24. Bölüm

7.9K 474 130
                                    

Merhaba canlarım🥰😘🥰😘🥰😘
Size ufakcık hatırlatmam var. Yeni bölümü beklerken lütfen  VAROLUŞ kitabıma da göz atarsanız sevinirim. İlk kitabımdır ve tamamlanmıştır.

 

 

Düştüysen kalk, olmuyorsa tekrar dene. Kader deyip vazgeçme...

Yoluna çıkan engellerin seni yıldırmasına izin verme.

Yarısına kadar geldiğin yoldan, “kaderim değilmiş” deyip geri dönme.

Birisi için yanıyorsa yüreğin, ona ulaşmadan sönme.

Seçimlerine kaderini karıştırıp da, boş yere hayata küsme...

Unutma; Denemediklerin ve vazgeçtiklerin senin seçimindir. Deneyip mücadele ettiklerin kaderindir.

Nebi Yıldız

Bu sözleri çok önceden okusam da son aylarda sürekli düşünür oldum. Özellikle de, “Birisi için yanıyorsa yüreğin, ona ulaşmadan sönme.” İşte bu cümlelerin üzerinde daha fazla odaklanıyordum.

Denemediklerin ve vazgeçtiklerin senin seçimindir. Deneyip mücadele ettiklerin kaderindir.” Bu sözcükler de aklımda dolananlar arasındaydı.

Rusya’dan Türkiye’ye döneli üç ay olmuştu. Döndükten on gün sonra bir otelde kat görevlisi olarak iş bulup çalışmaya başladım. Lise mezunu olarak ancak bu işleri bulabilmiştim. Aileme bir şirkete sekreter olarak çalıştığımı söylediğim için onlar da çok fazla sorun çıkarmamışlardı. Babam çalışmamı istemediğini ısrarla söylese de artık sesini çıkarmıyordu.

Hayatımı yavaş yavaş düzene sokmaya başlamıştım. Ancak aklım sürekli Türkiye’ye dönmeden, öncesinde kalmıştı.

Demir, Akın'la karşılaştığımın akşamı ona yaptığım yemek sonrasında gelen telefonla apar topar hazırlanıp İtalya’ya gitmişti. Gitmeden önce, Rusya’da kalmamam konusunda sıkı sıkı tembihlemiş ve dönüşüm için gereken ne varsa organize etmişti. Sonrasında da emrinde çalışanlarından biriyle Türkiye’ye onun özel uçağıyla göndermişti.

Pişmanlığım Demir için mücadele etmememdendi. Ona duygularımı söyleseydim belki de şu an yanımdaydı. Şairin dediği gibi “Denemediklerin ve vazgeçtiklerin senin seçimindir. Deneyip mücadele ettiklerin kaderindir.” Kaderim değil, yaşamak zorunda olduğum benim tercihimdi. Demir için mücadele etmemiştim. Ondan bana karşı bir adım görseydim belki de onun adımına karşılık ona koşardım. Duygularımdan emindim ancak ondan emin değildim. Bu yüzdende yaptığım tercih sesiz sedasız dönmekti.

Düşüncelerimden sıyrılarak 1298 nolu odanın yatağı düzenleme işine odaklandım. Yaptığım iş yorucu olsa da çok fazla takıldığım bir durum değildi. Tek derdim bizi denetleyen personel müdür yardımcısı Cemal'in bana olan hal ve hareketleriydi.

 Sürekli benimle uğraşıyor ve yaptığım her işe kesin bir bahane buluyordu. Bazen o kadar çok bunaltıyordu ki yüzüne gözüne tırnak atasım geliyordu.

Aklıma Cemal geldiğinde düzenlediğim yatağa bir kez daha baktım. Yine koskoca otelde başka çalışan yokmuş gibi gelip beni denetliyordu. Bu geldiğinde kusur bulmasın ve laf sokmasını istemiyordum. Her yeri incelediğimde bir eksiklik görmeyince elime elektrikli süpürgesini alarak çalıştırdım. Süpürge oldukça gürültülü çalışıyordu. Cemal bu süpürgeyi bilerek verdiğinden adım gibi emindim. İşimi zorlaştırmak için her fırsatı değerlendiriyordu. Ancak bilmediği bir şey vardı o da zaten bu tür süpürgeye alışkın olduğumdu.

BEYAZ GÜLÜM Where stories live. Discover now