•İşaretle beni•

13.2K 1.1K 387
                                    

Zor bir dönem olsa da sonunda iki haftalık tatil zamanım başlamıştı. Yoğun geçen sınavlarla dolu iki haftanın son gecesinde, sınavların bitişini öğlene kadar uyuyarak kutlamıştım.

Gece, tatilimde ne yapacağımızı Taehyungla sabah olduğunda konuşacağımı hayal etmiştim fakat öyle olmamıştı. Onun geniş, sıcak ve kaslı göğsü üzerinde uyanmayı hayal ederken güne yalnız başıma uyanmıştım.

Yüzümü sinirle ovup dudaklarımdan sertçe nefes vermiştim. "Jimin!" sesimi kontrol edemeden bağırdığımda Jimin koşarak kapıda bitmişti. "Nerede?" diye sorduğumda seke seke yatağa gelmiş, yatağa zıplayıp yanıma kıvrılmıştı.

Taehyung'un üzerimdeki kokusu geçeli çok olmamıştı. Hatta Jimin, dün akşam kokunun tamamen geçtiğini söylemişti.

"Bilmem ki, söylemedi bana. Namjoon'a da söylemedi"

"Bir boklar karıştırıyormuş gibi mi çıktı?"

Dudaklarını büzüp gözlerini kısarak o anı hayal edermiş gibi tavana bakmıştı. Kısa süreli bir "Hmmm..." sesinin ardından hemen "Hayır" demişti.

"Ne zaman çıktı?"

"Çok olmadı. Hemen dönerim dedi"

Onaylamış ve bunun üzerinde daha fazla durmamıştım. Bana söylemediğine göre çok da önemli bir şey değildi. Belki de gelince söyleyecekti.

Onun her şeyini kontrol eden bir kontrol delisi olarak gözükmek istemiyordum fakat Taehyung'un bir şey söylemediğinde neler yapabileceğini üçümüz de çok iyi biliyorduk.

"Uzuuun zaman sonra sana sarılabilmek çok güzel"

Sesindeki mutluluk beni gülümsetmişti. Bana tamamen yapışıp yanağını omzumla göğsüm arasındaki noktaya koymuştu. "Taehyung seni hep kendine saklıyor. Çok üzülüyorum. Yalnız kalıyorum hep. Namjoon da sarılmıyor bana. Sadece sen sarılıyorsun o iki domuzun sevgiye alerjisi var"

"Asıl sevgiye alerjisi olan benim. Sadece sana karşı bu kadar yumuşak ve hoşgörülüyüm çünkü seni seviyorum. Hatta sana bir sır vereyim. En çok seni seviyorum" Namjoon'un duyacağını bilerek son cünlemde Jimin'e göz kırparak gülünsemiştim. Tahmin ettiğim gibi Namjoon beni duymuş, içeriden "Bunu duydum!" diye bağırdığında Jiminle kahkaha atmıştık.

Saniyeler sonra Namjoon koşarak odaya girmişti. Yatağa birden atlayıp Jimin'i ve beni yerimizden zıplatmıştı. Onu yanımıza çağırmanın tek yolu kıskanmasını sağlamaktı. Her seferinde başarılı olmaktan da memnundum.

"Fırsatı hiç kaçırmıyorsun küçük fare"

Namjoon da kafasını göğsüme koyup bana sarıldığında bu hissi gerçekten özlediğimi fark etmiştim. Uzun süredir Taehyungla bu haldeydik evet ama evdeki iki küçük adama sarılıyor olmak, benim için ablama sarılmakla aynı hissettiriyordu.

İkisini de ablamı sevdiğim kadar çok seviyordum. Bana huzur dolu ve güvende hissettiriyor, aynı zamanda durmadan didişip beni güldürüyorlardı.

"Neden istediğimde bana sarılmıyorsun?"

Jimin, Namjoon'un kendi hür iradesiyle bana sarılıp sevgi gösterisinde bulunuyor olmasını ufacık kıskandığından hafif tripli bir tonda sormuştu. Namjoon, bu soru karşısında bıkkınlıkla nefes vermişti.

"Bir kere sarılınca yapışıp bırakmıyorsun çünkü. Koala melezi de değilsin. Sevgi dolu olman sinirime dokunuyor"

Jimin gözlerini devirip sanki ezeli düşmanıymış gibi Namjoon'u yandan bakışlarıyla süzmüş, ardından yaşlı teyzelerin kınayan mırıldanışlarından birini taklit etmişti.

Tiger's Eye •taekook•Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu