"Emir"

261 122 22
                                    

Hocamız çok sinirlenmişti. Ben önden Rüzgar arkadan sınıftan çıktık. Sınıfın kapısını kapatıp Rüzgar'a baktım.

"Rüzgar-" sözümü kesti. "Bilerek. Bilerek yaptım. Oh! Bu sayede bu dersten kaytardık. Bi teşekkür edersin herhalde?"

"Rüzgar!" Diye çıkıştım. "Oğlum farkında mısın? Daha ilk günden müdürün odasına gidiyorsun!"

"Ah boşver. Hadi şu müdürcükün yanına gidelim. Sonrada" dedi ve kolunda ki saatte baktı Rüzgar.

Yürümeye başlamıştık. "Sonrada yaklaşık on dakikamız kalıyor. Erkenden katine ineriz."

"1o dakika kaldığını nerden biliyorsun?"

Diye sordum yanımda ki Rüzgar'a bakıp. "Daha önce çokça müdürün odasına gittim. Yaklaşık on dakika kalıyorsun. Müdür bir kaç uyarı yapıyor falan."

Merdivenlerden yavaş yavaş inmeye başlamıştık. "Sen delisin!" Rüzgar gülümsemekle yetindi. Bi kat inmiştik. Koridorda müdürün odasına yürüyorduk.

Geldiğimizde "Bu oda!" Diyip elimle sağda ki odayı gösterdim. Rüzgar bir şey demeden kapıyı çaldı. İçerden gel sesi diyince Rüzgar içeri girdi.

Bitmek bilmeyen on dakikanın ardından Rüzgar odadan çıktı. "Sonunda!" Diye mırılandım Rüzgar'ın duyamıcağı bir sesle. Rüzgar yanıma geldi.

Kol saattine baktı sonra bana baktı ve konuşmaya başladı.

"Tam tamına 11 dakika var."

"Doğru hesap etmişsin aferin."

Rüzgar gülümsemekle yetindi. "Hadi gel!" Dedi Rüzgar. Elimden tutmuştu. O önden ben arkadan merdivenlere gelmiştik. Beni çektiği elimi bırakmıştı.

Bir kat aşağıya indik. Kantine geldik. Kantinci abla Zehra ablaydı. "Zehra abla bir tane su verir misin?" Diye sordum.

Zehra abla gülümseyip suyu verdi. Parasını ödeyip teşekkür ettim. Yanımda ki Rüzgar'a bakış atıp masalardan birine oturdum.

Bir kaç dakika sonra Rüzgar elinde iki kağıt bardakla geldi. Bardakların üstünden duman çıkıyordu. Çaydı sanırım.

"Rüzgar" dedim ve durdum. Tebessüm ettim. "Elin çok soğuktu. Üşümüşsündür diye düşündüm. Şekersiz içtiğini söylemiştin o yüzden şeker getirmedim. Ama istersen getireyim."

O sırada karşımda ki koltuğa oturmuştu. Elinde ki kağıt bardaklardan birini önüme koymuştu. Gülümsedim ve "Evet şekersiz içiyorum." Dedim.

Rüzgar gülümseyip gözlerime baktı. "Teşekkür ederim....Rüzgar." Rüzgar tebessüm etti. Çayımdan içip Rüzgar'a baktım.

Aklıma bir şey takılmıştı. "Rüzgar hani Melek abla bayıldığında arayan gizli numara 'Rüzgar öğrenmeli' falan diyordu. Öğrendin mi o şeyi?"

Rüzgar'ın gülümsemesi silindi. Kafasını hayır anlamında salladı. "Neyse kapatalım bu konuyu!" Dedi Rüzgar.

Bir kaç dakika konuşmadık. "Rüzgar" dedim. Bana baktı. Tebessüm etti ve "Efendim?" Dedi. Yeşil gözlerine baktım.

Bizim Apartman -Düzenlenecek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin