43. CUMARTESİ (F)

16.5K 1.3K 8.2K
                                    

Koskoca 7 days'i bitirdik. 51. Bölüm'de isterseniz yazar notunda buluşalım. İkinci kurgu için spoi olabilir ama.

Medya ile dinleyin bence :D

Vote ve yorumlarınızı unutmayın, sizi çok seviyorum, iyi okumalar.






TANRI'NIN ŞARKISI

.
.
.

Jungkook;

Beyaz bir masada oturmuş elimde kalemimle yine beyaz bir kağıda içimden geçenleri yazacaktım, sıkıntı şuydu; kalemim yazmıyordu, ama yine de yazacaktım.

Hayır hayır... Yazamadım. Dikkatim dağıldı, dediğim gibi olmadı, yazamadım. Bir müzik sesi kulağıma ilişti, yazmak biraz daha bekleyebilirdi sanırım, kalktım yerimden ve sadece dans etmeye odaklandım. Bu müzik gerçekten var mıydı ya da benim çatlak kafamın bir oyunu muydu bilmiyordum, lakin bir süre sonra umursamayıp o ritme ayak uyduruyorsunuz.

Zaman çok hızlı akıyor, gençliğim harap olurken ben her gün daha fazla çöküyordum ama artık salmıştım, benim bu ev kaderimdi.

Size nasıl yaşadığımı anlatayım. Öncelikle günler çok kopuk, bir bakıyorum pazartesi, uyuyorum uyanıyorum çarşamba olmuş, salıyı arıyorum, çarşamba böyle geçerken perşembenin saatlerine yaklaşıyorum. Uyuyorum, uyanıyorum cuma yok, cumartesi var ve bazen cumartesiyi de kaybetsem de çok şükür bugün ona sahibim.

Bazen iki kişi kollarımdan tutup beni taşırken doktor önlüğü kapmış oluyorum ve cebimde bir not defteri oluyor. Kim Taehyung hakkında bilgiler barındırıyor içinde. Biraz garip değil mi?

İçimde biri Kim Taehyung'u araştırmaya çalışıyor. Onu nasıl keşfettiğini bilmiyorum, daha gelişkin bir çağda bir şeyler için savaşıyor ama onu bilemiyorum, ulaşamıyorum.

Berem var dolabımda, salı günü genelde çok uyuduğumu rapor ediyorlar. Uyumak çok tatlı ama derin bir baş ağrısına sahip olmamı sağlıyor. Sonra beni ele geçirse de gördüğüm rüyalar beni bu dünyadan daha da huzurlu hissettirebiliyor.

Haberim vardı her şeyden ve V'den...Cezai ehliyete sahip olmadığım için burada kalıyordum ama aslında bakarsanız Yoongi gerçek bir intikamcı ruh gibiydi, işlediğim cinayetleri saklamıştı lakin buradan en ufak kaçma durumumda ismimi nasıl kirleteceğini ve gerçek V ile ortak olduğumu tüm dünyaya söyleyeceğini biliyorum. Bundan korktuğumu, kötü bir insan olmaktan korktuğumun farkında idi. Alterimi umursamayacaktı bile. Sanki her akşam oturduğum koltuk yetmiyordu.

Neyse kaçma girişimim hiç olmadı zaten. Gerçekten vazgeçtim. Arkadaşlar, benim kaçmaya çalıştığım yer tedavi merkezim oldu. Kılımı bile oynatmam şu saatten sonra. Ben, biz kaybetmiştik.

Ayaklarımı hareket ettirirken düşündüğüm şeyi fark ettim ve hareketlerimi durdurdum. Bu bir aydınlanma gibiydi.

Arkadaşlar?

Ben kime sesleniyorum ki?

Başımı önce tavana çıkardım, ardından hızla pencereme baktım. Çiçeklerimi umursamadan ellerimi pencereye koydum ve istemsizce başım gökyüzüne çevrildi. Tamamen bir içgüdü sebebiydi, neden yaptığımı bile bilmiyordum. Sadece içimdeki bir anlık coşku ile kapıyı açtım ve koridorda koşturmaya başladım. "Arkadaşlar mı?!"

"Seni bekleyen bir sürü kişi var." O sırada aklıma Seokjin'in sözü geldi.

Koridorda koşturmaya devam ettim, bazı hastalara çarpsam da umursamadım ve iri kapıya geldim, dış kapı! Açtım ve yeniden bahçeye çıktım. Güneş...

7 DAYS / Taekook +18 ✓ Where stories live. Discover now