27.Bölüm

221 23 53
                                    


Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın~
Çok öpücük
💜





~




Olayların yaşanmasının üzerinden günler ilerlemeye devam ederken bu yıkıcı durum ailedeki herkesi etkilemişti. Kardeşler arasında en çok etkilenen elbette Jeno olmuştu. Onun güçlü, havalı ve serseri yapısının altında çok başka biri vardı. Jeno oldukça hassas bir bebek gibiydi. Bunun yanında da Mark'a çok düşkündü. Abisini bu şekilde görmek, onun ailesinden ve hatta kendinden bile uzaklaştığını görmek berbattı.

Okulları yaz tatile girmişken, diğer yıl onların dönemi mezun olacaktı. Akademide son yıllarına girmeden önceki son yaz tatilleri bu şekilde bir trajediyle başlamıştı. Jeno da etkilendiği için eve gitmek istemiyordu. Gitse de sadece uyumak için eve giriyor ve yemeklerde de doğru düzgün yemiyordu.

Jaemin'le aralarındaki ilişkiye de elbette bu durum yansımıştı. Çünkü Jaemin, sevgilisini ilk kez bu kadar sessiz ve keyifsiz görüyordu. Aralarında hiçbir yakınlık olmamıştı. Onu en son öptüğünde 2 gün önceydi. Ve Jaemin her ne kadar sevgilisinin yanında olmaktan başka bir şey yapamasa da onu özlüyordu, hem de yanı başındayken.

Jeno'nun göz gülümsemelerini, eğlenceli hallerini, kışkıtıcı tavırlarını ve yine gülümseyen göz bebeklerini... Evet, çok sevdiğiniz birini onunla yan yanayken bile özleyebilirdiniz.

Jeno, babası Jaehyun'la konuştuğunda dün gece Jaemin'in yanında kalacağını haber vermişti. Mark zaten bir haftadan fazla bir süredir ortalıkta yoktu, bu yüzden Jeno da ailesine düşüncesizce davranmak istemiyordu. İçinden hiçbir şey yapmak gelmiyordu ve bıkmıştı. Etrafındaki kimseye bu şekilde davranmaya hakkı yoktu, üstelik sevdiği adam onunla ilgilenmeye çalışırken Jeno hâlâ surat asıyordu çünkü keyifsizdi. Bu yüzden bile kendini suçluyordu. Zaten o gece, partide, abisiyle konuştuğu için yeterince pişmandı. Orada olmasaydı tüm bunlar olmazdı. Haechan onları duymazdı. Mark hyungu onu suçlamazdı. Jeno, gerçekten kendini kötü hissediyordu.

-"Hadi koca bebek, omletler hazır~"

Jaemin hazırladığı kahvaltıya masaya oturduğunda Jeno'yla ilgilenmeye çalışmıştı. Fazla olmasa da yine konuşmuşlar ve kahvaltılarını etmişlerdi. Sevgilisinin ısrarıyla Jeno, bu kez gerçekten kahvaltı yapabilmişti. Olanlar hakkında konuşmasalar da Jaemin her şeyin farkındaydı. Jeno'nun kendini bu konuda suçlu hissettiğini biliyordu ve bu yanlıştı. Ortada bir suçlu yoktu. Tek suçlu o adamdı ve cezasını bulacaktı. Şimdi tek yapması gereken sevdiğini adamın yeniden gülümsediğini görebilmekti.

-"Sanırım günler sonra iyi bir kahvaltı yapıyorum."

Deyip önündeki kahveden bir yudum almıştı Jeno.

-"Farkındayım. Üzerine gitmemeye çalışıyorum ancak kendine haksızlık etmene dayanamıyorum. Kendine olduğu gibi bize- ilişkimize de haksızlık ediyorsun. Er ya da geç her şey iyi olacak biliyorsun."

Jaemin yaslandığı sandalyeden Jeno'ya doğru eğildiğinde onun tek elini avuçları arasına alıp tatlı yüzüyle konuşmaya devam etmişti. Bakışları ve gülümsemesi sıcacıktı, Jeno'nun kalbini hızlandıran şeyde tam olarak buydu.

-"Sadece yeniden keyifli hallerini görmek istiyorum, koca bebek. Suratsız halin gerçekten çok çirkin.

-Ah... Neyse ki sabırlı bir sevgilin var~"

Demiş ve masadan kalkmıştı. Jeno'yla bazı şeyleri açık açık konuşmasalarda ne demek istediklerini anlayabiliyorlardı. Jeno, istemeden yanlış davrandığının farkındaydı. Abisi ve ailesine olanlar yüzünden ilişkisi de iyiye gitmiyordu. Jaemin bununla ilgili net bir şey söylemese de bu noktada üzgün olduğunu gizleyemiyordu. Hoş... Jeno her şeyin farkında olsa da sadece can sıkıntısının peşinden gitmiş ve başka hiçbir şeye dikkat etmemişti.

Academy of lovers | For Markhyuck حيث تعيش القصص. اكتشف الآن