"İlaç"

206 101 66
                                    

~Bir hafta sonra~
~Aysun~
Bu gün İtalya gezisinden önce ki son okul günümüzdü. Bu gün Cuma'ydı ve yarın öğlen ikide uçağımız vardı İtalya'ya. Rüzgar'la ne yakın ne uzaktık- tamam kabul çok yakındık!

Okul çıkışlarında veya okula giderken beraber yürüyorduk. Beraber yürüdüğümüz için Rüzgar geç gelmiyordu ve bu hocalar için iyiydi.

Rüzgar'a derslerde yardım etmeye çalışsamda Rüzgar konuyu bir şekilde değiştirmeyi beceriyordu. Matematikten girip bana iltifat edip çıkıyordu. Bunu nasıl becerdiğini bilmiyordum.... Ama hoşuma gidiyordu...

Ama son 3, 4 günde hep işi olduğunu söylediğinden okuldan hep bir ders erken çıkıyordu. Nedenini sorsamda cevabını geçiştiriyordu. Kavga etmesinden korkuyordum...

Şimdi okul bitmişti ve Rüzgar yine yoktu.... Herkes okuldan çıktıktan sonra boş koridorda yürümeye başladım. Kalabalıkta nefes alamadığım için aslında okuldan en geç çıkan olmak zorunda sayılırdım...

Omzumda hissettiğim el ile irkildim. Arkamı döndüğümde gelen kişinin kim olduğunu görmüş oldum, küçük serseriydi. Gülümsedi, gülümsedim.

"Rüzgar? Okuldan çıktığını düşünmüştüm."

"Çıkmıştım ama işim erken bitti. Bende beraber yürürüz diye düşündüm. Zaten okulun önünden geçiyordum."

Rüzgar'ın dediği şeyle gülümsedim. Sohbet ederek apartmana yürümeye başladık. Onlayken her an güzeldi, yasaktı ama güzeldi.

Evet Poyraz'da iyi biriydi ama.....Ama Küçük Bey değildi. Her şeyin, herkesin yerini doldurdum biriyle, bir şeyle ama Küçük Serseri'nin yeri..? Onun yerini dolduramadım...

Başkasını yerine koyamadım. Onun kokusunun yerini başka bir koku doldurmadı, onun gülüşünü başkası dolduramadı, onun yeşilini başkası dolduramadı...Çünkü özeldi küçük bey...

Serserinin tekiydi ama onu diğer serserilerden ayıran vardı, küçük serseri olmasıydı. Küçük çocuktan, küçük bir beyden farksızdı. Ruhunda küçük bir çocuk vardı...

Ben o çocuğu sevmiştim... Beyaz kalpli küçük serseriyi sevmiştim. Sevdiği kıza ikizi onu seviyor diye ikizinin yanında kalsın isteyen küçük beyi sevmiştim.... Ben Rüzgar'ı sevmiştim...

İmkansızım değildi belki ama yanlışımdı o doğru.... Olsun be! Bende yanlışımı seviyorum! Ne demişler;

Bir kere yaparsan "Hata",
Bir daha yaparsan "Yanlış",
Ama eğer bir kere daha yaparsan bu "Seçim" dir.

Bende yanlışımı seçiyorum. Çünkü seviyorum! Ben yanlışımı seviyorum, ben Rüzgar'ımı seviyorum! İçimden bağırarak 'BEN KÜÇÜK BEY'İ SEVİYORUM!' Diye bağırmak geçiyor.

"Aysun! Dinliyor musun beni? Kızım! Duyuyor musun beni?!"

Gelen sesle kafamı kaldırdım. Rüzgar beni dürtüyordu gülerek. "Oooooo bu uçmuş! Kız ne düşünüyorsun kara kara öyle!" Dedi Rüzgar gülerek.

Güldüm, "Seni." Sesim mırıldanma tonunda çıkmıştı. Rüzgar beni duymamıştı. "Boşver, eee yarın İtalya'ya gidiyoruz. Nasıl hissediyorsun?" Diye sordum.

"Tuhaf, sen?"

"Güzel ama kötü. Eğer havalimanı kalabalık olursa..."

Dedim ve durdum. Yarın havalimanı eğer kalabalık olursa..... Rüzgar'da duraksadı. Yürümeye devam ediyorduk ama konuşmuyorduk.

Bir kaç dakika sessizlik oldu. Bu sessizliği sevmemiştim. Bizim apartma na gelmiştik. Merdivenlerden çıkarken sessizliği bölen Rüzgar oldu.

"Aysun"

Bizim Apartman -Düzenlenecek Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora