7. Bölüm

9.3K 402 137
                                    

Evet yeni bölüm kısa ama aksiyon dolu. Çok beğeneceğinize inanıyorum oy ce yorumlarınızı eksik etmeyim. Keyif alarak korumanızı dilerim. 🥰😘🥰😘😘

 Demir İtalya’ya gitmişti ve gideli bir gün olmuştu. Giderken de telefon almış ve içine kendi numarasını kaydetmişti. Ona git gide borcum artıyordu. İstemediğim halde gün geçtikçe borçlanıyordum. Hem maddi hem de manevi anlamda. Ne kadar uğraşsam da tek başıma yapacağım şeyler olmadığı için maddi ve manevi desteğini kabul etmek zorunda kalıyordum. Türkiye’ye döndüğümde bir yolunu bulmam gerekiyordu ona borcumu ödemenin.

Demir’in telefon alması sayesinde kızımla konuşma şansına erişmiştim. Uzun uzun konuşmuş hasret gidermiştim. Kızımı bir haftadır görmüyordum ancak çok özlemiştim. Onun anne demesi ve seni çok özledim diye peltek peltek kurduğu cümleleri gözyaşları dökmeme neden olmuştu. Bir an her şeyden vaz geçip dönmek istedim. Biliyordum ailemin çok güzel ilgilendiğini ancak özlem çok başka bir duyguydu ve bu duygu insana her şeyden vazgeçmesine sebep olabiliyordu. Fakat Ayda'nın sözleri üzerine bir süre daha sabretmem gerektiğine karar verdim.

Ayda, Akın’ın adresini öğrendiğini ve adresi mesaj atacağını söylemişti. Ona ulaşmış olabilme ihtimali fikrimi değiştirme sebep oldu.

Mesajın gelmesini, o birkaç saniyeyi sabırsızlıkla bekledim. Mesaj geldiğinde aynı sabırsızlıkla üzerimi giyindim. Tam odamdan çıkarken aklıma Demir’in, “Ben gelene kadar ortalarda dolaşma. Sakın otelden dışarı çıkma” sözleri geldi.

Elim kapı kolunda, “Ne olabilir ki? Adamlar benim bu otelde olduğumu ve dışarıya çıkacağımı nereden bilecek? Gider hemen geri dönerim. Bu sayede Demir’in yardımına ihtiyacım kalmaz. O geldiğinde de sadece Türkiye’ye dönmem için yardım etmiş olur ve bir an önce kızıma kavuşmuş olurum.” Diye söylenerek odadan çıktım.

 Otelin çıkışına geldiğimde kafamı önüme eğerek saçlarımın yüzümü gizlemesini sağladım. Kapıda duran adamın beni fark etmesini istemiyordum. Belki de Demir’e otelden ayrıldığımı söyleyebilirdi. Çok umurumda değildi aslında ancak Akın’ı o adreste bulamazsam yine Demir’in yardımına ihtiyacım vardı. Sözünü çiğnersem yardım etmekten vazgeçebilirdi. Bu yüzden tanınmamaya çalışarak adamın yanından geçtim. Dikkatini çekmemiş olduğumu umut ederek uzaklaştım. Arka sokağa koşar adımlarla geçtim.

Arka sokakta, bir süre taksi çevirmek için bekledim. Sonunda boş bir taksiyi durdurarak bindim.

Taksinin içinde sakin olmaya çalışarak adrese doğru hareket ettik. Akın'ın o adreste olup olmaması konusunda merak içindeydim. Akın’ın ailesinin evinden ayrılalı tam dört ay olmuştu ve sürekli kafamda dönen o düşünce tekrar dönüp durdu. “Acaba gerçekleri öğrendiğimi biliyor muydu?” diye tekrarladım farkında olmadan.

Öğrendiğim ilk gün aramış ona ulaşamamıştım. Sonrasında da o sinirle numaramı değiştirmiş onun numarasını da silmiştim. Zaten o da numarasını yeni değiştirdiği için ezberlememiştim. Çok sık numara değiştiriyordu. Çoğunlukla o ararsa konuşabiliyorduk. Ne zaman arasam ya ulaşılamıyor ya da telefona cevap vermiyordu. Sonradan kendisi dönüyor o şekilde irtibat kuruyorduk. Konuşmalarımız onun paşa keyfine göre oluyordu.

Dört ay boyunca arayıp ulaşamadığı için ailesi açıklama yapmış olabilir mi acaba? Yada yalan söyleyerek Akın’ı oyalıyor olabilirler mi?” Gibi sorular diğer soruların peşinden geliyordu.

Benim gerçekleri öğrendiğimi öğrenseydi belki de çıkıp gelirdi. Eskisi gibi kaçak yollarla Rusya’da kalmıyordu. Beni oyaladığı yıllarda Türkiye’ye gelip bedelli askerlik yaparak asker kaçağı olmaktan kurtulmuştu. Tabii bundan kavgaya kadar hiç haberim olmamıştı. Ben salak hala onun kaçak olarak Türkiye’ye gelip gittiğini ve bu yüzden çok sık gelemediğini düşünürken o gelip gizlice bedelli askerliğini bile yapmış her işini yoluna sokmuştu. Hatta bunu Rusya’ya geldiği ikinci yılda yapmış olması kendimi daha bir salak hissettiriyordu.

BEYAZ GÜLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin