18. Bölüm

8.2K 488 76
                                    

Merhaba,

Biraz geç oldu biliyorum. Ancak açıklama yaptığım gibi bazı sıkıntılarım vardı onlarla uğraşıyordum. Bundan sonra sık bölüm yayınlamaya çalışacağım. Lütfen sizde tüm bölümleri oylayın ve ufakta olsa yorum yapın. Bu bana olan desteğinizi gösterin. Ayrıca sıralamada yükselmeme yardımcı olur. Bu sayede de okuma sayım artar. Lütfen destek olun. Sizi seviyorum🥰😘🥰😘🥰😘🥰😘🥰

Demir’in odasında, Demir’in banyosunda, duş alarak, Demir’in aldığı kıyafetleri giyindim. Aslında çok saçma bir durumdaydık. Sevgili değildik. İkimizde sadece zor durumdayken karşılaşmıştık ve o bana yardım etmişti. O günden bu güne kadar da yardım etmeye devam ediyordu. Buraya kadar normaldi  de sorun onunla aynı yatakta yatmam, onun odasında kalmam ve onun aldığı kıyafetleri giyiniyor olmamdaydı. Durum çok saçma bir hal almış gibiydi. Bir an önce Rusya da olan işlerimi bitirip gitmeliydim. Tekrar bir hata yapmak istemiyordum ve bunu kaldıracak gücümün olduğunu da zannetmiyordum. Akın’a kapılıp hayatımı, geleceğimi mahvetmişken yeniden kendimi kaptırıp iyiden iyiye bitiremezdim.

Kafamı toplayarak aynanın karşısına geçtim. Altıma giydiğim pantolon çok dardı. Fakat aynada tekrar kontrol ettiğimde güzel yakıştığını düşündüm. Anlamadığım Demir’in neden bu kadar dar bir pantolon aldığıydı. “bu adam beni nasıl görüyorsa artık. Sanki çocuk reyonundan seçip almış gibi. Bu kadar küçük bedene ancak o reyondan bulabilir. Beni çocuk olarak mı görüyor acaba” diye söylendim.

Pantolon beyazdı ve vücuduma yapıştığı için tayt gibi olmuştu. Allahtan iç çamaşırlarımı siyah almamıştı. Yoksa kesin belli olurdu. Pantolon ile olan değerlendirmem bittiğinde sıra üzerime giyinmem için almış olduğu tişörtteydi. Gömlek kumaşından olan sıfır kollu ve alttan lastikli bir tişörttü. Gri renkliydi ve çok güzel bir modeli vardı. Tişörtü üzerimde biraz daha inceledikten sonra saçlarımda olan havlu ile fazla olan suları aldım. Çok kurumasa da artık ıslak da değillerdi. Saçlarım nemli kaldı dersek daha iyi bir açıklama olurdu.

Saçlarımı, nemi kurusun diye açık bırakarak salona girdim. Salona geldiğimde Demir koltuğa uzanmış kollarını görgüsüne bağlamış o kol kaslarını ortaya çıkarmış bir şekilde uyuyakalmıştı. Oldukça yorgun görünüyordu. Nasıl yorgun olmasındı ki sürekli benim gibi bir baş belasıyla uğraşıyordu ve buna mecburda değildi.

Bir süre karşısında ne yapsam diye düşündüm. Düşünürken de yine o güzel sert yüzünü inceledim. Uyurken dahi yüzünde sert bir izlenim vardı. İnsana sanki uyumuyor da gözlerini kapatmış her an açacakmış gibi hissettiriyordu. Hissettiklerimden dolayı uyandırıp yatağında yatmasını söylemek çok mantıklı gelmedi, sinirlenebilirdi. Bu şekilde bırakırsam da bir yerleri tutulabilirdi. Kararsız kalarak yatak odasına tekrar girdim. Odada düşünceli iki tur attım. Üçüncü turda giysi odasına girerek battaniye aradım. Gözüme çarpan battaniyelerden birini alarak tekrar salona girdim. Örtmek için battaniyeyi açtım ve üzerine doğru eğilerek battaniyeyi vücuduna koydum. Bunu yapar yapmaz kolumda Demir’in ellerini hissettim.

Demir öldürecek gibi bakıyordu ve bakışlarının eşliğinde kolumdan tutup çekti. Çekiştirmesinden dolayı üzerine düştüm. Nemli saçlarım onun yüzüne omuzuna  ve göğsüne dağılmıştı. Yüzlerimiz arasında ise bir santimlik mesafe ancak kalmıştı. Korkudan dudaklarım aralanmış hızlı hızlı nefes alıyordum ve nefesimin yüzüne çarptığına emindim. Demir’in onu uyandırdığıma sinirlendiğini düşünerek korkulu gözler ve kısık ses tonum ile, “üzerini örtmek istemiştim sadece” dedim.

Demir zaten beni tanıyınca çoktan o dehşet verici bakışlarını yumuşatmıştı. Kurduğum cümlenin ardından daha da bakışlarını yumuşattı. Boşta kalan eliyle üzerine dağılan saçlarımı toplayarak tek omuzumda birleştirdi. Bu sayede yüzümü net görebiliyordu. Yüzümde gözlerini gezdirerek, “senin olduğunu fark etmedim. Üzerimde hissettiğim örtü nedeniyle başka birilerinin olduğunu düşünerek böyle sert davrandım” dedi. Oda kısık sesle ve yumuşacık cümlelerle açıklamaya çalışıyordu kendini.

BEYAZ GÜLÜM Where stories live. Discover now