26. PERŞEMBE

36.9K 2.5K 12K
                                    

.

GEÇ KALINMIŞ ÖZÜR NE HİSSETTİRİR?

.

5 Mayıs 2011, Perşembe;
Taehyung;

"Sana gerçekten inanamıyorum, bunca zaman hiçbir şekilde sevgili yapmadın ama... ama sonunda aşık olduğunu söylüyorsun ve o kişi bu çocuk mu?!"

"Evet."

"Hah, bir şeye de benzese bari!"

Onun sinirinin farkındaydım bana olan ilgisini de öyle ve birçok yaşanmışlığımızın olduğunu da farkındaydım ama ona hiçbir zaman umut verdiğimi düşünmüyordum, çünkü onun seviyesi belliydi. Tüm koreye götünü veren birinin olması demek tüm koreyi öldürmem demekti.

Tamam ben de iyi biri değildim. Hatta ben beterin de beteriydim, belki de birisinin başına gelecek en kötü şeydim.

Yine de onu değil Jungkook'u istiyordum ve kimse buna engel olamazdı.

"İğrenç... iğrenç bir herifsin, reşit olmayan birini sevecek kadar mı düştün?!"

Arkadaşlarımla bu konu hakkında konuşurken bizi duymuştu, bana olan hislerinin... ya da hayır, pardon, üzerini çiziyorum. Takıntılığının desem daha doğru olurdu. Bunu şu an daha fazla belli ediyordu.
Beni her şekilde vurmak için can atıyordu. Yanakları dahi siyah olmuştu akan rimel yüzünden ve çıldırmış gibiydi.

"Kes sesini, Jungkook senden bile daha büyük duruyor, aklıma dahi gelmedi o yüzden. Aramızda sadece dört yaş var ve ben onu beklerim. Sadece iki yıl daha. Nerden bilebilirdim onun o kadar küçük olduğunu, sonradan öğrendim."

Bu dediklerimle daha fazla çıldırdı, neredeyse burnumun dibine geldi ve yüzüme resmen şiddetle bağırdı. "Ne kadar geç öğrenebilirsin ki, ona geçen bir saatte mi aşık oldun?! Ondan vazgeçebilirdin!
Bana bahaneler sunma!"

"Sadece iki yılı var" dedim dişlerimi bastırarak.

"Sen sikmeden yapamazsın. Onun o olgun vücuduna aşık olmuşsundur da burada gelip bize aşığım diye laf anlatıyorsundur."

"Neden böyle bir şey yapayım ki? Dünyada tek sikelecek insan Jungkook kalmış gibi davranma bana. Ona asla o niyetle bakmadım."

Ancak Jimin laftan anlamıyordu, bu ilişkiyi imkansız kılmak için elinden gelen her şeyi toplayıp önüme atıyordu, bizi duyduğundaki yüz ifadesini görmeniz lazımdı. Çantasını yere atmış ve dolgun dudakları iki karış aralanmıştı. Sonrası kaos işte. Onu en çok çıldırtan kısım ise tüm bunları beş ay sonra öğrenmesi olmuştu.

"Beş aydır o çocuğa ne yapıyorsun sen?! İğrenç bir herifsin, sapkın düşüncelerin var!"

"Sapık düşüncelerim yok, onun da bana ilgisi olduğunun farkındayım ama konusunu dahi açmadım. Bir ağabey edası ile yaklaşıyorum. Kardeşi ile ilgileniyorum ve bazen ailesel problemlerine destek çıkmaya çalışıyorum. Bazen de oturup sohbet ediyorum gayet düzgünce. Bunun neresi yanlış?!"

Ama kıskançlığından delirmiş gibiydi, gözü bile seyreliyordu, onu düşündüğü falan yoktu. Tek derdi başkasına farklı hisler beslememdi.

Yüzüme biraz daha eğildi. Garip bir şekilde o an bana çok değişik bir şey söyleyeceğini hissettim diyebilirim. Gözlerim birkaç saniye arkada, suspus olup bizi izleyen arkadaşlarıma kaydı. Jimin ile yeniden bakıştık, ardından sadece benim duyabileceğim şekilde fısıldadı.

7 DAYS / Taekook +18 ✓ حيث تعيش القصص. اكتشف الآن