12- İlk Kıvılcım

45.5K 3.4K 3.2K
                                    

Medya: Leon

Bölüm Şarkısı: Model, Mey

Elimdeki zarfları ve parşömen parçalarını avuç içimde toparlamaya çalışırken öfkeden öyle hızlı hareket ediyordum ki yırtarım diye bile çekinemiyordum.

Yine gecenin bir yarısı Yunan karargahına götürmem için elime bir çok şey tutuşturulmuştu. Yine içi boş çıkar ve ben sinir krizlerine girerim diye ucundan zarfın içine bakmıştım zarar vermemeye çalışarak, neyseki doluydu yoksa o sarı çiyanı o sarı saçlarından kordonda direğe asardım.

Tamam yapamazdım ama hayali bile güzeldi.

Tam o an o tanıdık gölgeyi yine fark ettiğimde hızla arkamı döndüm. "Sikerim ha!" diye homurdanıp oraya doğru yönleneceğim an evin arkasında yine kayboldu silüeti.

Oraya doğru yönlendirdim adımalarımı, Yunan karargahını görebiliyordum. "Çık ortaya çık" diye homurdandım elimi belime atıp silahımı çıkarttım ve evin arkasına doğru ilerledim. Gölgem sokağa doğru uzadığında ağzımdan bir küfür mırıldandım, onun gölgesini göremiyordum şu an.

"Gel pisi pisi, gel bakalım" dedim temkinli adımlarla yanına yaklaşırken.

Evin arkasına doğru yavaşça çıktığım an arkamdan uzanan gölgeyi gördüm, tam döneceğim sırada boynuma bastırılan bıçağı hissettiğimde öfkeyle hırladım.

"Silahı bırak" dediğinde kaşlarım çatıldı, sesi aksanlıydı. Silahımı daha sıkı tuttuğumda bıçağı boynuma biraz daha bastırdı, yüzümü buruşturdum.

Türk değildi, aksanlı sesinden de anlayabildiğim gibi yabancıydı, boyu uzundu.

Boynumdan göğsüme doğru akan sıcaklığı hissettiğimde nefesimi tutup elimdeki silahı yere attım.

"Şimdi sen akıllı ol, yoksa keserim damarını" dediğinde çirkin türkçesini duyduğumda yüzüm buruştu. Tamam şu an endişelenmem gereken son şey belki kullandığı dildi ama göz ardı edilebilecek gibi değildi yani.

Konuşamıyorsan sus kardeşim.

"Kestin zaten pezevenk" diye tısladığımda bıçağı daha çok bastırdı. Bana zarar vermeyeceğini biliyordum, günlerdir peşimdeydi istese bana on defa zarar vermişti. Ayrıca güçsüz bir haldeydim, karşı da koyamazdım.

"Senin yüzünden" dediğinde sesindeki saf öfke bir an duraksamamı sağladı. "Üçü de senin yüzünden öldü"

"Ne diyorsun tipsiz? Açık açık konuş" dediğime enseme vuran nefes sesleri sıklaştı. "Sen ölme diye..." dedi ama konuşamıyordu, sanki konuştukça öfkeleniyor gibiydi.

Neden bahsettiğini anlamaya başladığımda boğazıma bastırılmış bıçağın ardından sertçe yutkundum.

"Kim?" dedim içimdeki merakı bastıramayarak. "Kim öldürüldü benim yerime?"

Bıçağı daha sert bastırdığında gözlerimi yumdum acıyla. Leon Türkleri öldürmemişti demek ki, yoksa bu pezevenk sinirlenip bana hesap sormazdı.

Yunanlı olabilir miydi öldürülmüş olanlar? Bu kadar kafayı sıyırmış mıydı Teğmen, işgal için geldiği topraklarda bir Türk için kendi askerlerini asar mıydı?

Asmazdı.

"Onlar emir altındaydı" dedi, beni umursamıyordu içindekileri döküyordu sanki, öfkesini kusuyordu. "Öldürülmeleri için sebebi yoktu, emir altındaydılar" dediğinde gözlerimi kapattım sıkıca.

işgalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin