44. Bölüm

4.3K 265 302
                                    

Merhaba canlarım. Yorum yorum ve yine yorum bekliyorum. Ayrıca beni hayattanbanakalan hesabımdan takip ederseniz duyurularıma ulaşabilirsiniz.

Geceden sonra uyanmak epeyce geç olmuştu. Uyandığımızda ise biraz daha iyi ve olanları geride bırakarak güne başladık. Demir sürekli temkinli davranıyor yaşanılan kötü olayların aklıma gelmemesi için kendince çırpınıyordu. Yüzümün asıldığını gördüğünde espri veya şaka yapmasa da bir yolunu buluyor, beni mutlu ediyordu.

Otelde çok fazla zaman geçirmedik. Çok olmasa da bir iki turistik ve tarihi yer gezdik. Akşam olduğun da ise Demir evimize mi gitmek istersin yoksa otelde mi kalmak istersin diye sormuştu. Evimizde kalmak istediğimi söylediğimde geç olmadan eve dönmüştük.

Şu anda, salon kapısında durmuş, içeride göz gezdiriyordum. Tüm eşyalar değiştirilmişti. Değiştirilmesi şarttı çünkü kullanılabilir bir durumları kalmamıştı. Kurşunun geldiği eşyalar kullanılacak durumda değillerdi. Fakat Demir kullanılabilir olanları da değiştirmiş gibi görünüyordu. Eski eşyalardan bir tanesi dahi kalmamıştı. Oturma gurubu yerine, L köşe takımı konulmuş, modern yemek masası yerine, spor bir masa seçilmişti. Gri L köşe takımına uygun halı çok güzel kombin olarak seçilmişti. Tül perde yerine stor perdeler takılmış, hatta yeni mini bar yapılmıştı.

Demir muhtemelen bir dekorasyon şirketiyle anlaşmış olmalıydı. Bir gün içerisinde bu kadar hızlı, güzel ve detaylı dekore edemezdi. Bu uğraşı anladığım kadarıyla evde bulunan tüm eşyaları değiştirerek yaşanılan kötü olayları hatırlamamı engellemeye çalışmak içindi. Kesin mutfak, yatak odası  ve banyo dahi değişmiş olmalıydı. Tüm bu değişimler yine de koltuğun kenarında boğazıma yapışan Pamir’in kafama silahla vuruşunu, Bilal’in Demir’i öldürmek için can atışını unutturamazdı. Tabii bunu Demir’in bilmesine gerek yoktu. Ona yansıtmamak için asılan suratımı gülümsemeye çevirerek tekrar eşyalara odaklandım.

Yanımda hissettiğim hareketlilik ile kafamı çevirdim. Demir’in sorgulayan gözlerle beni süzdüğünü ve ne düşündüğümü anlamaya çalıştığını fark ettim. Onu endişelendirmemek için yüzüme samimi gülümseme yerleştirerek, “çok güzel olmuş. Sen mi seçtin tüm bu eşyaları?” Diye sordum.

Bir iki saniye yüzümde aynı bakışlarla göz gezdirdi. Sonra gözlerini salona çevirerek, “dekorasyon şirketi ile anlaştım.” Dedi ve biz sessizce salonda göz gezdirmeye devam ettik. Ben salona bakarken yapılan değişiklikleri inceliyordum.  Fakat onun aklından ne geçiyordu bilmiyordum. Ara ara gözlerimi ona çevirdiğimde düşünceli olduğunu fark etmiştim. Bir süre o şekilde kaldık. Sonra yavaş hareketlerle karşıma geçerek  gözlerimin içerisine beni çözmek, anlamak ister gibi baktı. Konuşmasam o şekilde saatlerce bakacak gibiydi. Kafamı ne oldu der gibi salladığımda, “emin misin burada kalmak istediğine? İstersen başka bir ülkeye de gidebiliriz. Hatta Türkiye’ye erken dönüş dahi yapabiliriz” dedi.

Anında kafamı iki tarafa salladım. Kolumu beline dolayarak kafamı göğsüne yasladım. Onun da kolları sırtımda gezinmeye başladı. “Burada kalmak istiyorum. Hatta balayımız bittiğinde  Lavin’i de getirelim. Kesin çok sevecek” Dedim. Dudaklarını saçlarıma gömerek,  “ortalık biraz durulsun hep birlikte tekrar geliriz. Şu an olmaz. Lavin’i böyle bir ortamda riske atamam” Dedi.

Kollarının arasında saatlerce kalabilirdim ancak kısa süre kaldıktan sonra kollarımı çözerek koyu kahve rengi gözlerine gözlerimi diktim. Her iki gözlerinde göz gezdirerek, “Teşekkür ederim, bana ve evliliğimize gösterdiğin bağlılık için. Başta oyun olarak başlayan ilişkimizi gerçeğe çevirip sahip çıktın. Hiç de mecbur olmadığın halde bunu yaptın. Sana çok teşekkür ederim” dedim. Bu cümleleri çok önceden söylemek istiyordum ancak evliliğimizin ertesi gönünde saldırıya uğradığımız için söyleme fırsatı bulamamıştım.

BEYAZ GÜLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin