21. ÇARŞAMBA.

48.6K 3.6K 7.1K
                                    

Arkadaşlar neden son bölüme kadar 1.5k okunma oluyor da 200 vote bile göremiyorum ben? Tamam normalde hep vote sayıları düşük olur da bu biraz fazla değil mi?

Yazması çok zahmetli bir fic, okuyorsanız destek olabilirsiniz yani. Sizin işiniz 1 saniye sürüyor benim bir bölümü yazmam iki gün. Yine de vote sınırı koymayacağım, bakalım bu uyarı ile kaç görecek merak ettim.



Sınır; 700 yorum.

***

-HİKAYEN YARADAN DA DERİN.





***

Taehyung hala göğsümde yatıyordu, amcasının da nasıl öldüğünü öğrenmiştim.

Bir yara.

Göğsümde bir yara yatıyordu ama sandığınız, öyle bir yara değildi. Bazen göründü bazen kaybettim onu. Göğsümde kanamıyordu, içimde bazı parçalanan duygulardan ibaret değildi. Bu yara benden ibaret değildi, elimi uzatabileceğim, bana kendinden bir parça veren bu şey... bu şey...

Bu yaranın ismi Kim Taehyung'du.

Ona dokunursanız size bir parçasını verirdi, deli gibi kanardınız. Bazen gözleriniz, bazen içiniz, bazen vücudundan bir yer kanardı.

Ya da bu yara sizi öldürürdü.

Ben hangisiydim?

Onun melek gibi bir adam olduğunu düşündüğüm zamanlar bana uzaklığı ile yara açardı önce. Bir insanın uzaklığından bile etkilenmek nasıl bir şeydir siz bilir misiniz? Onu özlemek, onun hayali ile bu uzaklığı gidermeye çalışmak, estetik bir fotoğrafta bir çift gördüğünüzde ikinizi hayal etmek ya da ekran duvarınızda fotoğrafınıza dalmak, o geldiğinde yapacaklar planını hazırlamak. Sarılmayı özlemek, hayal etmek. Yatmadan önce onu düşünmek, belki ahlaksızca hayaller kurmak. Tenini özlemek, tenini sevmek... uzaklığı ile bana verdiği yaraları böyle göz ardı ederdi. Sonra gelirdi, yarasını benden temizlerdi.

Bazı gerçekleri görüşüm; gerçek bir hata yapmamdan ötürü gerçekleşmişti. Vücudumda yaralar çıktı ilk. Bunlara dokunabilirdim, bir ilaçla halledebilirdim. Kanımı kendim silebilirdim. Göz yaşlarımda bana destek olurdu.

Siz hiç deli gibi sevdiğiniz bir insandan şiddet gördünüz mü? Görmeyin. Umarım görmemişsinizdir. Hem kendi sınırlarına dokundu, hem benim sınırlarımı geçti. Canımı yaktı, beni mahvetti. Bana vurduğu an hayatım sanki her şey bir yalandan ibaretti. Doğduğum andan beri her şey yalandı. İşte hayatın pembe gözlükleri o zaman gözümde tamamen kırılmıştı. Yanaklarımdan işte böyle kırıklar döküldü.

Yarayı büyüttü sonra, ben küçüldüm. Hem kalbime hem aklıma bulaştırdı yarasını. En kötüsü ruhuma bulaştırdı kendinden. Dediğinde haklıydı. Onun yarası benim ruhumu öldürüyordu. Ben tüm yaralarından kendime nasiplendirmiştim.

Uzaklığında açılan yarasını aşkı ile kapatırdı. Şimdi nesi vardı? Benim o aşkı kabul edecek sağlam bir kalbim mi kalacaktı?

Yirmi altı yaşındaydım ben. Gençtim, hala yapabilirdim, buradan kaçarsam belki onu yakalatabilir ve ben belki yeni bir hayat kurabilirdim. Çünkü ben altı yıl boyunca sonunda hassas bir dönemini yakalamıştım. Bana kendi elleri ile uzattı o kilidi? Neden almayayım şimdi?

Ben buradan asla tek başıma çıkamazdım, biri de kurtaramazdı. Beni anca yine o çıkarabilirdi.

Ellerim onun saçlarına gitti, okşadı. Üzerimde nefes alıp veriyordu hala, derin değildi. Eskiden uykusu hafifti, belki de hala öyleydi bilmiyorum. Tüm gün boyunca onun hayat hikayesini dinledim. Oldukça hassas içerikli bir film olabilirdi büyük ihtimal. Ancak bu filmin en kötü yanı en sonunda gerçek bir hayat hikayesi yazması olacaktı.

7 DAYS / Taekook +18 ✓ Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang