21. Bölüm

8K 496 196
                                    

Merhaba,

Yeni bölüm sizlerle. Lütfen duyurularıma ulaşmak için hayattanbanakakan adlı hesabımı takip edebilirsiniz.

Restorandın önüne geldiğimde kalbim çok hızlı atıyordu. Sanki ağzımdan çıkacakmışçasına benden bağımsız hareket ediyordu.

Aslında bu kalp atışı Akın’a olan aşkımdan değildi. Evet kesinlikle değildi. Kendimi tanıyordum. Ona olan hislerim sadece nefretten başka bir şey değildi. Bana yaşattıklarından sonra başka bir duygu hissetmem imkansızdı zaten. Bu kadar heyecanlanmamın nedeni bana tercih ettiği kadının karşısına çıkacak olmam ve içimdekileri dökecek olmanın heyecanıydı. Yapacağım şey kolay değildi. Bu işin içinden zarar görmeden çıkmam gerekiyordu. Yine zarar görürsem bu sefer hayattan tamamen umudumu yitirebilirdim.

 Bu düşüncelerimin eşiğinde içeriye girmek için bir iki adım attığımda aniden  vazgeçerek arabanın içerisinde beni izleyen Demir’e döndüm. Demir dikkatli gözlerle halime tavrıma ne yapıp yapmayacağıma bakıyordu. Ona dönmemle yüzünde hafifçe bir gülümseme oluştu. Gülümsemesinin ardından hadi gir içeri der gibi kafa salladı. Demir’in yapmış olduğu hareket karşısında ona doğru koşmaya başladım. Koşuyor olmamdan dolayı o da arabadan hızlı bir şekilde inerek yaklaşıyor oluşumu izledi. Duruşundan yapmış olduğum davranışa şaşırdığını ve kafasının karıştığını görebiliyordum.

 Demir'in yanına gelir gelmez kollarımı beline dolayarak alnımı göğsüne koydum. Kokusunu içime derince çektim. Biraz daha koklasam bağımlısı olacağım kokusunu birkaç kez daha kokladım.

Demir ise ona sarılmış olmam ile kollarını bana dolayarak saçlarımı okşamaya başladı. “tamam gülüm. Sakin ol. Sorun yok yanındayım” gibi cümlelerle beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Normalde de ses tonuna hayran olduğum için biraz, daha sakin olabilmiştim. Sakinleşmeme yardım eden bir başka şey ise o amber kokusu olmuştu. Bu koku ondan başkasında böyle güzel kokamayacağından artık emindim. Bu koku onda bu kadar güzel kokuyordu. Onun teninin kokusu ile harmanlanarak oluşuyordu bu koku.

 Bir süre bu şekilde kaldık. Sonra kısık çıkan ses tonum ile, “Demir” diye seslendim.

Söyle beyaz gülüm” dedi aynı benim gibi kısık, yumuşak, ve anlayışlı ses tonu ile.

Demir’in söylediği o beyaz gülüm cümlesi ile ona daha çok sarıldım ve göğsünde olan alnımı çekerek yanağımı göğsüne bastırdım. Bırakma beni der gibi ona sıkı sıkı kenetlenmiştim. Evet beni içten içe hiç bırakmasın istiyordum. Demir’e olmaması gereken bir bağlılıkla bağlanmıştım. Bu aşk mı, kendini güvende hissetmek mi, alışkanlık mı bilmiyorum ancak onun beni asla bırakmamasını istiyordum.

O da sarılıyor olmamdan dolayı saçlarımın arasına dudaklarını bastırdı. Kokumu içine çektikten sonra bastırmış olduğu dudaklarını öpücüğe çevirdi. Hayatımda hiç olmadığım kadar güvende ve rahat hissediyordum.

Ona Demir diye seslendikten sonra devamını getirmediğim için haklı olarak tekrar konuşmam için “hadi söyle beyaz gülüm” dedi.

Demir’e “benimle içeriye gelir misin? Lütfen beni orada yalnız bırakma.” Dedim en acınası ses tonu içerisinde. Oraya yalnız girecek gücüm yoktu. Demir’in yanımda olması bana verebileceği en büyük destek olurdu.

Demir bir süre sessizce bekledi. Sonra tekrar saçlarıma kokulu öpücüğünü kondurduktan sonra kollarının arasından çıkardı. Göz göze gelmemizi sağladıktan sonra iki elini yanaklarıma koyarak bir süre gözlerime baktı. Gözleri merhamet yüklüydü. Gözlerini gözlerimden çekmeden başparmağı ile yanağımı okşayarak, “tabii ki seninle içeriye gelirim.” Dedi. Sonra kaşlarını çatarak, “tek bir şartla” dedi. Şart koşmasına şaşırarak gözlerinin içine baktım. Benden cevap almayı beklemeden sözlerine devam etti, “ bir daha bu adam için asla bu kadar kendini üzmeyeceğine söz vereceksin.” Dedi gözlerimin içerisine hipnotize etmek istercesine dikkatli bakarak. Bu adam ne yapmaya çalışıyor diye düşünmeden yapamadım. Nasıl bir adamdı. Nasıl bir adam bu kadar merhametli ve iyi olabiliyordu. Yine beni düşünerek şart koşmuştu. Bu davranışı ona olan duygularımı daha da yoğunlaştırıyordu. Ne kadar ondan kendimi koparmaya çalışsam da, o yeni bir şey yapıp daha çok bağlanmama neden oluyordu.

BEYAZ GÜLÜM Where stories live. Discover now