36. Bölüm

7K 371 72
                                    


Merhaba 😘🥰😘🥰😘🥰

Canlarım duyurularımdan haberdar olmak için hayattanbanakalan hesabımı takip edebilirsiniz. Ayrıca aklınıza takılan sorularınızı oradan duvarıma yazarsanız mutlaka cevap verir sizi aydınlatırım. Bir de ufacık ricam lütfen satır arası yorumlarınız ile destek olun. Karakterlerimiz hakkınızdaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum.

O geceden sonra üzerinden iki hafta geçmişti. İki hafta önce yaşadığımız o büyük kavga sonucunda zor da olsa Demir’le barışmıştık. Yaşadığımız özel anlar ise arada kalan buzların erimesinde katkısı olmuştu. Arzular mantığımızın önüne geçmemiş olsaydı belki de aradaki kırgınlık hemen bitmeyecekti. Birbirimize hissettiğimiz çekim işleri kolaylaştırmış Demir’i yumuşatmıştı. Demir’in üzerinde böyle bir etkimin olması çok hoşuma gidiyordu. Ona yaklaştığım zaman karşı koyamadığını yaşadığımız özel anlarda hissettiriyordu.

O gecenin sabahında eve yardımcı olarak aldığı Hacer abla ile yaptığım güzel sohbet sonrasında Demir’e hazırladığım özel kahvaltı ile onun yüzünü daha da gülümsetmiştim. Uzun zamandır ev ortamında kahvaltı yapmadığını söylemişti. Genelde otel de kahvaltı yaptığını bundan da çok keyif almadığını belirtmişti. O anki halinden memnun olduğunu hem ifadesiyle hem de sözleriyle belli ediyordu.

Kahvaltı sonrasında ise üzerimde bulunan kendi tişörtü ile geziniyor oluşumdan rahatsızlık duyarak arkadaşının sahip olduğu  mağazanın alışveriş sitesinden onun da beğendiği kıyafetler seçerek zaman geçirmiştik. Arkadaşına ait olduğu için kıyafetler iki saat içerisinde elimize ulaşmıştı. Kıyafetler gelene kadar da pencerelerden uzak durmam konusunda çok ısrarcı olsa da korumaları pencerelerden uzaklaştırarak alternatif yol bulmuştu.

O akşam giymiş olduğum yani Aydın ile buluşmak için giydiğim elbisemi akşam yemeği için mutfakta Hacer ablaya yardım ederken çöp kovasının içerisinde görmüştüm. Anlaşılan Demir o geceyi hiç bir şekilde hatırlamak istemediğini bu şekilde anlatmaya çalışıyordu. Ona anlayış göstererek çok da üzerinde durmadım.  Haklı olduğu yerler vardı ve bu tepkisinde haklı olabilirdi. Tek kaybettiğim şey kıyafet olmasında hiç bir sakınca yoktu.

Geçirdiğimiz iki hafta da kızım Lavin’i yanımıza almıştık. Demir muhteşem bir babalık yapıyordu. Evde olduğu süre zarfında sürekli kızımla ilgilenmiş onunla baba kız gibi zaman geçirmişti. Mecbur olmadığı halde bunu yapıyor olması ne kadar sert ve soğuk görünse de o görüntüsünün altında merhametli bir kalbe sahip olduğunu gösteriyordu. Sanki öz kızıymış gibi Lavin baba dedikçe mutlu oluyor daha çok üzerine titriyordu.

Lavin daha 4 yaşımda olmasına rağmen, babasında gördüğü ilgi değişikliğinin farkına varmış olacak ki “babacım ben artık seni daha çok seviyorum.” Diye duygularını anlatmaya çalışıyordu. Demir, Lavin’in bu sözleri üzerine Akın’a daha çok bileniyordu ve bunu yüz haltlarıyla belli ediyordu.

İki haftalık sürede Demir ile ilişkimiz rayına oturmuştu. Sanki gerçek karı koca gibi olmuştuk. Sabah  işe yolluyor akşam da iş dönüşü karşılıyordum. Annemler Lavin’in yokluğuna dayanamadıklarında iki günlüğüne onlara bıraktığımız da ise Demir’in Rusya’dan taşımaya çalıştığı ofisine onunla birlikte gidip yanında vakit geçiriyordum. Aslın da benim ki daha çok vakit geçirmekten ziyade başına ekşimek gibi bir durumdu. İşinin yoğunluğunda dahi benimle ilgilensin diye mızmız çocuklar gibi acıktım, canım şunu istiyor, canım bunu istiyor diye mızmızlanarak ilgisini üzerime çekmeye çalışıyordum.

Fazla ileriye gittiğim zamanlarda ise uyarı amaçlı, “Gece sen eve mi gitsen” dediği zamanlar oluyordu. Onun uyarı amaçlı söylediği sözlere alınarak gitmeye kalkıştığım da ise kıyamayarak o isteğimi yapmış oluyordu. Hayatımın hiç bu kadar rayında gittiği ve mutlu olduğum anlarım olmamıştı. Bazen rüya olduğunu düşündüğüm de uyanıp Akın ve ailesinin yanında aç susuz yaşadığım kavgalara döneceğim diye çok korkuyordum...

BEYAZ GÜLÜM Where stories live. Discover now