"Hastalık"

310 130 23
                                    

~Rüzgar~
Tamam kabul aklımda o vardı ve aklımdan hiç çıkmıyordu! Yani nasıl olduğunu merak ediyordum. Ateşi çıktı mı indi mi onu merak ediyordum.

Tabi kimseye diyemiyorumda Aysun nasıl diye! Zaten uyanınca yanına geldiğimi hatırlamıcak büyük ihtimalle!

"Anneeeeğğğğ!" Diye bağırdım içeri giderken. "Ne oldu Rüzgar?" Dedi annem. "Anne hani kek yapmıştın ya ben Aysun'larada mı götürsem?"

"Ay Vallahi olur ha! Dur hemen koyuyorum." Gülümsemekle yetindim. Annem tabağa kek koydu. Tabağı alıp kapıya gittim.

Ayakkabılarımı giyinip evden çıktım. Merdivenleri üçer üçer inip aşağıya geldim. Aysun'ların kapısına geldim.

Zili çalıcaktım ama Aysun uyuyor olabilirdi o yüzden kapıyı tıklattım. Beş saniye sonra kapıyı Alya açtı. "Rüzgar." Diye mırıldandı.

"Şey b-ben kek getirmiştimde annemin zoruyla." Tabağa ona uzattım. "Teşekkürler ve yalan söylemeyi beceremiyorsun."

"Of peki tamam Aysun'nun iyi olup olmadığını merak etmiş olabilirim. Hasta oldu ya. Ateşi var mı?"

"Ateşi yo- bir dakika sen nerden biliyorsun Aysun'nun hasta olduğunu?" Ahan ben bittim! Yalan düşün Rüzgar!

"Şey şeyden biliyorum ben şeyden şey!" Demeye başladım. "Şey P-poyraz annemle konuşurken k-kulak misafir o-oldum!" Diye kekeledim.

"Peki! Aysun iyi- tamam doğruyu dicem! Ateşi çok yüksek. Hatta Melahat abla ateşini düşüremezse hastaneye gidiceklerini dedi. Uyandığında seni sordu. Sen yanında gitmişsin. Gitmiceğine dair söz vermişsin. Sanırım rüya gördü ateşi çok yüksekken. Çorba içti bir yarım saat önce. Sonra çok yorgun olduğundan geri uyudu. Adını sayıklayıp duruyor. Ateşi yüksek. Melahat abla sirkeli su ile ateşini düşürmeye çalışıcakmış."

Sıkıntılı bi şekilde nefesimi verdim. "İstersen gel kendin bak. Melahat abla komşuya sirke almaya gitti. Aysun'u tek bırakmamak için benim evde kalmamı istedi. Ablası dışarda babası işte. Benimde bi Berk'le konuşmam gerekiyor."

"Peki." Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Alya salona ben Aysun'nun odasına gittim. Kapıyı çalıp içeri girdim.

Aysun uyuyordu. Kapıyı kapatıp yanına yürüdüm. "Rüzgar! Rüzgar!" Diyip duruyordu. Yanına eğildim ve "Burdayım ben." Elini tuttum.

Aysun'nun yanına oturdum. Bir elimle elini tutuyordum. Diğer elimle ateşine baktım. Ah kız yanıyordu!

Üstünde ki yorganı çektim. Titremeye başladı ve "Ü-üşüyorum! H-hani üşüyünce
y-yapmıcaktın!"

"Biliyorum ama ne yapayım? Özür dilerim ama ateşin çok yüksek Aysun. Eğer iyileşmek istiyorsan mecburum."

"Ama ben iyileşmek istemiyorum! İyileşince yine gidiceksin. O gelicek ve gidiceksin.."

Ateşi yüksek diye ne dediğini bilmiyordum değil mi? Ateşi yüksekti ve saçmalıyordu! "Aysun hadi lütfen. Ateşinin düşmesi lazım."

Sesim kısık çıkmıştı. "ALYAAAĞĞ!" Diye bağırdım. Alya hemen geldi. "Ne ne oldu? Kötü bir şey mi oldu?" Dedi talaşla. "Aysun'nun ateşi çok yüksek."

Bizim Apartman -Düzenlenecek Where stories live. Discover now