6. Bölüm

10.6K 454 120
                                    

Merhaba canlarım. Yeni bölüm geldi. Okurken büyük keyif alacağınızı biliyorum. Lütfen oy ve yorumlarınızı ihmal etmeyin. Sizi seviyorum🥰😘🥰😘🥰😘

Ertesi gün olmuş öyleye doğru uyanmıştım. O koşturmacaların yorgunluğu nedeniyle deliksiz uyumuştum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra balkonda biraz vakit geçirdim. Karnım çok acıkmıştı ancak hala Demir ortalarda görünmüyordu. Bir süre daha bekledikten sonra daha fazla acıktığımı fark ettim. Artık Demir'in gelmesini bekleyemedim. Beklesem bekler miydim. Tabii ki de beklerdim. Aç kaldığım çok zamanlarım olmuştu. Kaynanam her yemek masasında bir kavga çıkararak aç susuz sofradan kaldırır ve sabaha kadar açlıktan kıvranarak sabahı sabah etmeme neden olurdu. Sabah kahvaltısında ise akşamın kavgasını sürdürür lokmaları boğazıma dizerdi. Kayınpederimin karısına gücü yetmediği için bana acıyan gözlerle bakla yetinirdi.

Aklımı kötü anılarla bulandırmamaya çalışarak üzerimi değiştirdim. Üzerime kalın askılı diz kapaklarımın üzerinde dar petrol mavisi bir elbise giyindim. Bu elbiseyi kız kardeşim Ayda vermişti. Hoş bavulumda bulunan kıyafetlerimin hepsi Ayda'nın kıyafetleriydi. Üzerime giyecek doğru düzgün bir şeyim olmadığı için tüm dolabını önüme sermiş ve kendi zevkine göre valizimi hazırlamıştı. Yüzümde kız kardeşimin benim için çırpınışları geldiğinde gülümsedim. Saçlarımı tarayarak at kuyruğu yaptım.

Dünkü jakuzi keyfinden dolayı aldığım duş saçlarımın eski canlılığına kavuşmasını sağlamıştı. Son kez aynada kendimi kontrol ettikten sonra odadan çıktım. Asansörü çağırdığımda içeride Rus olduğu her halinden anlaşılan uzun boylu sarışın bir adam vardı. Kibarlık olsun diye kenara çekilerek yer açtı. Onun bu hareketi üzerine asansöre girerek lobinin olduğu düğmeye bastım. Kapı kapandığında Rus adamın gözleri üzerimde dikkatlice izliyordu. Onu umursamamaya çalışarak gözlerimi katları gösteren sayılarda gezdirdim.

Rus kısa süre sonra anlamadığım dilde konuşarak seslendi. Büyük ihtimal Rusça konuşuyordu.

Kibar olmaya çalışarak, "Ben Rusça bilmiyorum ve sizi anlamıyorum." diye cevap verdim. Cevabım karşısında gülümseyerek yine bir şeyler söyledi. Konuşmalarından tek bir kelime dahi anlamadığım için bu sefer İngilizce olarak, " I do not know russian" dedim. Fakat ısrarla Rusça konuşuyordu. Artık sabrımın sonuna gelerek, "lan siktir git başımdan. Vallahi tüm hıncımı senden çıkarırım" dedim.

Arsız Rus, yine bir şey söyledi. Nedendir bilmiyorum küfür edesim tutuğu için, "lan ne çenesi düşük bir piç çıktın. Bir susmadın. Siktir git Allah aşkına "diye söylenirken kafamı çevirip baktığımda sözlerimi yarıda kesmek zorunda kaldım. Asansör durmuş, kapı açılmış ve hatta Demir ellerini cebine sokmuş bizi izliyordu. Sözlerimi büyük ihtimal duymuştu. Kesin benim için ağzı bozuk biri olarak görecekti. "Çok ta umurumda sanki" diye kendimi geçiştirdiğimde, Rus Demir'i görmemiş olacak ki konuşmaya devam ediyordu. İkimizin gözleri Rus'u bulduğunda Demir'in gözleri adamı öldürecek gibi oldu. "Demir bu Rus ne diyor?" diye soracakken Demir Rusça bir şeyler söyledi. Demir'in sözlerini duyan adam birden yüzü asılıp kızarmaya başladı. Panik içinde hızlı adımlarla asansörden çıkıp uzaklaştı.

Demir'in gözleri ise hala adamı parçalayacakmış gibi ardından bakıyordu. Koluna dokunduğumda gözlerini bana çevirdi. Biraz önceki gözleri normale dönmüştü ve düz bir ses tonu içerisinde "artık asansörden çıkmayı düşünüyor musun? Yoksa biraz daha kalıp tadını mı çıkaracaksın ?" diye dalga geçerek sordu.

"ee evet, şey, çıkıyorum şimdi " diye saçma sapan sözcükler sıralayarak asansörden çıktım.

Demir'in yönlendirmesi üzerine yürümeye başladığımızda, "adama ne söyledin de o kadar telaş yaparak çıkıp gitti. Yada dur. Bana ne soruyormuş? Ben anlayamadım ve ona bunu anlatmaya çalıştım. Ancak bir türlü anlamadı." dedim.

BEYAZ GÜLÜM Where stories live. Discover now