•Acımam sana•-END

10.4K 910 459
                                    

Mutluluğun sırrı, acıdır.

Bu her zaman böyle miydi bilmiyordum fakat hayat mottomun kesinlikle bu cümle olduğunu söyleyebilirdim.

Kötü şeyler yaşamadan iyi olana ulaşmak çok zordu. Bu yolda sınanırmışız gibi hayat önümüze engeller çıkartıyor ve pes edip etmeyeceğimizi ölçüyordu. Pes etmezsek mutlulukla ödüllendiriliyorduk. Kaybedersek elimizde koca bir hiç oluyordu.

Ben pes etmemeyi seçmiştim. Benim yerimde başkası olsaydı bu kadar dayanır mıydı bilmem fakat sevginin gücünü hafife almamak gerekiyordu.

Evimdeydim.

Hem de gerçekten evim diyebileceğim bir evdeydim. Taşınalı neredeyse bir yıl olmuştu. Apartman dairesinden taşınıp tamamen bize ait olan üç katlı bir villa almıştım. Çocukların tüm isteklerini karşılayan, mahrem ve büyük bir arazideydik.

Gelen gidenimiz pek de eksik olmuyordu. Bu misafirler genelde melezler oluyordu. Çoğu Taehyung'un arkadaşlarıydı.

Melez üretiminin tepesinde olan adamı ortadan kaldırmasından sonra melezler ona korkuyla değil de hayranlık ve saygıyla yaklaşmaya başlamıştı.

Taehyung, melez üretimini kökünden yok etmişti. Bellekte bulunan her bir adrese baskın yapıp laboratuvarları, melez arkadaşlarıyla birlikte yakıp yıkmıştı.

Onlarca kez haberlere çıkmıştı yaptıkları. Tabiki kendisini tespit edemiyorlardı çünkü Namjoon sayesinde bölgedeki tüm kameralar devre dışı bırakılıyordu.

Melez üretiminin sonuyla birlikte, buna son verilmesini isteyen insanlar Taehyung'un yaptıklarından güç alıp yasa değişikliği için protestolara başlamıştı. Her insan hep bir ağızdan melez haklarını savunuyordu. İşe de yarıyordu. Baştakiler, onların da bir insan olarak haklarının verilmesi adına toplantılar düzenleyeceklerini söylemişlerdi.

Tabi bunda, bizde olan melezlerin asıl üretim amacını barındıran belgeler de etkili olmuştu. Namjoon kaynak belli etmeksizin bu belgeleri basına ve internete sızdırmıştı.

Ayrıca Taehyung, flashbellekte yer alan kişisel bilgiler sayesinde, o adamın tüm mal varlığını üzerime geçirmişti. Yasa dışı olanların hepsine bir son vermiş, yasal olan işletme ve şirketleri, gelir kaynağımız olarak üzerime almıştım.

Kısacası gizli bir milyarderdim. Yasal olan işletmelerin gizli sahibi olarak biliniyordum. Oradaki Yöneticiler bana gerek kalmadan işleri yürütüyordu. Ben de yeni sahibi olarak mail ve telefon yoluyla onlarla görüşüyor, yüz yüze gelmekten kaçınıyordum.

Hepsi patronlarının neden değiştiğini merak ediyordu fakat sesimi çıkarmıyordum. Yalan söylemek istemiyordum. İnsanlara, eski patronlarının öldürülüp içlerinde bulunduğu depoyla birlikte ateşe verildiğini ve geriye sadece küllerinin kaldığını söyleyemezdim.

Zaten Taehyung'un öldürdüğü o adam da benim gibi hayalet patron olduğundan ölümü ses getirmemişti. Gerçi, ölüsüne dair hiçkimsenin haberi dahi yoktu. Çünkü hepsi kül olmuştu ve polisler de bu yangınla çok uğraşmayıp üzerini kapatmıştı. Tabiki durum bizim lehimize olmuştu.

Her şey rayında ilerliyordu. Öğretmenliği bırakmıştım. Beni strese sokan ve yoran her şeyden uzaklaşıp sadece yaşamıma ve sevdiklerime odaklanmayı seçmiştim.

Neredeyse otuz yaşındaydım ve ilk defa huzuru tadıyordum. Taehyung başta bana kök söktürse de söylediği gibi her şeyin güzel olmasını sağlamıştı.

Yaşadıklarımın birinden dahi pişman değildim. İçinde Taehyung'un olduğu her bir anı tekrar ve tekrar yaşar, bundan asla gocunmazdım. İyisiyle de kötüsüyle de benimdi. Taehyung benim her şeyimdi ve öyle olmaya devam edecekti.

Tiger's Eye •taekook•Where stories live. Discover now