49.PAZAR

9.7K 922 3K
                                    

2k okunma görmüş bu bölüm ama 200 vote ve 700 yoruma sahip. Arkadaşlar taşak mı geçiyorsunuz? Okunması olmasa tamam diyeceğim de izlenme ve yorum-vote dengesizliği gerçek mi? (Desteğini gösterenlere bir şey demiyorum.)

Benim 700 okunmaya sahip bölümüm 1.2k yorum alıyordu, yapmayın gözünüzü seveyim şunu yazarken ömrüm bitti bu kadar acımasız olamazsınız.

Pazar bölümlerinin hepsi rezalet bir şekilde düşmüş, devam edin böyle linçten değil ama kendi emeklerim heba oldu diye kaldırırım. O zaman da uğramayın hiç bana.



-UYKUCU ŞİRİN-

.
.
.

Yatağımda oturmuştum, bacaklarıma sarılmıştım. Başım dizlerimin üzerindeydi. Bugün yaşanan olayları düşünüyordum. İçimde garip bir boşluk vardı, yaptığım şeyin ağırlığını anlamak zamanımı almıştı. Acaba ne düşünüyordu şimdi hakkımda? Gerçi önemi var mıydı ki?

Nasıl ben olduğuma emin oldu? Bunu düşünmek imkansız olmalıydı. Tamam, belki düşünmek değildi ama inanmak öyleydi, yaşamadan inanmanın zor olduğunu savunuyordum.

O kadar zaman geçmişti hiç mi silinmemiştim cidden aklından?

İç çekerek yorganın içine girdim ve bugün yaşananları tekrar tekrar düşündüm, düşünmemek de elimde değildi ki çok garip bir his vardı onunla ilgili.

Bana her şey geri düzeltmemi söylemişti lakin şimdi bunu neden yapmam gerektiğini düşünüyordum. Bir katildi ve cezasını çekmişti ama işte geri döndüğünde yine aynı şeyler yaşanmayacak mıydı? O geleceği hatırlamayacaktı ne de olsa. Yine aynı olaylar dolanıp gidecekti.

Yani geri dönsek de yine her şey benim elimdeydi, o güne dönüp aldatmayı engelleyebilirdim ama yapmayacaktım. Şimdi hiçbir şekilde bunu istemiyordum.

Ben zaten kurtulmuştum o da cezasını çekmişti...

Büyük bir problemler zincirlemesinde büyüdüğünü, küçük yaşta çok kötü şeylere şahit olduğunu ve bazen de yapmak zorunda kaldığını biliyordum. Bunun için gerçekten çok üzülmüştüm. Hala da üzgündüm ama geri dönmek benim için korkunç bir travma daha yaratabilirdi. Buraya geldiğimizde evet resetleniyordum ama orada kaç yıl geçiyordu... imkansızdı. Tekrar o eski günlere dönemem. İstemiyordum.

Tüm o kötü yaşantısına rağmen benimle yeniden bir hayat bulduğunu, beni çok sevdiğini ve sonsuz bir mutlulukla aşkımı yaşatmak için elinden geleni yapacağını biliyordum çünkü siz Taehyung'a dokunmadığınızda o gerçekten melek gibi bir adam olmayı çok iyi başarıyordu sevdiği insana karşı.

Jihyo'yu evine bıraktıktan sonra yeni gelmiştim, aşırı yorgundum o yüzden daha fazla düşünmek istemiyordum. Mümkünse sadece uyuyacaktım.

Uyumak konusunda ne kadar kararlı olsam da amma ve lakin dakikalar birbirini kovalasa da neredeyse hiç uyuyamadım. Gittikçe de gerilmeye başlamıştım, bir sağa döndüm bir sola döndüm. Beni mutlu eden şeyleri düşündüm ya da olmak istediğim yeri hayal ettim. Yine de olmadı, kafamı dağıtamadım, uyuyamadım.

O yüzden bir çırpıda yatağımdan kalktım ve pencerenin önüne doğru ulaştım, gitmeden önce de komodinde duran sigaramı almış ve hızla yakmıştım. Oda kokmasın diye pencerenin önüne içiyordum. İçim bir huzursuzdu ki açıklayamazdım bile. Oysa simdi mutlu olmalıydım mavi renkli duvarlarıma kavuştuğum için.

"Yüce Tanrım, oradaki ben, ben değildim değil mi?"

Çünkü oturup bunun üzerinde düşündüğümde ne kadar da lanet bir adam olduğumu fark ediyordum. Öyle ki altı yılı çektiğime de iyi olmuş diyordum.

7 DAYS / Taekook +18 ✓ Where stories live. Discover now