•Nasıl güzelsin•

17K 1.5K 700
                                    

Götümün keskin sızısıyla gözlerimi araladığım o sırada, uyanmamın sebebinin uykumda dönmeye çalışmam olduğunu fark etmem zor olmamıştı. Saatin kaç olduğundan haberim yoktu. Zaten bugün cumartesi olduğundan pek de umrumda değildi. Uyuşuk ağız şapırtılarım arasında yüzümü elimle uyanmak adına sıvazlamıştım.

"Uyandırdım mı? Üzgünüm"

Taehyung bir anda yatağın ucuna çöküp beni gülen yüzüyle izlemeye başladığında yüz üstü dönerek yastığa sarılmıştım. Hala uykum vardı. Konuşacak halim dahi yoktu.

"Hayır. Uyandırmadın" diyerek uykulu sesimle onu yanıtlamıştım. Gözlerimi açık tutamayıp kapanmalarına izin vermiştim. Taehyung elini saçlarım arasına sokarak bir süre sevmişti. Açıkçası yatak buram buram Taehyung kokuyordu ve beni güvende hissettirdiğinden iyice mayışıyordum.

"Biraz işim var. Namjoonla birlikte bir saate döneriz"

"Nereye gidiyorsunuz?"

"Bir arabaya sahip olduğumuzu biliyorsun. Üzerinden uzun süre geçmiş olsa da çalıntı bir araba. Kimliklerimiz de üzerine olduğundan arabanın hala bizde olması çok riskli. Araba hurdalığına götürüp parçalayacağız"

"Pekala. Çabuk dönün"

Bir şey söylemese de mırıltılarıyla onaylamıştı. Dudakları alnımla buluştuğunda uykulu bir gülümseme vermiştim ona. Hala gözlerim kapalıydı ve ne tepki verdiğini göremiyordum. Öyle uykum vardı ki gözlerimi açamıyordum.

Taehyung'un ayaklandığını sesler belli ederken odadan çıkmadan önce "Jimin odaya girmesin, söyle ona" demiştim yorgun bir tonda. Odaya girip de her santimi feromon kokan odayı koklayıp siyah çarşaftaki beyaz lekeleri görmesini istemiyordum.

Girerse eğer ilk yapacağı şey yatağa atlamak olacaktı ve bunun düşüncesi bile korkunçtu. Üstelik ben çıplaktım. Jimin yatağa girdiği anda direkt bana sarılmayı asla ihmal etmezdi.

"Tüm oda ben kokuyor, Jimin, işaretli bölgeye, ailemin bir üyesi olsa dahi giremez. Bu bir kural"

Pekala, bazen bir zoolog olduğumu unutuyordum. Bunu düşünmemiş olmamı uykulu oluşuma veriyordum. Üstelik işaretli olan şey sadece oda değildi. Jimin belli ki bir süre bana da dokunamayacaktı.

Kapının sesini duyduğum anda kendimi uykuya teslim etmeye hazırlanmıştım. Bir süre daha uyumam gerekiyordu. En azından bedenim gücünü yeniden kazanana kadar...

•••

"Jeongguk! Hala uyuyor musun? Ya ben çok sıkıldım"

Jimin bebek sesiyle adımı bağırdığı sırada ıslak saçlarımı kurulamakla meşguldüm. Zar zor yerimden kalkıp duşa girebilmiştim. Taehyung buz gibi suda yıkanıyor olmalıydı ki ayarına asla bakmadan suyu açtığımda duş kabininin diğer tarafına fırlamam bir olmuştu.

Hemen en sıcağa getirip bedenimi alışkın olduğu kaynar suda yıkamıştım. Sıcak suda yıkanmayı hiç sevmezdim fakat sadece en sıcak ayarda temizlenmişim gibi hissettiğimden katlanmayı seçiyordum.

Taehyung'un kıçı yansın diye de ayarı en sıcakta bırakmıştım. Gerçi kendi bedeninin sıcağından, suyun sıcaklığını anlayacağını pek sanmıyordum ama denemenin bir zararı yoktur.

Islak havluyu kirli sepetine fırlatıp Taehyung'un bana aşırı bol gelen kıyafetleriyle odanın kapısına doğru paytak adımlarla ilerlemiştim. Henüz doğru düzgün yürüyemiyordum. Bu kadar yürüyor olabildiğim için bile kendimi şanslı sayıyordum.

Jimin'in açmaya çekindiği odanın kapısını açıp, iki metre ötede öylece durup kapıya bakan minikle göz göze gelmiştim. Kapının yanına yaklaşmaya cekineceği kadar ciddi görünüyordu bölge meselesi. Melezlerin buna bu kadar dikkat ediyor olması tuhaftı. Yani, sonuçta yarı yarıya insanlardı ve insani duyguları, ailevi duyguları, hayvanlara göre daha baskındı.

Tiger's Eye •taekook•Where stories live. Discover now