2.Bölüm

635 47 309
                                    




~



Haechan, Mark'tan uzaklaştığında kendisi de afallamıştı. Şimdiye kadar istediği her kişiyle istediğini yapmıştı. Ama şimdi neden farklı hissediyordu? Sanki bambaşka biriymiş gibi hissetmişti. Mark'ın karşısında duran bu genç sanki kendisi değilmiş gibiydi. Bambaşkaydı, bu his her neyse, daha önce hiçbir yerde denk gelmediğine emindi.

Mark başını öne eğdiğinde, Haechan da düşüncelerinden sıyrılmış ve takındığı tavrına devam etmeye kararlıydı. Mark şaşkındı, sadece 1 gündür bu okuldaydı ve karşılaştığı şeyler onu şaşırtıyordu. Bir bakıma içten içe eğlendiğini de hissediyordu çünkü az önce Lee Haechan onu öpmüştü. Hatta yalamıştı demek daha yerinde olurdu.

Herkesin tapındığı bu ukalâ gencin daha ilk günden kendisine yaklaşması egosunu okşamıştı. Fakat Mark düşmanlık etmeye gelmemişti. Geldiği yerde de böyleydi. Hiçbir zaman o şekilde davranan ya da ucuz hırsları olan biri olmamıştı. Her zaman iyiydi ve kalbi de öyleydi. Onunla uğraşmak isteyenler hep başkaları olmuştu.

Haechan kendine geldiğinde birkaç adım gerileyip Mark tan uzaklaşmıştı.

-"Üzerine bir şeyler giysen iyi olur.

Demiş ve Mark ın çıplak vücudunu işaret ederek sırıtmıştı.

-Çünkü birazdan kendimi tutmaktan vazgeçip, sütünü mideme yollayacağım. Yeterince ağzımı sulandırdın."

Her ikiside neyi kastettiğinin farkındaydı ve ortamda garip bir hava oluşmuştu. Daha ilk baş başa kalışlarıydı ve aralarındaki fiziksel çekim asla kendini gizleyememişti. Mark, onun bu hâlini hiç tahmin edemediği şekilde merakla izliyordu. Haechan ı tanıyordu ama kim olduğu konusunda bir fikri yoktu. Onu merak ediyordu, tek bildiği buydu.

-"Az önce üzerime yürüdün ve şimdide bana asılıyor musun?"

Mark gerçekten merak ederek bu soruyu sorduğunda, Haechan ise olayın dalgasında olmaya çalışıyordu. Daha doğrusu ilk saniyeden beri kendisini garip bir aurayla etkileyen bu genç adama karşı gardını almak istiyordu. Fakat bilmedi şey, Mark ın asla böyle bir niyetinin olmadığıydı.

-"Düşmanlarımla yatmam."

Demişti Haechan ve gülmeye devam ettiğinde Mark afallamıştı. Düşman mı?

Duyduğu şeyi çözmeye çalışırken ve Haechan ın mimiklerini okumaya çalışırken, eline aldığı koyu gri havluyu beline bağlamıştı. Üst bedeni hâlâ çıplak ve nemliydi. Saçlarından damlayan sular Haechan ın dikkatini dağıtmaya çabalıyor gibiydi.

-"Bir düşmana ihtiyacım olduğunu sanmıyorum."

Demişti Mark, Haechan a arkasını döndüğünde ve kendince çoktan konuşmayı bitirmişti. Fakat Haechan bu hareketten dolayı sinirlendiğini hissetmişti. O henüz bunu istememişken, konuşmaları bitmeyecekti.

-"İnan bana benimde ihtiyacım yok. Ama böyle olmak zorunda."

Mark duyduklarıyla daha çok kafası karışırken duraksamış ve döndüğünde Haechan la göz göze gelmişti. Aralarındaki mesafe sadece birkaç santimdi ve bu asi gencin yüzü, elini kaldırdığında dokunabileceği kadar yakındaydı.

-"Düşman olmak zorundayız diyorsun- ama gözlerin aynı şeyi söylemiyor gibi, Lee Donhyuck?"

Mark sorusunu sessizce sorduğunda ne konuştuğundan emin gibiydi. Emin olmayan şey Haechan ın bakışlarıydı. Asi konuşuyor ve kaba davranmaya çalışıyordu. Fakat gözlerindeki o bakış, masumdu. Bir şeylere muhtaç olduğunu gizleyemeyen bir ifade vardı. Bunu Mark ın anlayamaması mümkün değildi. Çünkü insanları okumayı biliyordu. En iyi öğrendiği şeylerden biriydi ve hislerine de her zaman güvenmişti.

Academy of lovers | For Markhyuck Where stories live. Discover now