3. Bölüm

240 26 0
                                    

Kısa bir bölüm oldu ama umarım sevilir :)
Keyifli okumalar...

Kısa bir bölüm oldu ama umarım sevilir :)Keyifli okumalar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


3. BÖLÜM | KÜÇÜK FARE

Gözlerinden sicim gibi akan yaşlara inat, ayağının altından kaymakta olan dala tutunup oldukça büyük bir yükseklikten yere atladı genç kız. Tüm o yaşananların üzerinden henüz yalnızca iki gün geçmiş ve kapıdan dinlediği kadarıyla etrafta koşturan hizmetçiler, Northumberland Dük'ünün halasıyla birlikte bugün buradan ayrılacakları hakkında konuşuyorlardı.

Greenwood'lar malikaneden bir gün önce ayrılmıştı. O koca skandaldan sonra orada duramayacak kadar namuslu hissediyor olmalılardı. Öfkesini bastırmaya çalıştı genç kız. Her şey onun suçuydu. Şimdi Charles istemediği bir kızla nişanlanmıştı ve beş yıl sonra evlenmek zorunda kalacaktı. Muhtemelen bütün hayatı boyunca da ondan nefret edecekti.

Elbisesinin koluyla yaşlı gözlerini silerken kimsenin onu görmemesi için sık çalıların ve ağaçların bulunduğu alanda gizlendi. İki gündür odasında kilitliydi ve yemek getiren Maryanne ve Gabriela dışında kimse yanına uğramamıştı. Onlar da yemeği bıraktıktan veya boşları aldıktan sonra hemencecik çıkıyor, Leydilerinin sorularını cevapsız bırakıyorlardı. Çareyi odasının penceresine yakın durmakta olan akasya ağacı ile inmekte bulmuştu.

Gözleri ağaca ilişince ağlamaya başladı Catherine. Odada yaşananlar gözlerinin önünden gitmiyordu. Charles'ın sözleri hâlâ kulaklarında yankılanıyordu. Eğer o kadar oyalanıp boş boş genç adamı izlemek yerine söyleyeceğini söyleyip odayı hemen terk etseydi bütün bunlar olmayacaktı. Hatta belki Charles'ın sevgisini kazanacak ve genç adamı büyük bir beladan kurtarmış olacaktı.

Catherine, duyduğu seslerle gözlerini malikanenin kapısına çevirirken onu gördü. Kalbinin dağlandığını hissetti. Her ne kadar ona oldukça kırgın olsa da bu durumda olmalarının sebebi belliydi ve genç adamın bu solgun görüntüsü onun eseriydi. Kabullenmiş gibi görünüyordu. Yaşlı düşesler kapının önünde oldukça koyu bir muhabbete dalmışken o sessizliğini koruyor ve ara ara ona yöneltilen soruları yalnızca başıyla onaylayarak cevaplıyordu.

Boğazından firar eden hıçkırıkla korkuyla önüne döndü genç kız. Kimsenin onu görmediğini umut ederken yaşlardan buğulanan gözleri ona ihanet ediyordu. Kıyafetinin koluyla gözlerini silerken duruşunu dikleştirdi ve son kez o yöne, fark edilip edilmediğini öğrenmek için baktı.

Yakıcı bakışların esiri olmuştu Catherine. Sahi bir bakışı ile baharı yaşatabilen adam bir bakışıyla niye cehennemi de yaşatamasındı? Gözler birbirini bulurken Catherine içinden lanetler okudu. Genç Dük'ün bakışlarının ardındaki soğukluğu hiç şüphesiz Kuzey'in donuk topraklarında bile bulamazdı.

Oradan uzaklaşması gerekiyordu. Bu görüntüye daha çok dayanamazdı. Tekrar ağaçların arasından kaybolurken malikanenin arkalarına doğru ilerleyip akasya ağacını buldu. Tam dala tutunmuş yukarı çıkarken bileğine dolanan ellerle ayağının kaymasıyla birlikte yere yapıştı genç kız.

Ve Bir RüzgârWhere stories live. Discover now