37. Bölüm

6.7K 346 73
                                    


Merhaba, yeni bölüm biraz heyecan dolu. İnşallah beğenirsiniz. Lütfen düşüncelerinizi ister duvarıma isterseniz satır aralarında yorum yaparak paylaşabilirsiniz. Unutmayın seviliyorsunuz.

Restorandan ayrılırken karşımıza çıkan ona yakın takım elbiseli adamlardan biri öne doğru bir iki adım attı. O da takım elbise giymişti ancak diğerlerine göre daha rahat duruşu vardı. Kirli sakallı, esmer, çok da yakışıklı olmayan ve Demir kadar uzun boylu olmasa da kısa da sayılmayan bir adamdı. Rahat hareketlerle gözlerini üzerimde gezdirdi. Aynı umursamaz ve rahatlıkla benden çektiği gözlerini Demir'e çevirdi. Demir'e hitaben, "ooo kimleri görüyorum?" dedi ve gözlerini üstün körü restoranda gezdirdikten sonra, "Dünya küçük derlerdi de abarttıklarımı söylerdim." Dedi. Bu cümleleri kurarken resmen oyun oynuyordu. Bizim burada olduğumuzu bildiğini ve bile isteye geldiğini ben dahi anlamıştım.

Ben ise olayın dışında kalmak için Demir'den bir adım gerisinde kaldım. Adamın hal ve hareketlerine karşı ne tepki veriyor diye gözlerimi Demir'e çevirdiğimde gayet rahat ve umursamaz ifadeyle baktığını gördüm. Demir'in rahatlığı bana da geçmiş biraz rahatlamıştım. Her hangi bir sorun olmayacağının bir kanıtı gibiydi bu rahatlık.

Demir'in cevap vermiyor oluşuna karşı göz devirerek gözlerini bana çevirdi. İnceler gibi baştan aşağı süzdükten sonra gözlerini üzerimden çekmeden, "eee Gölge, bizi Gece hanım ile tanıştırmayacak mısın? " dedi. Demir yerine Gölge ismini kullanmıştı. Demir'in ekip arasında kullandıkları ismi adamın biliyor oluşu beni şaşırtmıştı.

Demir ile daha önce yaptığımız sohbette bu ismi sadece ekip arkadaşlarının bildiğini söylemişti ve bu adamın biliyor oluşu Demir'i iyi tanıyor olduğunun bir göstergesiydi. Fakat nasıl bir ilişkileri vardı bunu anlamak güçtü. İyi arkadaş olmadıkları ortadaydı.

Demir ise adamın konuştuğu süre boyunca tepkisiz ve düz ifadesi ile dinlemişti. Tanışmak istediğini belirttiğinde Demir ellerini ceplerine sokarak, daha bir dikleşti. Yüzüne tiksindiği bir varlığa bakar gibi adama bakarak, " benim sevgilimle tanışacak kadar önemli biri değilsin. Şansını fazla zorlama bence" dedi ve bunu söylerken ifadesinde hiç bir değişiklik yoktu.

Adam Demir'in söylediklerini umursamadan yüzüne gülümseme yerleştirerek elini uzattı ve "sen Gölge'ye bakma Gece. Aslında beni çok önemser. Onun için çok değerli biriyim." Dedi. Ardından da elini tutmam için parmaklarını hafiften hareket ettirerek, "Gece, ben Bilal Polat, seninle tanışmaktan çok mutluluk duydum" dedi. Gözleri ile kendi elini işaret ederek. Elini tutmamı istediğini ve havada bırakmamam gerektiğini gözleri ile tehdit eder gibi anlatmaya çalışmıştı. Başka bir konu da ismimin yanına bir sıfat koymamıştı. Sanki kırk yıllık arkadaşmışız gibi Gece diye hitap etmişti.

Üstü kapalı yapılan tehdide rağmen elimi uzatmadan, Demir'e gözlerimi çevirdim. Yüzüme samimiyetten uzak gülümseme yerleştirerek, " sizinle tanıştırmayı gerekli görmüyorsa demek ki tanışmama değer biri değilsiniz." dedim. Demir'e bakarak söylediğim sözlere Demir de karşılık olarak tek gözünü kırparak destek oldu.

Adının Bilal olduğunu öğrendiğim adam ise elimi uzatmıyor oluşuma ve verdiğim cevaba bozulsa da çaktırmamaya çalışarak, "söyledikleri kadar varmışsın Gece. Hakkın da çok güzel olduğunu duymuştum ancak dik başlı olduğunu duymamıştım. Bunu da öğrenmiş oldum" dedi. Ben ise adamın iltifat karışık kişilik analizine cevap vermek yerine tek kaşımı kaldırarak öylemi der gibi cevap verdim.

Sözlerini umursamıyor oluşuma karşılık, Demir'e hitap ederek, "Demir bu güzel hanım efendiyi de kendin gibi zehirlemişsin. Yazık olmuş senin gibi birinin yanında heba olacak." Dediğinde artık Demir'in sabrı tükenmiş olacak ki içine çektiği sabır nefesi sonrasında, "Bilal, kes sesini de çekil önümüzden. Sana harcayacak vaktim yok" dedi.

BEYAZ GÜLÜM Where stories live. Discover now