48. PAZAR

10K 889 6.2K
                                    

.

OLMAZLARA YANDIK YİNE,
NE YAZIK BUGÜNE DE.


.

Geçmiş zaman 2021
Taehyung.

Yatağının örtüsünü kana boyamıştı, teninde ölüm lekeleri toplanmıştı, buz gibiydi. İdrarı akmıştı, kanı çok kokmuştu. Bembeyazyazdı, yavaşça sertleştiğini hissediyordum. Öleli saatler olmuştu ama yine de onu kucağımdan bırakamadım. Gözlerim şişmişti artık, kollarım ağrımıştı onu tutmaktan kucağımda, hassas olan burnum bile alışmıştı bu berbat kokuya. Yine de kanlı saçlarını öptüm, kokladım.

Mezar uzaktaydı bu yüzden hala yoldaydık. Namjoon özellikle çevirme olmasın diye başka yollardan geçip yolu uzatıyordu. Benim için çiçekçiden bir sürü kırmızı gül almış ve bagaja koymuştu. Klasik ama asla mutlu son yazmayan o gülleri koydu. Ben ise bir saniye bile Jungkook'u yalnız bırakmadım.

Artık sesim de çıkmıyordu. İyice durgunlaşmıştım. Sadece onu izliyordum. İzledikçe kabullenirdim belki. Ona soru sorduğumda cevap alamamak berbattı. Ya işte, karma böyle bir şeydi. Zamanında ben de onunla konuşmuyordum. Şimdi keşke demenin vaktiydi. Keşke konuşsaydım.

Keşke tam şu an açsaydı gözlerini, lakin biliyorum ki gözleri bile çoktan çürümüştü.

Dışarı çıkamadığında gerçekten benden kaçamadığını düşünmüştüm Jungkook. Sanırım bunları sesli söylememe bile gerek yok, nihayetinde beni duyamayacaksın.

Acı verici. Şimdi seni o mezara koyduktan sonra ben ne yapacaktım? Normalde mezarını da yanıma almam lazımdı ama hayır bu kadarını yapamazdım. Kardeşinin yanına gitmeliydi. Benden yeterince bıkmıştı zaten. Keşke kendimi senden alabilseydim...

Beni hiç sevmedi, bir plan yaptı, tutmadı, ben de kaçmasına izin vermedim. Katildi. Ailesi yoktu, dışarıya çıkamıyordu.

Ölmek eminim her zaman senin için bir seçenek olmuştu Jungkook.

Öl o zaman. İstediğin kadar öl. Sen rahatlığa er, ben de cezamı çekeyim. Bir katil olarak ölümünden en çok ben kaybettim.

Mahvolmuş hayatım yetmezmiş gibi şimdi içimde ne varsa yıkılmıştı. Bomboştum. Hatta bu boşluğun mezarından gitmeye bir adım attıktan sonra, daha fazla olacağını biliyordum.

"Boş... Her şey..."

"Neden üzgünsün?"

"Bizi göremedi diye mi?"

"Bize ver, sahip çıkalım."

"Bizi zaten görmedi mi? Tanıyor ya."

"Hadi Taehyung, zaten o öldü. Bize ver. Güvende olacak."

"Annene ver bebeğim."

Ben de ne yapayım, daha çok sarıldım Jungkook'a, sesleri susturmak istedim ve onlar susmasa da ben yine sarılmaya devam ettim.

***

Tanrı'sal bakış;

Kazı, kazı, kazı, biraz daha kazı. "Evet, oldu ha?"

"Biraz daha derine kazalım."

Polis ne kadar yorulsa da onun hassasiyetini bildiğinden sadece başını sallamış ve yine kazımaya devam etmişti. Araba çok uzak değildi ve içinde bir ceset vardı. Taehyung yorulduğunda biraz kazımaya ara veriyor ve arabaya gidip ölü bedenin yüzünü belirli yerlerinden öpüyordu. Namjoon bunu bildiği için neredeyse kusacaktı. Ölüyü öpmek ne demekti? Tamam Jungkook olabilirdi o kişi ama artık berbat bir haldeydi.

7 DAYS / Taekook +18 ✓ Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum