33- Hissetmek

50.8K 3.2K 4.1K
                                    

Medya: Leonidas

Canlarım biliyorsunuz ki eğer ben o gün bölüm gelecek diye duyuru paylaştıysam saat 10'dan gece yarısına kadar illaki bölüm gelir saat aralığımız bu şekilde yani... sabah atmamı beklemeyin gencolar. Biliyorsunuz yani artık ne zaman atıp atmadığımı.

Uzun bir bölüm...keyifli okumalar.

Dudaklarımın arasındaki sıvıyı dilimle çevirirken yüzümü buruşturup elimdeki bardağı masaya geri bıraktım.

Zift gibiydi, nasıl içiyordu anlamıyordum.

Onun yanında duran suyu alıp büyük bir yudum aldım, artık içki içtiğimde eskisi gibi tepki vermiyordum çünkü beni aşırı etkilemiyordu ama yine de tadını sevmiyordum. Yeni uyanmıştım, sabah kalkmış ve beraber bir şeyler yemiştik. Daha sonra her ne kadar kendim yapabilirim desem de Leon beni dinlememiş ve yaralarıma pansuman yapmıştı.

Aylarca iyleşmeyen yaralarım şimdi öyle hızlı iyileşiyordu ki aşırı şaşırıyordu. Şartlar... insanın yaşayıp yaşamayacağına karar veriyor.

Daha sonra ben hala üzerimden atamadığım yorgunluk yüzünden tekrar uyuyakalmıştım, daha şimdi uyanıyordum ve hava neredeyse kararmıştı. Güneş batmak üzereydi. Odadan çıktım ve güverteye doğru ilerledim, yaralarım beni artık zorlamıyordu.

Güvertede az önce masaya bıraktığım içkinin aynısını içen ve yanında sigarasını dudaklarının arasında sıkıştıran adamı gördüğümde sert bir soluk aldım. Beni fark etmemişti, üzerindeki gömleğinin düğmeler tamamen açıktı, soğuk onu pek etkilemiyor gibi duruyoru. Batan güneşin sarı, turuncu karışımı ışıkları onun güzel tenime yansıyordu ve karşıma yıllarca usanmadan, bıkmadan bakabileceğim bir tablo çıkıyordu.

"Leon?" diye seslendiğimde o kadar dalmıştı ki duymadı bile beni. Yanına yaklaşıp arkasından bel boşluğuna dokunduğumda birden irkildi.

Omuzunun üzerinden arkasına hızla dönerken elindeki bardağı bırakıp bileğimi kavrayacak sandım ama ben olduğumu görünce yüzündeki sert hatlar yavaşça yumuşadı, suratını kaplayan gerginlik çizgileri kayboldu.

"İyi misin sen?" diye sorduğumda hiç umursamadan içki olan bardağı güvertenin zeminine bıraktı, bardak parçalanıp yuvarlanırken boşta kalan elini enseme sardı ve beni kendine doğru çekti.

Bir an affaladım, dudaklarını boynuma bastırdığında bir elimi yavaşça kaldırıp beline sardım. "Neden uyandın?"

"Tüm gün uyudum zaten" diye homurdandım. "Daha ne kadar uyuyacağım?" dediğimde hafifçe geri çekildi. Dudakları kıvrılmıştı.

"Uykunu getirebilirim" dediğinde kaşlarım havalandı.

"Nasıl yapacakmışsın onu?" dediğimde yeşil gözlerindeki parıltılar karardı. Sigarayı tuttuğu eliyle yanağımı kavradığında yoğun tütün kokusunu aldım.

"Göstermemi ister misin Ali? Yataktan kalkamamanı sağlarım. Bunu severek yaparım"

Gözlerim kısıldı. Kafamı hafifçe geri çektiğimde eli boşta kaldı, ne yaptığımı anlamaya çalışırken kafamı sağa doğru çevirip parmaklarının arasındaki sigarayı dudaklarımın arasına sıkıştırdım.

Parmaklarını sigaradan çekti, içmeme izin verdi.

Belimi hafifçe yönlendirerek beni güverteye yasladığında bir an hemen ardımda kalan dalgalı demize baktım. İki elini güverteye yaslayarak beni kafeslediğinde sigarayı parmaklarımın arasına sıkıştırıp dudaklarına yaklaştım. Beni yarı yolda karşıladı, dudaklarımdaki derisinin baskısıyla gülümsedim ve ağzımdaki dumanı onun ağzına bıraktım.

işgalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin