6. PAZARTESİ

51.6K 3.6K 11.5K
                                    


.

-HERKESİN ANLATACAK BİR DENİZ ANISI VAR.

.


19Ocak 2015
(Kaos gecesi)

Jungkook;

Beynim zonkluyordu. Çıldırmış gibi kafamı yerlere vurmuş ve Taehyung'un zoru ile yerden kendimi durdurabilmiştim. Kafamda iki tane yumurta gibi şişlik olmuştu ve kanıyordu. Göz yaşlarım seldi, ben de onların altında boğuluyordum.

Taehyung diye bağırdım defalarca ama o kaosun ortasında sadece koltuğa oturdu ve sigarasını yaktı. Yarısına kadar dolu şampanya şişesi vardı bizim içmediğimiz, aldı onu dikti kafasına. Karşısında parçalara ayırdığı abisini izledi.

Ben ise süründüm yerde, ne halde olduğumu umursamadım bile. Deli gibi titriyordum, çok üşüyordum, dişlerim birbirine çarpıyordu. Kalbim kırık, mantığım sıfır, yara bere içinde onun oturduğu koltuğa gittim. Avucumda tuttuğum sımsıkı yüzükle gittim onun yanına.

Sonra bacağına sarıldım ve kanlar içinde bıraktığım alnımı umursamadan başımı dizine dayadım. Ağladım orada, adını sayıkladım. Ne kadar benden tiksindiğini söyleyip, bana hakaretler savursada bırakmadım bacağını. Sarıldım. Önümde ceset vardı ama hiç umrumda değildi ki benim? Düzgün düşünemiyordum. Beynim onun katil olduğu gerçeğini arka plana atmış, onu aldattığımı gün yüzüne çıkarmıştı.

"Özür d-dilerim T-taehyung.. B-ben-im sen-den b-başka gi-dece-k yer-im y-ok, k-imsem - yok ben-" diye cümleyemi tamamlayamadan ağzımdan bir hıçkırık kaçtı ve yine sesli ağlamalara koyuldum. O ise bana bir kere bile bakmıyor, önünde bir ceset yokmuş gibi sigarasını üflüyordu."S-se-senin için ailemden v-azgeçtim ben... Sana b-bunu bile isteye n-nasıl yaparım?"

Titreyen elimle yüzüğü onun eline vermeye çalıştım ancak o reddetti ve elime vurup yüzüğün uçmasın neden oldu. Bunun üzerine bir çığlık attım ve hızla yüzüğü aramaya koyuldum.

"Neredesin?!" Hızlı hızlı koltukların altına bakıyordum ama dolu ve yanan gözlerim buna engel oluyordu. Neyseki çok uzaklara bakmama gerek olmadan parlayan o alyansı buldum. Hemen onu elime aldım ve tekrar Taehyung'un bacağına yapıştım. Rahat bir nefes aldım, kalkmamıştı yerinden.

O yüzüğü kabul etmiyorsa, almıyorsa yine de sorun değildi. "B-bak T-taehyung." dedim hıçkıra hıçkıra. Gözleri beklemediğim bir anda bana kaydı. Gülümsedim. Eminim ıslak saçlarım arkasından gözlerim ışıl ışıl parlamıştı.

Titrek ellerimi onun kucağına koydum. Öyle titriyordu ki ellerim yüzüğü parmağıma sokmakta zorlanıyordum. Sokamadıkça geriliyor, gözlerimden yine yaşlar süzülüyordu. Ellerimde de kan vardı ama bu yine de yüzüğün gözalıcılığını gidermiyordu.

Lakin en sonunda yüzüğü parmağıma taktım. Artık mutluydum, evlenebilirdik. "E-evet Taehyung! Eve-t!"

Gözünün seyreldiğini gördüm. Halime acıyarak bakıyordu. Lakin farketmedim sanmasın ki onunda gözleri dolu doluydu. Belki de ağlamamak için gözü seyreliyordu. Şaşırmıştım, onu ilk kez gözleri dolu görüyordum. Benim gözümde erkekler ağlardı ama Taehyung ağlamazdı çünkü asla göz yaşı seven biri olmamıştı. Eh, adamı aldatmıştım değil mi? Normaldi herhalde.

Ancak ben normal değildim.

Az önce deli gibi kaçmaya çalışan ve ölümü göze alan ben; bana evlilik teklifi edeceğini öğrendikten sonra çıldırmış ve kafamı defalarca kez zemine vurmuştum. Şimdi ise beynim çok farklı çalışıyordu.

7 DAYS / Taekook +18 ✓ Where stories live. Discover now