"Havalimanı"

186 101 21
                                    

Havalimanı çok kalabalıktı. Havalimanına girdiğimiz an yanımda ki kişinin elini tutup sıktım. Bu kişi küçük beydi. Bana döndü ve endişeli bir şekilde baktı. Burası çok kalabalıktı...

"Aysun-"

Rüzgar'ın sözünü keserek konuştum. "Tamam! Bir şey yok! Sakinim!" Diye çıkıştım. Derin bir nefes aldım. Hayor! Herkesin önünde nefes alamayıp kötü olmıcam!

"Küçük serçe bak eğer daralırsan göleri kapat ve gökyüzünde olduğunu hal et, söz veriyorum yanında olucam. Nefes almana yardım edicem."

"Hayret! Ne zaman sana ihtiyacım olsa yok oluyorsun!"

Gözlerimi kapattım. Sesim sinirli çıkmıştı. Sinirim kendimeydi aslında. "Özür dilerim Rüzgar sinirimi senden çıkardım." Dedim ve of çektim, gözlerimi açtım.

Rüzgar tebessüm etti ve "Sen sakin ol ben başka bir şey istemiyorum. Gidelim mi?" Diye sordu Rüzgar. "Elini tutarak yürüsem?" Dedim.

Rüzgar'ın içinden pis bir şekilde sırıtmak geldiğini ama sırıtmak yerine gülümsediğini tahmin edebiliyordum. Evet anlamında kafa salladı.

Bir elimle bavulumu çekiyor diğer elimle Rüzgar'ın elini tutuyordum. Etrafa değil yere bakıyordum. Sakin kalıcam......

***

Bir kaç kontrolden geçmiştik. Az çok sakindim. Rüzgar, Alya ve Berk yanımdan ayrılmıyordu. Nefes alabiliyordum. Arada zor olsa da hemen geçiyordu. Şimdi tek bir kontrol kalmıştı. Üstümüzü arıcaklardı....

Ve bura o kadar çok kalabalıktı ki.... Hissediyordum, nefes alamıcağımı hissediyordum. Daha kuyruğa girmeden....
~Rüzgar~
Aysun birden durdu. Elimi sıktı, gözlerini kapattı. Nefes alamamaya başladı.  Herkes etrafımıza dolanmıştı. Hocalar konuşup duruyordu.

Etrafta ki insanlara baktım. "Açılın! Şu an bu kıza iyi gelmicek tek şey kalabalık! Açılın!" Herkes yavaş yavaş açıldı. Aysun'nun iki elini tuttum.

"Sakin ol Aysun! Derin nefes al, ver. Gözlerini kapa ve gökyüzünde olduğunu hayal et. Sadece biz varız. Bir nefes aldığında tüm dünyadan uzaklaştığını hayal et!"

Biraz daha böyle şeyler dedim ama yok abi! Bu kız böyle nefes alamıcak ki Aysun birden bayıldı. Neyse ki ondan hızlı çıkıp düşmeden tutmuştum onu.

Yerde oturur bir pozisyondaydım ve bacaklarımın üstünde Aysun'nun kafası vardı. Herkes etrafımıza dolandı. Havalimanında ki sağlık görevlleri ve hocalar etrafımıza dolanmıştı.

"Şşş geçti küçük serçem..."

Mırıldanma tonunda çıkmıştı sesim. İnsasılara döndüm ve "Sakin olun ve açılın. Merak etmeyin ben Aysun'nun bayılmasına alışkınım. Nefes darlığı var, kalabalıkta nefes alamayıp bayılıyor. Demin de aynısı oldu."

***

Yavaş yavaş kalabalık açılmıştı. Hocalar ve bizim sınıf etrafımızda bekliyorlardı. Alya ve Berk biraz gerilmişlerdi ama hocalar. Onlar o kadar çok gerilmişti ki.

Bir kaç dakikanın sonunda Aysun uyanmıştı. Bir kaç dakika sonra iyi olmuştu. Ayağa kalktı, hocalar Aysun'a çok soru soruyordu. Aysun hepsini cevaplıyordu.

Aysun sağolsun! Bayıldığı için sınıfça bizi kuyrukta bekletmeden önden geçirmişlerdi. Tüm kontrollerden geçtikten sonra uçağı beklemeye gitmeye başladık.

Bizim Apartman -Düzenlenecek Where stories live. Discover now