•Ben asla kaybetmem•

13.3K 1.2K 478
                                    

Okuldaydım. Henüz bir saatlik sınav gözetiminden çıkmış, odama gidiyordum. Sınav kağıtlarının bulunduğu dosyayı dikkatle elimde tutuyordum.

Kağıtları, odama gittiğimde hemen okuyup sisteme girecektim. Sonraki dersime bir saat vardı ve tüm sınav kağıtlarını okuyup notlandırmak için bana yeterdi.

Evde de okuyabilirdim fakat Taehyungla vakit geçirmek istediğimden okul işlerini zamanım varken bitirmek istiyordum. Sadece tek bir sınıfın dersine girmiyordun. Hazırlamam gereken üst ve alt sınıfların sınavları ve bütünlemeye kalacak olan öğrencilerin sınavları da dahil olmak üzere çok fazla soru hazırlamalıydım.

Ek olarak ders notları, konu slaytları, ödev ve projeler derken kafam kazan gibi olacaktı. Yine de boş zamanlarımda yapabildiğim kadar iş yapmaya çalışacaktım. Taehyungla geçirdiğim bir dakika bile benim için altın değerindeydi.

Taehyung'u düşünüp ezbere bildiğim odama zemini izleyerek ilerliyor, dudaklarımdan silemediğim gülümsememin farkındalığıyla insanlara karşı aptal bir izlenim yaratmamak için dudaklarımı dişleyerek gülümsememi engellemeye çalışıyordum.

Merdivenlere yaklaşıp yaklaşmadığımı görebilmek için kafamı kaldırdığım anda beton kadar sert bir şeye çarpmıştım ve burnumun acısı resmen gözlerimde ışıklar çaktırmıştı. Acıyla bağırıp geri çekilmeye çalıştığımda belim birisi tarafından kavranmış, uzaklaşmak adına hızla gerileyip belime dokunan elleri itmiştim.

"Hey, benim. Canın yandı mı? Özür dilerim. Kanıyor mu?"

Sesini duyduğum an gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. Elleri hemen yüzümü kavrayıp başımı arkaya iterek burnumun kanayıp kanamadığına bakmıştı. Gözlerim acıdan dolayı yaşarmıştı ve cidden burnum sızlıyordu. Kırılacak kadar sert çarpmamıştım fakat fazlasıyla acı verici bir deneyim olmuştu benim için.

"Taehyung, buraya nasıl girdin? Hem de gizlenmeden"

Kanamıyor olması onu tatmin etmemiş gibi acısını almak için elleri arasındaki yüzümü kendi yüzüne yaklaştırmış, önce burnuma ardından dudaklarıma kendi dudaklarını bastırmıştı.

"Güvenliğe kimliğimi gösterip sevgilin olduğumu söyledim. Kimlikte sahibim olarak adın yazıyor diye aldı sanırım"

"Ne yapıyorsun? Okuldayız Taehyung burada beni öylece öpemezsin"

Ondan uzaklaşıp merdivenleri hızlı adımlarla çıkmaya başlamıştım. Onlarca öğrenciyi bunun için uyarmışken şimdi ise bir öğretim görevlisi olarak sevgilimle öğrencilerin önünde öpüşüyor olmam utanç vericiydi.

Kesinlikle öğrencilerin dilinde uzun süre dolanacaktım. Belli ki artık kimseyi "Burası okul. Evinizde yapın ne yapacaksınız" diyemeyecektim çünkü artık onların da verebilecekleri bir cevapları vardı.

"Okulda sevgilini öpemezsin diye bir kural mı var?"

"Evet var. Burası resmi bir kurum. Beni sokakta istediğin kadar öpebilirsin ama okulda olmaz. Buranın nasıl bir cehennem olduğunu bilseydin bana hak verirdin"

"Okula gitmedim, bilmiyorum böyle şeyleri. Okumayı, yazmayı kendi çabalarımla öğrendim"

"Artık biliyorsun. Bu konuda çok katılar. Öğretmenleri geçtim, dekanlığın kulağına giderse kınama alırım"

Büyük ihtimalle de gidecekti. Tek dileğim yönetim kurulunun bunu duymamasıydı. Yoksa basit bir öpücük beni fazlaca uğraştırırdı.

"Bu kadar yayılır mı? Sadece birkaç kişi gördü"

Tiger's Eye •taekook•Where stories live. Discover now