26.Bölüm

255 21 44
                                    


-Neyim olursan ol, sakın hayal kırıklığım olma Lavinia.
-Neden?
-Orası çok kalabalık, tanıyamam seni.

~Özdemir Asaf












~






Mark'ın aşık olduğu gözlere sahip olan adam, zayıf ve yorgun bedenini bir hastane odasında serum ve oksijene bağlı bir hâlde bulmayı beklemiyordu. Güçsüz bakışları bir süre nerede olduğunu anlamaya çalışırcasına bakınmıştı Haechan'ın. Dışarıdan konuşma sesleri geliyordu ve odada sadece kendi nefes sesi vardı.

Biraz çabayla üzerine ve ellerine bakabildiğinde teni üzerinde oluşan yaralanmalar dün geceki kabusun izleriydi. Haechan gerçeklerle bir kez daha yerleştiğinde hızla gözlerini kapatmış ve o anları yeniden hatırlamıştı. Mark'ın dudaklarından dökülen sözcükleri, arabayı nasıl kullandığını bilemeden eve gelişini, o pislikle yüz yüze gelişini... Sonrasını hatırlamıyordu. Hatırlamıyordu çünkü kendini kaybetmişti.

Haechan kendinden vazgeçmiş miydi? Bilmiyordu. Hiçbir şey hissetmiyor ve düşünemiyordu. Gözlerini açtığında hastane odasının beyaz tavanını gözlerini kırpmadan izlemeye devam ettiğinde şakaklarını ıslatan göz yaşları her şeyi anlatıyordu. Kalbi acıyordu. Asıl şimdi yapayalnız hissediyordu. Asıl şimdi en çok kaybolduğunu hissettiği andı. Bu geçecek miydi?..

...

-"Baba, Haechan nasıl? Onunla konuşabildin mi?" Diye sorduğunda oldukça endişeli görünüyordu Jeno.

Mark, dün geceden beri olanlara inanamıyordu. Kendinde değildi, ağlamıyordu. Ama gözleri kızarmış ve göz pınarları ıslanmıştı. Yüzündeki ifade ve gözlerindeki bakışlar korkunçtu. Hiçbir şey konuşmamıştı. Hastanenin koridorunda öylece beklemekten başka hiçbir şey yapamamıştı. Haechan'ın yanına giremiyordu. Ayakları gitmiyordu içeri girmeye. En çok, onu bu hâlde görmeyi istemediğinden yapamıyordu.

-"Bebeğim hayır, doktoruyla konuşabildim en son hâlâ uyuyordu. Uyanmış olmalı, birazdan içeri geçelim." Demiş ve telefonuna indirmişti dikkatini, eşiyle haberleşmeye devam ediyordu Taeyong.

-"Peki- o- ona ne oldu? Burada mı?" Dediğinde anlamıştı Jeno'nun Lee Sooman'i sorduğunu. Mark'ın bakışları da Taeyong'u bulduğunda,

-"Burada değil. Başka hastanede. Hayati tehlikesi yok ancak... başına ağır darbe almış. Bir süre gözlem altında kalacak. Sonrasında da Haechan'ın onayıyla davayı yeniden açacağız. Şu an önemli olan Haechan."

Demişti ve Jaehyun aradığında onunla konuşmak için biraz uzaklaşmış kısa bir sürenin ardından dönmüş ve Haechan'ın yanına girmişti.

-"Hyung... Girmeyecek misin?" Dediğinde Mark'a endişeyle bakmıştı Jeno. Ancak Mark'tan olumsuz bir yanıt aldığında Taeyong'un peşinden odaya geçmişti. Gördüğü manzara berbattı. Haechan, olduğundan daha zayıf ve bir enkaz gibi görünüyordu. Göz altları mosmor ve yüzü solgundu. Ellerinde ve kollarında yara ve morluk izleri vardı. Dün akşamdan kalmıştı her biri. Ama en büyük acı gözlerindeydi. Öylece boşluğa bakmaya devam ediyordu.

Taeyong bir nefes verip onunla konuşmaya çalışmıştı.

-"Haechan-ah... Uyanmanı bekliyorduk. Nasılsın diye sormayacağım, fakat daha iyi olacağını biliyorum güzelim. Burada tanıdığımız doktorlar var, hemen bugün çıkabilirsin ancak kendini iyi hissetmiyorsan birkaç gün daha kalabilirsin. Daha iyi hissedebilmen en önemlisi.

Academy of lovers | For Markhyuck Where stories live. Discover now