35- Tenimdeki İzler

54K 3K 3.1K
                                    

Medya: Leonidas

Ulan iki gün ara verince bile özlüyorum... Hadi keyifli okumalar canlarım...

Burası gerçekten çok güzeldi.

Leon ikimizin evi diyerek beni de içine kattığı için mi bu kadar güzel geliyordu bilmiyordum fakat nefes kesiciydi. Ahşap yüksek tavanı, evin hemen önünde duran tertemiz göl ve... evin etrafında sık sık gördüğüm çam ağaçları.

Evin içi çok sadeydi, üst katta sadece tek bir oda ve tuvalet vardı. O oda ikimizindi, gülümsedim. Alt katta bir mutfak, salon vardı. Evin eşyaları da ahşaptı.

"Ali, odun gerekiyor" dedi Leon meşgul bir sesle şömine ile ilgilenirken.

"At kendini" dedim sırıtarak, bakışlarımı cama yansıyan göl manzarasından ayırmadan, göle de uzun uzun ağaçlar yansıyordu ve öyle güzel duruyordu ki...

"Komik" dedi ters ters. "Yakamıyorum" diye tıslayıp elindeki odunu şömineye doğru attığında kafamı çevirip ona baktım.

Sırıttım, yakamadığı için gerçekten öfkeli duruyordu.

Şöminenin önünde de yer yatağına benzeyen bir kısım vardı. Yer yatağı diyordum ama şimdiye kadar yattığım çoğu yataktan daha rahat olduğuna kalıbımı basardım.

Oturduğum yerden kalkarak Leon'un yanına gittim. Az önce fırlattığı odunu elime aldığımda kaşlarım çatıldı. "Islak bu odun"

"Nasıl kurutacağız?" dediğinde kaşlarımı havaya kaldırıp yüzüne baktım. Kendi evinde de şömine vardı ve sanırım sadece yanan yeri harlamıştı şimdiye kadar, yoksa bilmemesinin imkanı yoktu.

Sırıttım. Koca bir orduyu yönetecek kadar zeki, tereddütsüz birilerini vuracak kadar kara gözlüydü ama şömine yakamıyordu kibarcığım.

"Üfleyeceğiz" dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı. "Nasıl yani?" dediğinde odunu dudaklarının hizasında tuttum.

"Kuruması için işte" dedim sesimi sabit tutmaya çalışarak.

"Öyle kurur mu Ali?" dedi ama çatık bakışları oduna kaymıştı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım,

"Kurur kurur" dedim oyuncu bir tavırla. Bana tekrar alttan bir bakış atıp kararsızlıkla oduna doğru üflediğinde kendimi tutamayarak gür bir kahkaha attım.

"Üfledi ya.." dedim ama gülmeyi kesemiyordum. "Üfledin resmen" dediğimde yeşil gözlerini kısıp bana öyle bir baktı ki dudaklarımı birbirine bastırdım.

Birden oturduğu yerden bacağımı tutup çektiğinde sertçe arkamdaki yatağa doğru düştüm, yumuşak yere düştüğüm için sırtımda bir acı olmasa da sertçe dilimi ısırmıştım.

Acıyla inleyip dilimi emdiğim de kan tadı hissettim. Leon üzerime doğru geldi ve ellerini suratımın iki yanından çarşafa koyarak alttan alttan bana baktı.

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" diye tısladığında parmaklarımı kaldırıp dudağıma bastırdım. Dilim acımıştı.

"Hayvan mısın sen, canımı yaktın" dediğimde bakışları parmaklarımı bastırdığım dudaklarıma kaydı. Elimi dudaklarımdan ayırdığımda baş parmağını çeneme bastırarak dudaklarımı aralamamı sağladı, sadece alt dişlerim gözüküyordu baskısı yüzünden.

"Dilini ver" dediğinde kaşlarımı çattım ve dediğini yapmadım. Çeneme daha büyük bir baskı uyguladığında sert bir soluk verdim ve dilimi hafifçe dışarı çıkarttım.

işgalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin