Tiger's Eye •taekook•

•Zayıflığın varmış•

Taehyung'un beni boks maçına götürmesinin üzerinden üç gün geçmişti. Jimin de benimle üç gündür haklı yere konuşmuyordu. Minik pirinç kekimin bana küsmüş olması bir ilkti.

Sabrının sonunu yaşamıştı ve sadece benimle değil, Taehyungla da konuşmuyordu. Sebebini onlarca defa anlatmış olsam da bizi henüz affetmemişti.

"Dur, Taehyung durmamız gerekiyor"

Kasıkları üzerine oturmuş soluklanırken zar zor konuşmuştum. Üzerimdeki tişörtü bile ne zaman çıkardığımı bilmiyordum. Tek bildiğim uzun süredir bilincimi kaybedeceğim şekilde ateşli bir öpüşmenin içinde olduğumuzdu.

Taehyung için dur demem bir şey ifade etmiyormuş gibi alt dudağımı büyük bir istek ve iniltiyle kavradığında bir süre tekrar büyüsüne kapılarak dağınık bir şekilde öptüm onu. Sonra Jimin'in görüntüsü ve dolu gözleri hayalimde belirmiş, bunu tekrar miniğime yapmak istememiştim.

Sızlayan vicdanım bana durmamı söylemişti. Taehyung'un kalçamı okşayan ellerini oradan çekip ıslak bir sesle dudaklarından ayrılmış, o ne olduğunu bile anlamadan kucağından kalkmıştım.

Hatta kucağından kalkmış olmak beni kesmemiş, hızımı alamayıp yataktan da kalkmıştım. Hala yatakta duruyor olsaydım Taehyungdan önce ben üzerine atlardım bu yüzden uzaklaşabildiğim kadar uzaklaşmayı seçip banyoya gitmiştim.

Ellerimi lavaboya koyarak aynada dağılmış yansımamı seyretmiştim. Dudaklarım şişmiş, yüzüm zevkten dolayı kızarmıştı. Aletine durmadan sürtündüğümden deliğim bile sızım sızım sızlıyordu ve ben ağlamamak için kendimi tutuyordum.

"İçine boşalmayacağım. Söz veriyorum" diyerek banyonun kapısında beliren sevgilime bakmamaya çalışmıştım. Daha kendime gelememişken ona bakarsam kafayı yerdim çünkü ne kadar iştah açıcı göründüğünün farkındaydım.

"Ben kendime o sözü veremiyorum" demiştim yüzümü sıvazlarken. Sıkıntıyla solumuş, suyu açıp yüzüme birkaç kez çarpmıştım.

"Bundan sonra korunmamız gerekiyor"

"Sikime uygun condom bulursan haber ver"

Lavaboya tutunarak başımı eğmiş, bir süre iç huzurumu sağlayıp azgın Jeongguk'u bir güzel tokatlamaya odaklanmıştım. Taehyung ise sessizliğimden faydalanıp arkama geçmiş, elini gri şortumun içine sokmak için hamle yaptığında bileğini kavrayarak onu durdurmuştum.

Engellenmiş olmak onu sinirlendirmiş, genzinden gelen keskin hırıltısıyla kasıklarını bir anda serçe kalçama vurmuştu. Öne sendeleyip lavaboya çarpmış, sıkı tutunarak düşmekten son anda kurtulmuştum. Bunu beni sinirlendirmek için yapmış olsa da ben resmen zevkten sarsılmıştım.

Kendime gelebilmek adına gözlerimi kapatmış, etkilendiğim bu hareket karşısında dudaklarımı ısırmadan duramamıştım.

"Tam bir arsızsın Jeongguk"

"Çeneni kapat"

Çıldırmama sebep olacak kadar güzel bir kıkırtıyla kasıklarını bu sefer daha yavaş bir şekilde kalçama vurduğunda dudaklarımdan hafif iniltiler kaçmıştı. Engelleyemediğim sesimden güç alarak sanki içimde gidip geliyormuş gibi yavaş bir tempoda kasıklarını defalarca kalçama itmiş, defalarca sızlanarak inlemiştim.

Duvarlarım arasında kayıyor oluşunu hayal etmek bile beni mahvetmişti. Dudakları kulağımın arkasına dokunduğunda başımı o tarafa doğru istemsizce çevirmiştim.

Deliğim istekle kasılıyor, içim deli gibi kaşınıyordu. Düzensiz nefeslerim ve kalbimin sancılarına katlanamıyordum artık. Onu istiyordum. Hem de her hücremde.