47- Ayrılmayan Dudaklar

31.2K 2.7K 2.5K
                                    

Medya: Leon

Bölüm şarkısı: Kargo, Yıldızların Altında

Ya bölümü yazarken bir anlığına kalktım telefonu bir yere bıraktım, bir saat telefon aradım orosğu çocuğu hangi deliğe girmiş olabilir diye düşünürken buzluktan çıktı amına koyayım... gece gece sinirlerim bozlduajahhahajhaa

Hiç kontrol etmeden atıyorum, bir yanlışım varsa mazur görün. Neyse gençler, keyifli okumalar!

Dudaklarımın üzerinde hareketsizce duran dudakları kaskatı bir şekilde kalmamı sağlarken karşımdaki sarışın adamın bir eli kalbinin ritimlerini dinlediğim elimin üzerine diğer eli ise bel çukurumu sıkıca kavramıştı.

Öpmüyordu, dudaklarını kıpırdatmıyordu bile. Kendi dudaklarımı birbirlerine mühürlüymüş gibi
sıkıca kapatmıştım. Öylece duruyordum, mantığımı kullanamıyordum resmen. Aklım durmuş gibiydi.

Nefes seslerim sıklaşırken bir elini yüzüme çıkartıp baş parmağını çeneme bastırarak dudaklarımı aralamak istediğinde sıkıca bileğini kavradım. İtiraz eder gibi mırıldandı dudaklarımın üzerinde.

Başıma giren anı sancıyla bir an düşecek gibi olurken kendimi hafifçe geri çekerek dudaklarımı dudaklarından ayırdım ama belimi öyle sıkı tutuyordu ki geri çekilememiştim. Üzerimize yağan yağmurdan dolayı gözlerimi açamadım, alnını alnıma yasladı. Dudakları aralıktı, küçük ve sık nefesler alıyordu.

"Hissetmiyorum diyemezsin" dediğinde sertçe yutkundum, alnıma değen alnı midemi alt üst ederken dudaklarım yağan yağmura rağmen yanıyordu.

"Ali" diye fısıldadı. Gözlerimi zaten suratımda gezinen harelerine çıkardığımda ellerim titredi adeta. "Hissediyorsun biliyorum, hiç hissetmesen beni ittirir suratıma yumruğunu geçirirdin" dedi, sanki bir şeyi hatırlamış gibi dudakları kıvrıldı.

"Ne biliyorsun?" diye tısladım kendimi ondan tamamen ayırırken.

"Seni daha önce de öptüm" dediğinde gözlerimi kırpıştırdım, yağmur hafiflemişti ama ben hala suratıma sicimle yağıyor gibi hissediyordum. Tüm bedenime iğneler batıyordu sanki.

"Ne saçmalıyorsun, ne zaman öpmüşsün beni?" dediğimde yeşil gözlerindeki ifade karardı.

"Sadece öpmedim" diye fısıldadı, üzerime doğru bir kaş adım daha atarak açtığım o mesafeyi kapattı.

Kurduğu cümle yutkunmamı sağlarken ne soracağımı, neyi merak ettiğimi biliyor gibi konuşmasına devam etti. "Seni görüyorum, kirli rüyalardan bahsediyorum Ali"

"Bir kaç defa gördüğün bir adamı pis rüyalarına alet edecek kadar iğrenç bir herif misin lan sen?" dedim az önce beni öpmesini göz ardı ederek.

Söylediklerim onun çenesinin gerilmesini sağlarken kalın, pembe alt dudağı bir anlığına seyirdi. Bakışlarımı oraya dikmemek için kendimle büyük bir savaş veriyordum.

"O gördüğün gazete küpürünü hatırlıyor musun? Sanki o adam ikizim gibiydi değil mi?" dediğinde kısık gözlerimle suratını izledim.

"Ne ima ediyorsun?"

"Bana bu kadar benzemesi normal mi?" dediğinde çatık kaşlarımla suratına baktım, normal olmadığını bende farkındaydım ama ne demek istediğini anlayamıyordum. "Değil, bunu sen de farkındasın"

Sessizce onu dinledim, ne inkar edebiliyordum ama asla ona hak veremiyordum. Kısık gözleriyle yüzümü izledi, aklından ne geçiyordu bilmiyordum ama benim aksime bir şeyleri aşmış gibiydi.

işgalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin