


Bedenim, art arda yaşadığı sarsıcı boşalmaların etkisinden henüz kurtulamamış; kendi halinde titremesine ve kasılmasına devam ediyorken, yumduğum gözlerimi açtım ve hızlı hızlı soluklandım. Egemen'in kucağındaydım hâlâ. Çıplak göğsüne küçük bir kuş gibi tünemiş, soluklarımı düzenlemeye çalışırken ondan bir milim bile uzaklaşmamıştım. Hatta mümkünmüş gibi ona daha çok sarılmak isteyerek bir elimi koluna, bir elimi de boynuna sarıp başımı kaldırdım ve güzel yüzüne baktım. Ama bunu yaparken bile kasıklarımız hareketsiz kaldı. Alt bedenimizi hiç oynatmadan, hiç kıpırdatmadan durup birbirimize baktık. Bütünleşmiştik sanki. İki yarımken bir bütün olmuştuk.

Sanki büyük bir yapbozun birbirine geçen iki parçalarıydık. Birbirimize geçmiş hatta bununla da yetinmeyip birbirimizden geçmiştik. Bu öyle güzel hissettirmişti ki, sevişmenin benim içimde ilk kez böyle bir duyguyu ortaya çıkardığına şahit olmuştum. Sadece bedenim rahatlamamıştı. Sadece kan akışımdaki artıştan veya kalp atışımın hızlanmasından ibaret değildi vücudumun verdiği reaksiyonlar. Bu rahatlama, çok başkaydı. Aslında tamamen cinsel hazdan da oluşmuyordu, belki de o yüzden ilk kez böyle hissediyordum.

Dahası, öyle hissettiğimi fark ediyordum.

Gözlerimizin temasını kesip, Egemen'in sindiğim göğsünden uzaklaştım ve çıplak göğsüne ıslak bir öpücük bırakıp hemen yanındaki boşluğa attım kendimi. Yüz üstü uzanıp, dirseklerimi yatağa yasladım. Başımı Egemen'e çevirip, bu kez de omuzlarını öptüm. O da ağırlığını sol omzuna verdi ve iyice bana döndü. "Çok güzelsin." dedim ciğerlerime kocaman bir nefes çekerken. "Çok güzel hem de."

"Güzel mi?" deyip suratını buruşturdu. "Ben mi?"

"Evet," Hevesle salladım başımı. "Hoşlanmadın mı?"

"Belkiiii," dedi kelimeyi uzatarak. Ardından başını bana eğdi ve başımın tepesinden öpmeye başlayıp boynuma kadar indirdi öpücüklerini. "Az önceki büyülü inlemelerinden sonra... güzel sözcüğü biraz fos kalmıştır."

Güldüm. "Bak sen," dedim kelimeyi onun gibi uzatırken. "Fos demek... Duymayı beklediğin başka şeyler mi vardı?"

"Bilmem," Gözleri dudaklarıma kaydı. "Gerçi senin ağzından çıkan her kelime benim için bambaşka."

"Benim ağzımdan?"

Egemen başını salladı. "Senin o küçük ve tatlı ağzından..."

Bakışları, kelimeleri ve hatta ses tonu bile içimde öyle bir etki yarattı ki biraz önce rahata kavuşan bedenim uykudan uyanır gibi kıpırdandı. Daha çok heyecanlanmama ve yeniden ona yaklaşmama neden olacak şeyler canlandı kapadığım gözlerimin ardında... Çok güzel şeyler. En başından beri yapmak istediğim, yaşamak istediğim şeyler...

Bu isteklerin önünde hiçbir engelin olmadığını bilmek, isteğimi arttırırken dudaklarımı yavaşça ıslatıp kendimi yukarı doğru ittim ve Egemen'le dudaklarımızı birleştirdim. Dolgun alt dudağını, kendi dudaklarımla ezerken elimde olmadan ona daha çok yaklaştım. Aslında niyetim ufak bir buse kondurup geri çekilmekti fakat bedenimi ayağa kaldıran bir ateş dalgası elimi kolumu bağladı. Bu ateşin harlanmasında, Egemen'in içimi kıpır kıpır eden sözlerinin de etkisi vardı tabii. Küçük ve tatlı ağzın deyip bana aklımı kaybedeceğim bakışlar atması kesinlikle benim suçum değildi. Beni harekete geçiriyordu ve bunu öyle bir yapıyordu ki arzum hiç baş göstermemiş gibi daha çok hissedilir oluyordu.

Sen Benimsin | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin